49✴Bölüm "Çıkmaz sokak"

5.9K 288 12
                                    

İnsan öyle çıkılmazlara girerdi ki, ne olduğunu anlayamaz ne yaptığını hiç anlayamazdı. Suçsuz hisseder, hissettirmek ister.

Yaklaşık iki saattir öylece oturuyordu. Tek kelime dahi etmemişti. Görkemi o kadar fazla dövmüştü ki, hala gömleğinde kuruyan kanlar duruyordu.

Elindeki bardağı daha fazla sıktığında bardak elinde parçalar haline gelmişti, bu durum benden endişeli bir haykırış yükselmesine sebep olmuştu.

"Sedat elin" diye birkaç adım ona attığımda beni sağlam olan eliyle itti.

"Nasıl yaptın bunu?" diye sorduğunda ayağa kalkmıştı.

"Ben birşey yapmadım"

"Yalan söyleme! Artık bana yalan söyleme!" diyerek üzerime gelmeye başladığında korkarak bir kaç adım geriye gidiyordum.

Duvarla beni arasında sıkıştırdığında gözleri dolmuştu. "Her istediğini yaptım. Bir bebeğimiz olacaktı. Nasıl yaptın? Ne yetmedi sana?!" diye kanayan elini duvara vurdu.

"Sedat... Ben birşey yapmadım. Yemin ederim"

"Lan ne birşey yapmadın?! Adam omzundaki gamzeyi nerden biliyor? Gözümün önüne bile getirmek istemiyorum" dedi ve ardından devam etti "Ben seni sevmekten başka ne yaptım?" diyerek kanayan eliyle göz yaşlarını sildi. Bu hali beni paramparça etmeye yetiyordu.

Nasıl düşünebiliyordu benim o adamla birlikte olduğumu? "Sedat yemin ederim ben birşey yapmadım! Neden bana inanmak istemiyorsun?" dedim bende aynı şekilde ağlayarak

"Açıkla o zaman açıklasana!" dedi beni kollarımdan tutarak

"Bil..bilmiyorum Sedat. Bana inanman lazım"

"Sana nasıl inanayım? Söyle sana nasıl inanayım?! Daha öncede yemek yemeğe gitmiştiniz. Nasıl anlamadım? Söyle lan? Arkamdan güldünüz mü?!" diyerek beni duvara ittiğinde sırtımın aniden duvara çarpmasıyla bağırdım bu kadarı fazlaydı.

"Yeter Sedat! Aldatmadım seni! Ben senden başkasına nasıl bakarım? Böyle bir düşünmen bile saçmalık!"

"Kes sesini! Git! Seni görmek bile istemiyorum!"

"Ne diyorsun? Nereye gideceğim?"

"Git işte. Seni görmek istemiyorum!"

"Sedat... Yalvarırım... Ne dediğin farkındamısın? Aldatmadım seni. Benden böyle birşeyi nasıl istersin?"

"Ayça defol! Senin gibi birini evimde görmek istemiyorum" dedi ve koltuğa oturdu. Elini hızla salayarak elindeki kanları yere damlattı.

"Sedat çok pişman olacaksın!"

"Zaten sana inanarak pişman oldum"

"Sana birşey demiyorum! Birgün pişman olacaksın!" dedim ve odaya hızla çıktım. Birkaç eşyamı çantam koyarken ağlamaya devam ediyordum. Böyle bir acı yoktu. İlk defa beni bu kadar çok kırmıştı. Bana hala o iğrenç sözleri söylediğine inanamıyordum. Nasıl benden böyle birşey beklerdi? Benim onu aldatacağımı nasıl düşünürdü?

Bu hamile halimde beni resmen evden kovmuştu. Elbet bir gün gerçekler açığa çıkacaktı. İşte o zaman bana yalvaracaktı. Ama iş işten geçmiş olacaktı.

Aşağı indiğimde Sedat ellerini başına koymuş koltukta oturuyordu. Açıklama yapamıyordum çünkü o şerefiz adamın benim omzumdaki gamzeyi nerden bildiğini bilmiyordun.

Kahretsin! Böyle zor olmamalıydı. Aklım almıyordu, asla da almayacaktı.
"Gidiyorum. Otur düşün! Çok pişman olacaksın" dedim ve kapıdan çıktım. Onun arabasınıda istemiyordum!

Bana Aşıksın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin