71✴Bölüm "Fotoğraf çekimi"

1.9K 66 7
                                    

Aynanın karşısında saçlarımı düzenlerken Sedat arkadan kollarını belime doladı. Kot pantolonumu giymiştim ama üzerimde sadece sutyenim vardı.

"Hadi geç kalacağız"

"İzin verirsen hazırlanıyorum"dediğimde, ellerinden bir tanesi sütyenimin içinden göğsümü avuçladı ve sıktı. "Ah Sedat napıyorsun?" diyerek elini ittim

"Senin göğüslerin bir beden daha mı büyüdü artık avucuma sığmıyor"

"Saçmalama Sedat aynı 85"

"Demekki bana öyle gelmiş" diyerek yanımdan ayrılarak yatağa oturdu ve telefonuyla ilgilenmeye devam etti

"Ezrayla Deniz?"

"Deniz ezranın odasında, ezrada beşiğinde güzelim"

"Aşkım sana kaç kere diyorum şu çocugu tek başına bırakma diye biliyorsun yürüyor artık merdivenden felan yuvarlansa ne olucak"

"Kapısı kapalı birsey olmaz"

"İcim rahat etmedi git bi bak hadi aşkım lütfen"diyerek koltuğun iki kenarına ellerimi koydum.

"Sende önümde bu seksi vücudunla durmasan iyi olucak" dediginde gülerek

"O nedenmiş?" dedim

"İçim rahat etmiyor güzelim" diyerek yanağımdan makas alıp odadan çıktı. Bu adam zır deliydi.

Askıdan açık mavi gömlegimi alarak giydim.

Bugün aile cekimimiz vardı. Çok güzel olmustum. Gayet şık ve dogaldı makyajım. Tabi gidene kadar böyle giyinmiştim. Fotoğraf çekimi için gittiğimiz yerde güzelce bordo elbisemi giyecektim. Denizle ezrayıda uyumlu giydirmiştik. Ezraya da bordo bir fırfırlı ve tütülü bir elbise giydirmiştim kafasındada bordo kocaman bir çicek olan bandana takmıstım. Deniz ise aynı babası gibi beyaz gömlek siyah pantolon giymişti. Denizin babasından tek farkı bordo papyonuydu.

Sedata da bordo papyon taktıracaktım ama uyuz bey istemedi. Her yerde bi pürüzlük çıkartacak zaten.

(...)

Fotoğraf çekimi bitmek üzereydi. Fotoğraf harika ötesi olmuştu sandığımdan güzel bir aile albümü olucaktı. Hele deniz ve ezranın o harika pozları... Benim maviş oğlum tambir fotojenikti.

Fotoğraf cekimi bitmisti ilk isim ayağımdaki stelettolardan kurtulmak oldu resmen 2.5 saattir ayağımdalardı ve acı veriyordu. Ezrayı kucagıma alarak Sedata döndüm,

"Ben acıktım yemek yemeğe gitsek?"

"Bu üst başla mı?"dedi tek kaşını kaldırarak

"Ne var üstümüzde sadece biraz fazla şıkız nolmuş yani, tabi benim her zamanki halimde... Sen iyi bilirsin"dedim fısıltıyarak

"Çok konuşma! Hadi gidelim o zaman topla çantanı" diyerek adamla fotoğrafları ne zaman alabilecegimizi konusmaya gitti

Fotoğraflar için fazlasıyla meraklıydım hemde çok fazla. Ezra kucagımda uyumuştu. Onu arabadaki koltuğunu yatırarak yatırdım. Kafasındaki kendinden büyük bandanayıda cıkarttım bunalmasın diye. Deniz bey hiç yorulmuşa benzemiyordu. Sedatta onu arabaya koyduktan sonra. İkimizde arabada yerimizi aldık

"Anne suu!" diye denizin bagırmasıyla Sedat kafasını sinirlenirmiş gibi yaparak direksiyona vurdu

"Bu çocugun hiç su içmesi bitmiyor"

"Babası sende ne söylendin yani. Benim oğlum susamış burda sen söylen"

"Tamam güzelim içirde gidelim artık" dediginde denize biberonunu vererek içmesini bekledim. Artık büyümüştü. Yürüyor konuşuyor (bazı kelimeler "su, anne, baba, acıktım, yapma") konuştuklarimizi hemen anlıyordu.

Bana Aşıksın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin