Bölüm 40 Çaresiz

6.3K 212 64
                                    

1 hafta geçmeden bölüm geldi.Güzel yorumlarınız motive etti diyelim.Çok uzun bölüm oldu umarım yine güzel yorumlar gelir.

Yorumları bekliyorum keyifli okumalar...

Sessizliği rüzgarın uğlutularında kayboluyordu.Öylece yüzüme bomboş bakıyordu.Ne bir hüzün ne bir gülümseme sadece bakıyordu.Sanki nefes almıyor,yaşamıyor görünmez his ediyordu kendini.Elini tutsam tutarmıydı?Yeniden istermiydi beni?
İçinde yanan ateşi gözlerinden göre biliyordum.Okyanusa düşse bile o ateş sönmeyecekti.Göz yaşlarım aralıksız olarak durdmadan yanaklarıma süsülyordu.Yüreğim acırken ,buz gibi damlalar kalbimi parçalıyordu sanki.

"Neden susuyorsun?Bir şey söyle öyle bakma bana bi-bir şey yap.Seni istemiyorum,sevmiyorum de." Omuzları çökmüş bir fiske vursam ağlayacak gibiydi."Susma Selim,ya bir şey söyle."Sesim tüm ormana intelecek tondaydı haykırşımı duymuyordu.
Kendime duyduğum öfkeyle ayağımı hırsla karlı çamura vurdum.Islak saçlarımı yüzümden çekip tüm gücümle onu ittim."Bir şey söylesene,yalvarırım bir şey söyle."Gözlerinin aksine etrafına saçılan o lanet duygularının anlamak imkansızdı.Selim'i anlamak imkansızdı.

Kafamı iki yana sallayıp göz yaşlarımı sildim.Belkide ağlamak çözüm değildi.Kendi kendime gülümseyip elimi yüzüne yerleştirdim.

Derin nefes alıp"Çek elini." dedi boğum bir sesle.

"İyimisin?Lütfen böyle yapma."diye fısıldadım.

"Çek elini." diye kükreyip elimi itti."Sana kaç defa dedim benden bir beklenti bekleme ben buyum sevemiyorum.Senin sevgiye ihtiyacın varsa o ben değilim."

"Ne?"

"Ağlamayı kes,ne ne bakıyorsun?Sevmiyorum kızım ben anladınmı sevmiyorum sadece bana iyi geliyorsun seninle her şeyi unutuyorum evet ama kalbim hızlanmıyor seninleyken.Senin bana beslediğin duyigları ben sana beslemiyorum."Boğazımdaki yumruya rağmen yutkundum.Ruhumdaki yaralar çoktan kanamıştı.Bir adım bana yaklaşıp nefesini yüzüme üfleyip ukala tavrıla gözlerime baktı."Sen cennetsin ben cehennem,ve senin orda yanmana izin veremem küçük kız sen bunu hak etmiyorsun.Seni seversem sende yanarsın."Elini yüzüme getirdiğinden  geri çekildim."Seni sevmiyorum." diye fısıldadığın da iki gözümden yaşlar süzülmüştü bile."Üzgünüm olmuyor yapamıyorum sevemiyorum ben."Elimi sıkarak tırnaklarımı avuçlarımı geçiridim.Canımı acıtacamaya yetiyordu.

"Neden?"

"Öyle işte seni seven var ama o ben değilim.Seni sevene git,git küçük kız."
Çıkar beni kalbinden sevme beni.Ben aşşalık adamın biriyim senin sevgini hak etmiyorum."Elinin omuza yerleştirip itti.

"Sakın,sakın peşimden gelme.Bir daha asla karşıma çıkma.Canımın yanmasını istemiyorsan ise çıkma karşıma"

"Saçmalama bin arabaya."Kafamı iki yana sallayıp geri geri gittim.

"O hırçın kızı ben öldürmüştüm Selim ama şimdi küçük kızını sen öldürdün.Sen benim kalbimi paramparça ettin.Bir daha asla kimeseyi sevmeyeceğim."deyip hızla koşmaya başladım.

"Şebnem dur.Ben öyle demedim."
Peşimde düştüğünde "gelme"diye bağırdım.Elimin tersiyle göz yaşımı silip tekrar nereye gittiğimi bilmeden koştum.Önüme çıkan taksiye bindiğimde iki elinide kafasına vurması yetmiyormuş gibi elinide yumruk yapıb ağaca geçirdi.

"Nereye gidelim kızım?"

"Bilmiyorum." deyip başımı cama yasladım."Sen sür söyleyeceğim."İşte şimdi gerçekten yalnız ve kimsesizdim.Yanımda kendi ruhumdan başka kimse yoktu.Kimi zaman canın pahasına olan her şeyi önüne silah gibi koyarlar.Ve senin göz yaşların o silahın mermisidir.O silaha mermileri yerleştiren bendim.Şimdi bir mermi gibi süzülen göz yaşalarım durmuyordu.O bendeki güven kırıntılarında almıştı.Ona kızamıyordum aksine kendime kızıyordum.Ne yapacaktım ben?Selimsiz yaşayamam ben.Tüm düşüncelerimde beni arındıran çalan telefonum oldu.Bir umut belki Selim dedim ama değildi.Ali idi.

Çıkmaz Sokak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin