18. Bölüm - Sev Diye!

4.5K 502 55
                                    

Kanepeye geçip elime şeffaf dosyayı aldığımda, asıl amaca uygun davranıp yüksek not alabilmek için Uğur'un ders çalışmasını sağlayacaktım.

"Gel buraya, çalışacağız. " dediğimde, az önceki sorumu unutmadığını çarpık gülüşü ile ima ederek yanıma oturdu. İkinci kopyalarını kucağına koyduktan sonra notları anlatmaya başladım. Adama resmen yatağa attığı kızların sırrını sormuştum...

" Sunumu birlikte yapacağız. Öyle sırayla sen çık anlat, ben çık anlat olmayacak. Haber sunar gibi, birbirimize sadece ikimizin anladığı işaretlerle fırsat verip pas attıkça diğerimiz kalan yerden devam edecek. Daha çok sohbet ediyor gibi olacağız ama mutlaka seyirciye bakıp mimik ve el hareketleri ile anlatacağız derdimizi. "

Hala söyleyeceklerim bitmemişken ve ben elimde tuttuğum notları sırasına koymak çabasında olması gereken işimle ilgilenirken:

" Hiçbirini senin kadar istemedim. " dedi. Damdan düşer gibi söylenenler, parti sonrası birbirimize yabancı oluşumuz, sonra sıradan arkadaşlığa dönüşen tavırları sonrası bu söylediğine inanmam demek Gökçe'nin saftirik olduğumu söylediği noktaları haklı çıkarabilirdi. Sorgulamak derdine düşmem, ona prim vermem; ona mutlaka yenilmem demekti, bir kez gözlerine bakıp bu yenilgiyi peşinen kabullenmek yerine notlarımı tutan titrek ellerimin telaşına bakıp:

"Bu oyunları bir sonraki sunum ödevi ortasına sakla. Artık, elde etmek isteyeceğin kadar güzeli çıkar çıkmaz, o da şans işi. " dedim. Sonra söylediğimden memnun, kalp atışlarıma rağmen öz güvenimin yerinde olduğu bir hamle ile onun kağıtlarına uzandım. Onları da çabucak sıralayıp geri verdikten sonra başımı kaldırdım. Geçen saniyeler boyunca sessiz kalışı, onun sessizliğine neden olan meselelerinden birine düşmüş olmasındandı; kendini anlatamamak. Üzerimdeki bakışını görünce ilk sayfadan okuyarak anlatmaya başladım. Okuduğum tam sayfa boyunca aklımdan verdiğim örnekler, sorduğum sorulara alamadığım cevaplar, kendi kendime konuşur gibi çalışıyor olmam hemen hepsi Uğur'u yıldırmadı. Onun gyie üzerimde olduğuna emin olduğum bakışlarına çevirdim gözlerimi ve şimdi gözlerim tam olarak gözlerindeydi. Az sonra ağlayıp ilanı aşk edebilir, onun için razı olduklarımdan bahsedebilirdim. O kadar istiyordu ki tüm hücrelerim onu, elde edebilmenin her türlüsüne razıydım.

"Çalışacak mıyız, Uğur? " diye bağırdığımda ise, artık onunla baş etmemin imkansızlığına yenilmiştim.

" Dinliyorum ben seni. "

" Sorularıma cevap ver öyleyse. Akımın öncüleri kim dediğimde sen oradan devam etmelisin, not elinde oku işte. Ödevi örnekleri ile hazırladım. Bu kadarını da yap, tek başına puan almayacaksın. Beni de düşün."

"Seni düşünüyorum zaten. "

" Tamam o zaman, hadi sayfayı bir de sen anlat. "

Alaycı bir gülüş, deli mavi bakışlar, kaşlarını kaldıran söylemek istediklerim var bakışı:

" Gökçe, senin buraya asla gelmeyeceğini söyledi. Seni istediğim kadar kolay elde edemezmişim? O kızlardan değilmişsin sen. Böyle söyledi. Onu çok kaile almıyorum da sanırım sen onun dolduruşuna fena geliyorsun. Ne diyor benimle ilgili? 'Çok çapkın, her gün başkasıyla' mı? "

Madem eteklerimizde taşlarımız vardı, ben de onunla birlikte dökecektim.

" Yalan mı? " diye sorarken kendimden emin ama sadece bir sözüne inanmaya hazırdım.

YAS SÜRGÜNÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin