Bölüm 66 Uçurtma

6.6K 145 91
                                    

Selam:) Nasılsınız?Beni sorarsanız çok iyiyim.Neyse bölüm için gerçekten çok uğraştım Selim'in fikirlerini yazmak bazen zor oluyor.Ama güzel bir bölüm oldu yani bence.Hatalar olduysa affola..

Bölüm Şarkısı-Yael Naim -Toxic

Yorumları bekliyorum.Keyifli okumalar....

Selim

Çaresizlik?
Kalbimin sol kaburgana açtığı yarığın adıydı.Acısı canımı yakıyor fakat büyük bir devrim oluşturmuyordu.
Muhtaçlık?Muhtaçlık,kokusu yatalak bir hastaya iyiedecek yegane çiçekti.Çiçek muhtaçlığını tohumlarını besliyordu,ve bir damla su ona yeterli gelmiyor iken,ruhumun zehir kattığı içkiyi yudumluyordu kristal bardaklarda.Çiçek soluyordu,tohum kopuyordu,adı çaresizlik olan duygu muhtaçlıkla yer değiştiriyor,kokusu mide bulandırıyordu.Ruhum umursamıyordu artık.Yavaş yavaş tükeniyordum,kanım çekiliyordu.Ruhumun zehri,soluğumun muhtaçlığıydı meğersem.Tek muhtaçlığım saçlarımı bir çocuğa şefkat gösterir gibi okşayan kadındaydı.Ama öyle yaparak,aciz elleri kanla kaplı olan adamın ruhunu okşarken,aslında kalbime nasıl hançer etkisi bırakdığını bilmiyordu.Düş kırıklarından bir hançer batıyor kalbime. Parçaları kopmuş,göğe savrulmuş kelimler gibi damla damla kanıyor içim.Hançer gittikçe daha derine batıyor ve içimde beslediğim o sessizlik kalbimi paramparça ediyor.

Geçmişime zehir etkisi bırakan fısıltılar,şimdi daha sessiz,yorgun ve çaresizdi.Çaresizlik ruhumun daha kirli olmasından kaynaklanıyordu.
Yıllar önce babam sandığım adamı öldürmüş,masum bir cana kıymış aşağlık adamın tekiydim.Tek o değilde kaç tane cana kıydım,suçlu ya da suçsuz.Şişeyi tekrar kafamı diktiğimde elimin arasından alıp kenara koydu."Üçüncü şişe bu,içme artık."Sesi öyle kısık ve güzeldi ki.Bana iyi gelen tek şey gibi.

"Sarhoş olmak istiyorum,ama olmuyor.Düşüncelerimin iplerini çözmek istiyorum.Kafamın içinde fırtana yaşamak,bir canavarla konuşmaktan daha karışık.Düşünmek istemiyorum."Boşta kalan elini yüzüme yerleştirip "ne yapa bilirim?"diye fısıldadı.

"Sen ne istersen yaparım,yeterki içme artık."

"Bir şey yapmana gerek yok saçlarmı okşarken ben uyusam olur mu?"

"O zaman kapat gözlerini."Yatakta dönüp yüzümü karın hizasına getirerek gözlerimi kapattım.Saçlarıma bıraktığı elleri, benim kirli olan olan ruhuma, tertemiz yumuşak bir tüy gibi etki bırakıyordu."Biliyor musun? Biz çok mutlu olacağız küçük bir evimiz olacak.Sen,ben,Nefes,Armağan ve bir tane daha ismi daha olmayan bebeğimiz.Sen hep Armağanla küçük bahçemizde futbol oynayacaksın ben Nefes'le birlikte bahçede yemek masasını hazırlayacğım.Sonra hepimiz birlikte o masaya oturacağız,ve güzelce yemeklerimizi yiyeceğiz.Sonra da Ali gelecek kucağında kendine benzeyen kızıyla.Böyle biraz turuncu olacak ama çok tatlı,senide çok seviyor."Titreyen sesi beynimde fırtınların yok olup gitmesini sağlamıştı.Gözlerimi açıp ona baktım.Gözlerini kapatıp konuşsada, kapalı gözlerinde akan yaşları parmağımla silip,doğruldum."Sonra akşam olacak,ilk çocuklar uyuyacak sonra biz ikimiz salonda film keyfi yapacağız.Sen yine diyeceksin bu film çok saçma bende inat edip izleyeceğim.O zamanlar ikimizde geçmişimizi unutmuşuz kendimize bembeyaz bir sayfa açmışız o kadar mutluyuz ki.Hiç kavga etmiyoruz."

"Hiç ağlamıyorsun."

"Hiç ağlamıyorum."

"Ama arada bir kavga ediyoruz."

"Yani çok az.Biz çok mutlu olacağız Selim.Söz mü?"Kafamı sallayıp "söz"dedim.Biraz daha yaklaştım dudaklarına.Bazı zamanlar vardır ki,kadehinden cineyetini içtiğin sessiz haykırışlar,karanlığa rağmen dudaklarına dokunan dudaklarıyla bir melhem gibi öper.İlaç gibi tüm kirli ruhundan arındırır seni.Zaman durur ve o an sadece dudaklarından aldığın tadı hissedersin.O an fark ettim aslında ağlıyordum;sessizce içime doğru ağlıyorum.Dudaklarını geri çekip gözlerime baktı.

Çıkmaz Sokak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin