"Aşk ne demek? Aşktan yanmak ne demek?"
Keyifli bir yemeğin ardından sedat yorgun olduğunu söyleyip odaya çıkmıştı. Halede yol yorgunu olduğunu söyleyince odaya çıktı. Bende odanın yolunu tuttum. Acaba sedat uyumuşmudur ki? Uyumuşdur uyumuşdur o öküz. Bir teşekkür bile etmedi. O kadar uğraşmıştım oysaki.
Gerçektende ben niye o kadar çabalamıştım ki hazır söyleseydim keşke o hiçbirşeyi haketmez. Odadan içeri girdiğimde sedat yatakta yatıyordu. Hey bi dakika o benim yatağımda mı yatmıştı? Hayır ya olamaz sedat ya. Hızlı hızlı ilerleyerek yatağın başına geldim sedatı iterek yatağın ucuna kadar getirdim.
"Ya kızım ne yapıyosun git başımdan"
"Asıl sen ne yapıyosun manyak. Birde yatağıma yatmış"
"Bana bağırma! Nerden senin yatağın oluyor?" dedi gözlerini ovuşturarak
"Çık yatağımdan" diyerek kollarımı birbirine bağlayarak kendimden emin bir gülümseme yerleştirdim suratıma.
"Hayır" dedi tok bir sesle
"Sedat çık çık çık" diyerek onu itelemeye başladım. Nasıl bir güç vardı Bu adamda etki bile etmiyor. Sanki duvara vuruyordum. Kolumdan tutarak beni aniden altına aldı. Gözleri gözlerime kitlenmiş bir şekilde öylece bakıyorduk. Onun o erkeksi kokusu burnumu tırmalarken rahat olamıyordum. İçimi kıpır kıpır ediyordu. O grimsi gözleri beni fazlasıyla büyülemişti.
İrkilerek kendime geldiğimde Sedatın hala üstümde bana derin derin bakışlarını farkettim. Onu kollarımla onun o sert göğüsüne baskı yaparak
"Ne..ne yapıyorsun sen kalk üst.." demeden sedatın sözleri laflarımı kesmişti.
"Şş sessiz" diyerek dudaklarıma eğildi. O sıcacık nefesini dudaklarımın üstünde hissettmek gerçekten duygularımı zirveye taşımıştı. Hafifce dudaklarını dudaklarıma sürtdükten sonra aralanan dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Yaptığımız doğru değildi. Biz kağıt üzerinde evliydik. Sahte bir evlilikti bu. Bunların hepsi bir oyundu. Ve ben şuanlık sedatın yaptığına karşılık verirsem... Herşey yanlış anlaşılabilirdi. Belki onu sevdiğimi düşünebilirdi.
Sedatı iterek geri çekildim. "Bu.. Bu yaptığın... Yaptığımız doğru değil" diyerek Sedatın altından kalktım.
Dolabın önüne geçerek yastık ve ince bir örtü alarak sedata bakmadan kapıyı açıp dışarı çıktım. Koltuğa örtüyü ve yastığı fırlatıp direk banyoya ilerledim.
Yüzüme bir defa soğuk su çarptım. Sonra bir daha... Sonra bir kez daha... Ne olmuştu öyle yanaklarım kırmızı kırmızı olmuş. Ne olmuştu bana kendime gelmeliydim. Sedat...
Hayır ben ona aşık olamazdım sevemezdim onu. O beni asla sevmeyecek bir insan. Kendimi ona emanet edersem benimde sonum başka kızlar gibi olacak. Tek gecelik... Kullanılıp atılmış... Ben... ben evet ondan etkilendiğim fazlasıyla doğru ama olmazdı. Koskoca Sedat PAKSOY beni sevemezdi. Kullanıp atardı. Ona güvenemezdim. Düşüncelerimden ayrılıp havluyla yüzümü kuruladım. Tam kapıdan çıkacakken kapının tıklatılmasıyla birlikte irkilerek iki adım geriledim.
Yine sedat mı gelmişti. Hayır hayır gelmemeliydi. Onu göremezdim. Görmemem gerekiyordu. Zaten fazlasıyla utanıyordum.
"Gel" dedim kısık ses tonumla. Hale de olabilirdi sonuçta evde tek değildim.
"iyimisin merak ettim " dedi sedat kapının yarısını açmış ,kafasını uzatmış bir şekilde. Hemen kafamı öne eğerek havluyu geri astım ona bakmak istemiyordum. Onu görmek sesini duymak çok utanç vericiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Aşıksın!
RomanceZor bir hayat... Geçmişin küllerini hayatından tamamen silip atmak isteyen bir kız. Bu zorlu hayatında nelerle karşılaşacak? Bu yakışıklı genç adamın ona yardım eli uzatırken genç kızın ona aşık olması varmıydı planda? Ya adam yıllardır sevdiği kız...