"Aklında başkası varken, dokun hadi başkalarına. Unutursun, sinirin geçer yine tutulursun."
Gözlerimi sevdiğim adamın burnuma dolan kokusuyla açtım. Bu gerçekten huzurdu. Uyku halinde nasılda sokulmuşum ona. Baş parmağımı onun yeni çıkmaya başlayan sakallı yüzünde gezdirdim. Bu kadar yakışıklı olmak zorundamıydı?
Kulağındaki minik küpesi ona aydı bir hava katıyordu. Yanağına küçük bir öpücük bırakıp geri çekildim. Gözlerini yavaşca aralarken kalp ritmim çoktan değişmişti. Nasılda bağlanmışım haberim yokmuş.
"Günaydın" diyerek birşeyler mırıldandım
O asil bir o kadarda yakışıklı çehresine güzel bir gülümseme yerleştirerek beni ödüllendirdi.
"Günaydın" diyerek alnıma öpücük bıraktı.
"Bugün gidecekmisin?" dedim. "Yani şirkete" diye sorduğumda gitmemesi için herşeyi yaparım diye iç geçiriyordum.
"Gitmemi istermisin?" diye sorduğunda yüzünde sinsi bir gülümseme vardı.
"Bilmem.. Yani istiyorsan gidebilirsin" diyerek mırıldandım. Yani şimdi gitmeni istemiyorum hep yanımda kal desem sürekli başıma kakacağını biliyorum.
"O zaman giderim" dedi saçlarımla oynarken.
Ne yani benimle vakit geçirmek istemiyormuydu? "Gideceksin yani" diyerek direttim.
"Gitmemi istemedin mi?" diyerek yataktan doğruldu.
"Yani istersen gid..."derken sözlerimi Sedatın imalı sözleri kesti.
"Biraz cesaretli olmayı öğrenmelisin" diyerek dolaptan çıkarttığı gömleği askısından çıkartıyordu.
Arkasını dönüp üstündekini çıkartırken bir anda ağzımdan çıkanlara engel olamadım "gitmeni istemiyorum" dedim.
Tshirtini çıkarttığı için üstü çıplaktı. Ve fazlasıyla göz alıcı görünüyordu. "Demek gitmemi istemiyorsun" dedi yine o yüzündeki çapkın gülümsemeyle.
"Evet" diyerek bende yataktan doğruldum.
"Ya demek öyle" diyerek askıdan çıkarttığı gömleği tekrar askısına taktı. Bu adam benimle oyun mu oynuyordu?
"Eee gitmeyecekmisin?" dedim sıkıla sıkıla.
"Hayır" derken yataktan hafifce zıplayarak Sedatın boynuna kollarımı doladım. Sedat benim için işe gitmiyordu. Sadece benim için.
"Boğuluyorum" dedi boğuk sesiyle. Yaptığın davranıştan utanarak kollarımı geri çektim.
"Hemen suratını asma öyle." diyince bu seferde gülmeye başladım. Ah! Nasıl bir pskolojim vardı benim böyle?
"Eee bugün napıyoruz" dediğinde ilk olarak aklıma kurt gibi aç olduğum aklıma geldi.
"Seni bilemem ama ben kurt gibi açım" dedim gülerek
"Sen hiç doymak bilmez misin?" dedi o kavisli kaşlarını kaldırarak.
Ne demek istemişti yani? Ben çok mu yemek yiyordum. Şişman mı demeye çalışmıştı şimdi?
"Ben çok mu yemek yiyorum?"dedim kaşlarımı çatarak.
"Hayır. Öyle demedim" dedi güçlü kolları benim kollarımı sıvazlarken.
"Zaten alınmamıştım" diyerek kollarından ayrıldım. Bir koşu kapıyı terk ederken bana seslenişini duydum
"Başbelası" dediğinde arkama kısa bir bakış attım. "Ama tatlı" dediğinde gülümsememe engel olamadım. Sende çok tatlısın ah bir bilsen Sedat.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Aşıksın!
Roman d'amourZor bir hayat... Geçmişin küllerini hayatından tamamen silip atmak isteyen bir kız. Bu zorlu hayatında nelerle karşılaşacak? Bu yakışıklı genç adamın ona yardım eli uzatırken genç kızın ona aşık olması varmıydı planda? Ya adam yıllardır sevdiği kız...