Bölüm 64 Dosya

4.5K 147 66
                                    

Selam;) Artık yavaş yavaş her şey açığa çıkıyor.Bakalım bundan sonra neler olacak?Hatalarım olduysa affola.Yorumları bekliyorum keyifli okumalar.

Bölüm şarkısı Raign Don't Let Me GO

"Selim?"dedim cılızlaşan sesimle.Sessizlik ince bir kumaş parçası gibi parçalanmıştı aramızda.Böyle durması,hiç bir şey söylememesi canımı fazlasıyla yakıyordu."Belkide sen öyle sandın,olamaz mı?"Rüzgâra dayanamayan saç tellerim görüş açımı kapatırken gözlerini bir an olsun bana çevirmemişti. Katran karası gibi gece üzerime çöküyordu.Sokakta yanan loş ışıkları bile yanmıyordu sanki.Siyah bulut tekrar bize yüksekten bakarak alay edercesine gülüyordu.En azından ben böyle hissediyordum.

Belkide tanrı bizim için her gün güneşi doğurarak,bizi mutsuz kılan her şeyi değiştirmemiz için zaman tanıyordu.Bunu azda olsa başarmak istiyorduk,ama ışıl ışıl güneşin önüne hep siyah bulutlar alıyor ve o an mutlulukla olan bağımız kül gibi havaya savruluyordu.Sessizlik hükmünü sürdüryor,acımızı içimizede çekmeye mahkum ediliyorduk. Susuyoruz,nefes alıyor,ama dudaklarımızı kımıldatmıyoruz.İşte  o zaman suskunluk, duyguların yoğunlaşmasına yol açıyor,bizim aramızdaki sessizlik, iletişimin çoğalmasını sağlıyor gibi.Çünkü biz iki zavallı insan sessizliğin içinde, ikimizden daha büyük olan bir şeyi paylaşıyoruz.Acımızı.Çünkü biz konuşmadan da birbirmirizi anlıyoruz.Usulca bir iki adım attıp başımı omuzuna yasladım,elimi montunun cebine sokup buz gibi elini tutmuştum.Bir iki saniye sonra elimi sıkıp beni daha çok kendine çekmişti.Yine o uçurumun kenarında tüm acılarımızı rüzgara fısıldıyorduk.Ben biliyordum,benim ailemden bir kişi hayatta.Selim o yüzden her defasında 'belki bir kardeşin,ya da abin' var diyor.Ama ben öğrenmek istemiyorum,çünkü korkuyorum.

"Biliyor musun?"Omuzumdan yukarı öylece bomboş bakan yüzüne baktım."İnsan'nın kardeşi olması çok güzel bir şey,ama onu kaybetmek en kötü şey.Ama bazı kardeşler gerçek kardeş olmuyor.Mesela Barış,güya benim kardeşim,ama nerde?Ben en başından anlamalıydım o benim kardeşim değil.Ya da kardeşim ama insan kardeşine kötülük yapmaz ki."

"Beni hatırlamıyor.Elif o,benim kardeşim..."Önüne keçip yüzünü avuçlarım arasına aldım."Sana verdiği ruj nerde?"Hızla cebimdeki ruju alıp uzattım."Hep bu markayı alırdı lanet olsun..."

"Tamam sakin ol lütfen."Sinir ve öfke karışımı olan nefesi etrafımzda uğuldayan rüzgardan daha sert çarpıyordu yüzüme."Eğer oysa eminim seni hatırlayacak,hem yaşıyor ya sen ona bak.Ölmedi yaşıyor.Hadi şimdi eve gidelim yarın herşeyi öğrenmeye çalışırız."Bakışlarını bana çevirip kafasını sallamıştı.

"Hayatta olması bile yeter dimi?"Sağ gözünden damlayan yaşı elimle sildim.

"Tabiki,hem zamanla hatırlar seni.A-Arasta hafızasını kaybetmişti ama sonra hatırladı.Hem Aras'ı da hatırlamıyor.

"Bana Aras deme."dişlerini sıkarak tıslamıştı.

"Tamam özür dilerim."

"Özür dileme,her şey için özür dileme artık."sesi daha çok yükselmişti.

"Tamam dilmem,yeterki sakin ol lütfen."İstemsiz olarak başımı göğsüne yaslamıştım."Her şey yoluna girecek yemin ederim girecek.Ama biraz zamana ihtiyacın var.Eve gidelim lütfen."Kafasını sallayıp saçlarımdan öptü.

"Gidelim." Yolcu koltuğuna oturup kemerimi bağladım.Selimde arabada yerini almıştı.Eve doğru kullanırken istemsiz olarak canım çilek çekmişti.Gece gece bu durumda çilek nerden aklıma gelmişti?Selim'e dönüp "Selim?"dedim.

Çıkmaz Sokak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin