"Belkide ben sencilim"
"Anne!"
"Anne!"
Gözlerimi hafif araladığımda floresan lamba gözlerimi çok fazla rahatsız etmişti. Kapatıp tekrar açtığımda gözlerim çok bulanık görüyordu. Başımda elimi tutan sedata kafamı çevirdim.
"İyimisin güzelim?"
Elimi yaramın olduğu tarafa götürdüğümde ağzımdan boğuk bir inilti çıktı. Yaram gerçekten acıyor ve yanıyordu
"Şşş tamam konuşma biliyorum acıyor" dedikten sonra yatağın üstündeki düğmeye bastı. Fazla süre geçmeden bir doktor ve 2 hermşire odaya geldi.
"Yarası çok acıyor müdahale edin" dedi. Eliyle beni göstererek. Bu hali beni mutlu etsede. Yaramın acıdığı gerçeğini değiştirmiyordu.
"Acısı olacak sedat bey biz ağrı kesici iğne vurduk etkisini gösterecektir" dedi doktor arkası dönüp gitti.
"Etkisini gösterecektir" dedi. Tekrar elimi tuttu. Gülümseyerek bakması benimde gülmeme neden olsada. Kendimi tutarak buna engel oldum. Elimi biraz geri çektim. Kafamı başka tarafa çevirdim.
"Ayça iyimisin?" dedi sert ve soğuk sesini koruyarak.
"İyiyim." dedim tok sesimle
"Emin misin? Ne oldu söyle bana"
"Sedat ben.. Ben utanıyorum benim yüzümden başına neler geldi" dedim. Gözümden bir damla yaş süzüldü.
"İlk önce göz yaşlarını silelim" dedi baş parmağıyla yanağımı okşarcasına göz yaşlarımı sildi. "Öncelikle senin yüzünden değil. Sen daha önemlisin" dedi.
Tam ağzım aralanırken odanın kapısı tıklatılıp içeri ömer ve yanında fazlasıyla yapılı bir adam daha içeri girdi. Yapılı adam zaman kaybetmeden konuşmaya basladı.
"Sedat bey adamı bulduk" dedi sesi oldukca sert ve kararlıydı. Hangi adamdan bahsediyordu bu adam. Hem de sedatın ne işi olabilirdiki? Bu iyi yapılı adamla.
"Tamam siz dışarı çıkın geliyorum" dedi. Ömer hemen lafa atıldı.
"Oo yengecim nasılsın" dedi gülerek. Bu yenge lafı beni biraz gülümsetsede biraz sinirimi bozmuştu.
"İyi.. Gibi" dedim. Elim yine yaramın oldugu tarafa gitmişti.
"Ömer beni sinir etme çık dışarı. Kızın canı acıyor" dedi. Bağırarak. Ömer bu lafların üstüne ömer ağzındakı hayali fermuarı çekerek yanımızdan ayrıldı.
"Benim birkaç saatlik işim var ben dönerim eğer birşey olursa hemen beni..." derken sözünü kesen yine ben olmuştum
"Gitmesen...gitme yani burda kalsan" dedim. Ne yüzsüz birşey olmuştum ben ya yanaklarımın kızardığını hissettidiğim için kafamı biraz yan tarafa doğru çevirip gözlerimi cama odaklamıştım.
"Gitmem gerek önemli" dedi. Daha fazla üstelemeyerek kafamı aşağı yukarı salladım. Sedat yanıma yaklaşıp alnıma kuş tüyü kadar bir öpücük bırakıp geri çekildi. Ardındanda kapıyı açıp çıktı.
Bu ne içindi şimdi? Sedat sanırım kendimi kötü hissetmemem için öpmüştü. Herhale ama ya düğündeki?
Çok meraklı olmaya başlamıştım. Çok fazla ilgi göstermesi bende şok etkisi yaratsada mutlu oluyordum. Hem önemli bir iş olmasa gitmezdi herhalde...
Düşüncelerimi bir kenara bırakıp kapıyı açan kişiye yönlendirdim kafamı. Ömer gelmişti sanırım sedat onu bırakmıştı yanıma. Ona kocaman gülümseyerek içeri gelmesi için elimle işaret yaptım.
"Yenge abim gittti dimi?" dedi gülerek.
Bende kafamı sallayarak "evet gitti korkma" dedim. Aynı onun gibi gülerek.
İçeri girip yanıma sandalye çekti "yok ya ne korkması ben gittimi diye merak ettim" dedi. Omur silkerek
"Eminim ya tabiki korkmuyorsundur" dedim. Ardından kıkırdadım.
"Yenge görmüyon mu tipini çok sert" dedi. Bu laflar benimde kahkaha atmama sebep olmuş ayrıyetten birde yaramın acımasını sağlamıştı.
"Şaka bi yana gülme bak birşey olursa sana abim beni öldürür" dedi.
"Tamam tamam iyiyim ben" dedim gülerek. Bugün fazlasıyla gülmüştüm. Herhalde bu ömerin sayesindeydi. Ömeri kardeşim gibi görüyordum. Fazlasıyla sempatikti bide bana yenge diyip durması yokmuydu.
"Ömer bana yenge demesen sonuçta sahte bir evlilik" dedim derin bir iç çektim.
"Saçmalama sahte bile olsa ben seni yengem olarak görüyorum abimin sahte evliliği beni ilgilendirmiyor. Ayrıca ayrılmazsınızda eğer ayrılırsanız bile benim yengem sensin" dedi. Bu kelimeler beni gururlandırsada ayrılmazsınız derken...
"Ayrılmazsınız derken ne demek istedin ömer?" dedin şaşkınlık ifademi koruyarak
"Şey aslında.. Ben gitsem iyi olacak" diyerek oturduğu sandalyeden kalktı.
"Hey ömer dur. Ah!!" diyerek elimi yarama götürdüm. Bu sefer gerçekten çok fazla canım yanmıştı. Ömer kalktığı sandalyeden yanıma gelerek
"Yenge iyimisin" dedi. Cevap vermeme kalmadan kapı açıldı sedat içeri girdi.
"İçim rahat etmedi bend..." Derken ömeri görünce daha doğrusu ömeri endişeli görünce
"Ömer ne oluyor burda? Ayçayı rahat bırakmanı söylemiştim"dedi. Baya bir yüksek çıkmıştı ses tonu.
"Abi ben... Tek bırakmamak için gelmiştim... Bir anda yarası.." dedi. Sözlerinin devamını getiremedi. Elim yaramın üstündeyken elime sıvı birşey temas ediyordu. Kafamı hafifçe doğrultarak yarama baktığımda yaramın kanadığını farkettim. Elimi yavaşca kaldırarak Sedata
"Sedat ömer birşey yapmadı. Ihh yaram kanıyor doktoru çağır" dedim. Yaram her sızladığında sesli bir inilti çıkarıyordum.
"Yaran mı kanıyor tamam tamam kendini yorma. Ömer doktor çağır hadi abisi çabuk" dedi. Ömere sanki söylememişti de emretmiş gibi bir sesi çıkmıştı. Ömer ışık hızında odadan uzaklaştı. Kısa süre sonra doktor odaya girdi.
"Kanaması var hemen müdahale et. Elini çabuk tut!" dedi.
"Tamam sedat bey siz dışarıda bekleyin" dedi
"Tabikide hayır burda kalacağım" dedi. Ömer Sedatın kolunu tutarak
"Hadi abi çıkalım işini yapsın" dedi. Sedata karşı fazla sakin ses tonu vardı
"Hayır dedim ömer" dedi dişlerinin arasından sedat.
"Sedat git. Lütfen" diyebilmiştim. Ömer benim için tekrar sedata dönerek
"Hadi ama abi" dedi. Sedat daha fazla direnmeyerek odadan çıktı.
Merhaba canlarım. Yavaş yavaş büyüyoruz. Voteleyen okuyan herkese çok teşekkür ederim. İyiki varsınız. Bölümler kısa biliyorum ama bu aralar derslerim fazlasıyla yoğun ama elimden geldiğince uzun yazmaya çabalıyorum. Sizde desteklerinizi eksik etmeyin.
Öpüldünüz :**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Aşıksın!
RomansaZor bir hayat... Geçmişin küllerini hayatından tamamen silip atmak isteyen bir kız. Bu zorlu hayatında nelerle karşılaşacak? Bu yakışıklı genç adamın ona yardım eli uzatırken genç kızın ona aşık olması varmıydı planda? Ya adam yıllardır sevdiği kız...