Bölüm 39 Hırçın

6.2K 216 51
                                    

Kısa bir cümle yazacağım...
Tam tamına 3765 bin kelimelik bölüm yazdım.Ve gerçekten duygudan duyguya girdim...Umarım bu yazdığım bölüme harcadığım emeğim için yapılan yorumlar ile mutlu olurum...

Keyifli okumalar....

Kendimi karanlık bir zindan da hissediyordum.Bir köşede oturmuş o karanlığa alışmış gibi.Siyah dumanın yansımasında adım sesler ile yavaşça yerimden doğruldum.Benim burda ne işim vardı?Korku ruhumu esir alıyordu.Saniyeler kayarak bana yakalaşan gölgenin karanlığı içimi paramparça ediyordu.mmKapıya baktığımda siyah ayakkabılar'la biri içeri girip köşedeki sandalyeye oturdu.Çakmağın ateşini yaktığında ela gözlerinden Selim olduğunu anladım.Sigarayı dudaklarının arasında dengeleyib dumanın içine çekip öfkey'le bana baktı.

"Selim?Ben neden burdayım?Götür beni burdan."Dedim biraz daha yaklaşarak.Ne kadar ileri gitsemde sanki geri geri gidiyordum."Bana neden öyle bakıyorsun?"Hiç bir şey dememişti.Gözlerine baktığımda yabancı birini görüyordum sanki.

Öfke,nefret,kin!

Bu üçü şuan karşımdaki adamı anlatıyordu.Ama neden?Neden beni bu karnlıktan çıkarmıyordu.

"Neden bana öyle bakıyorsun.Hadi çıkalım burdan."Nedensiz olarak kendimi yere diz çökmüş halde gördüm.Hatta Selim'in önünde diz çökmüştüm.Bakışlarını bana çevirdi.

"Merak etme birazdan çıkacaksın."Gülümsedim "Ama benim'le değil.Şimdi kalk ayağa."dedi tiksintiyle.Telaşlandım gözlerim yine kendini dipsiz kuyulara armağan ediyordu.İçime çektiğim titreyen nefesimle elimi dizinin üzerine koydum.

"Kimin'le?Selim bana öyle bakma ne olur?Tamam biliyorum sana söylemeliydim ama korktum işte.Anla ne olur.Özür dilerim!"Elindeki sigarayı yere atıp kolumdan tutarak ayağa kaldırdı."Ne yapıyorsun?"

"Gidiyorsun!" Kolumdan sürüklediğinde ona engel olup durdum.

"Yapma canım acıyor.Ben seninle gitmek istiyorum tek başına değil.Bir tek seninle.Lütfen yapma."Kafasını iki yana sallayıp tekrar kolumdan tuttu.Canım fazlasıyla yanıyordu.

"Bırak!"dedim tiz bir sesle."Bu sen değilsin.Sen değilsin"diye fısıldadım.İki tane adam kapıda beklediğinde hızla arkasına sakladım.Korurdu beni Selim.Kimseler vermezdi.

"Kızım?"

Aramızda bir süre sessizliği paramparça eden o sesle vücudum titremeye başlamıştı.Ellerim Selim'in koluna kenetlenmişti.Omuzumda yukarı Selim'e baktığımda ifadesizdi.Yüzünde hiç bir duygu yoktu.Sanki sığıdığım Selim değil,taştan bir heykeldi.İçimde oluşan derin kuyu huzur istiyordu.

"Bana onu getirdiğin için saol."Selim kolumdan tutup beni önüne çekti.O gülüş hayatımda en nefret ettiğim o gülüş.Yalvarır bakışlar'la ela gözlerine aşık olduğum adama baktım.

"Selim yalan söylüyor dimi?sen beni ona vermezsin,cevap versene."

"Al ve git."Beni bir hayvan gibi yere ittiğinde üvey babamın ayaklarının önüne yığılmıştım."Bir daha asla karşıma çıkma."Bu benim aşık olduğum adam değildi.Selim asla bana zarar vermelerine izin vermezdi."Artık senindir."

"Hayır,hayır Selim yapma ne olur.Verme beni onlara,verme yalvarırım."Üvey babam saçlarımı parmaklar geçirip yerde sürükleyerek ayağa kaldırdı.Acıyla inleyim "Selim"dedim.Arkasına bile bakmadan gidiyordu."Hayır bırakma beni,hayır lütfen bırakma beni.Hayır."

Omuzudam ki elle silkeleniyordum.
Gözlerimi açıp öylece tavana baktım.

"Şebnem" gelen ses tanıdıktı.Gördüğüm görüntüyle karşımdaki adamı ittim.
"Korkma."Gözlerimi tekrar kıpıştırım karşımda ele gözlerle telaş içinde beni izleyen adamın göğüsüne ellerimi yerleştirip sert şekilde ittim.

Çıkmaz Sokak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin