Merhaba:)Bölüm gecikti bazılarınız nedenini biliyor belki.Ama ben yine de söyleyim.Özel hayat!
Neyse keyifli okumalar...Yorumları bekliyorum.Bütün bebeklerin sağ ve sol omuzlarında,onlar için görevlendirilmiş melekler tarafında korudulduğunda,bir kadının bacak arasından çıkıp dünyaya ilk adımlarını atarlar.Önce şiş olur vücutları,sonra yavaş yavaş küçülür ve olması gereken vücutta olurlar.Nefes alırlar,o ilk nefesleri küçük henüz gelişmekte olan ciyerlerine dolur.İçindeki hava ciyerlerine dolarken ağlamaya başlar bütün küçükler.Ama o ağlayan küçükler tek bir göğüsde susar.
Anne!Anne kokusu!
Ciyerine dolan ve onu ağlatan havanın yerine,bütün bebekler o kokuyu ister.Gözleri kapalıyken kulakları azar azar işitir.Sonra yavaşça gözlerini aralar hafif bulanık görmeye başlar.Ve tekrar o göğüsde uyukuya giderler.Ama bazı bebekler anne kokusu ne onu bile bilmezler. Tıpkı Nefes gibi.Anne kokusu ne onu bile bilmeyen küçük bir kız çocuğu.Ona sarılıp uyumanın ne demek olduğunu bilmeyen kız bir çocuğu.Saçları uzarken anne tarafından taranmayan küçük bir kız çocuğu.Anne şevkati görmeyen küçük bir kız çocuğuydu Nefes.
Şevkat!
Şevkat görmeyen bütün kız çocukları hep eksikdir.Diğer taraları hep yaralıdır.Bir anne kız gördüğümüzde içimizdeki o yara kanamaya başlar.Çünkü sende aynısını istersin.Sen de annenin elininden tutup koşmak istersin.İlk aşkını,ilk özelini annene anlatmak istersin.Çünkü ne baba,ne bir başkası anlamaz seni.Bir tek anneler anlar,hissederler.Neden mi?
Çünkü o anneyide bir anne dünyaya getirmiştir.Peki ya tek doğurmakla anne olunur mu?Yoksa doğurmadan mı anne olunur?İşte o küçük ellerini sıktığımın kızın gözleri benden cevap bekliyordu.O an ruhumu yetimhande büyümüş sevgiye aç olan çocuklara yeniden benzettim.Çünkü bende yetim ve öksüzdüm.O sevgiye o kadar açtım ki,ellerini tuttuğumda küçük kızın tek bir lafımla kırılıp ellerimden kayıp gitmesini istemiyordum.O bakışları canımı yaksada tutunuyordum o gözlere.Elini yavaşca yüzüme getirip "ağlama"diye fısıldadamıştı.O kırık sesiyle fısıldamıştı.Boşta kalan elimi bende yüzüne yerlşetirip gülümsedim.Onu bu sevgiden mahrum edemezdim.Evet benim kızım değildi,benim canımdan kanımdan bir parça değildi.Ama o bendim.
Küçüklüğüm...
Anneye muhtaçken başkasına anne diyip kendini avutmaktı küçüklük.Doğurmak mı kolay?yoksa büyütmek mi?derdiler hep yetimhanede.Yanımdaki çocuklar doğurmak derken,ben büyütmek derdim.Doğurmak en kolayıdır çünkü beni doğuran kadın bu kadar kolay olduğu için beni kimsesiz bırakmıştı.Belki bir nedenden bırakmıştı.Ama yinede büyütmek her zaman yanında olmaktır.O zorluğu çekmektir asıl annelik.Büyütmek en zorudur.Ve bende en zorunu seçmiştim.4 yaşında ki minik kız çocuğuna anne olmayı seçmiştim.Göz yaşlarımı silip gülümsemiştim.İlk Selim'e baktığımda meraklı bakışlarla vereciğimi cevabı bekliyordu.Onun canı daha çok yanıyordu.Hissediyordum.
Bakışlarımı Selim'den çekip Nefes'e çevirdim."Senin ne istediğini ben çok iyi biliyorum.Ne hissettiğini biliyorum küçüğüm.Bana istediğini diye bilirsin.Şebnem,Şebnem abla,hatta anne bile diye bilirsin.Eğer öyle mutlu olucaksın ben senin annenin yerine tutmam belki ama sana güzel anne olurum."
"Yani anne diye bilir miyim?"Başımla onaylıp gülümsedim.
"Peki ben sana kızım diye bilir miyim?"Hiç bir şey demeden boynuma sarılıp sanki içine çekercesine saçlarımı öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıkmaz Sokak
Genç Kurgu'Çıkmaz' yazdığı halde. Israrla girdiğin sokağın adıdır AŞK.. Hikayede +18 ünsürlere yer verilecektir.