S-Bölüm 9

2.7K 422 38
                                    

Selin

Gözlerimi açtığımda rüzgarı hissediyordum. Tenimi okşayan güneşi... Dalgaların sesini duyuyordum...
Birisi çağırıyordu beni...

"Selin..." Etrafıma bakıyorum, onu göremiyorum ama sesini duyuyorum...

"Selin..." Her yer kararıyor. Boğazım düğümleniyor. Sıkıyorlar sanki boğazımı. Nefes alamıyorum. Suyun içine gömülürken... Ter içinde uyandım. Yine o sahil... Neresi olduğunu bilsem gitmekten çekinmeyeceğim.

Anneme ve babama sorduğumda aynı şeyleri anlatıp duruyorlar. Bir türlü tamam diyip, kabullenip konuyu kapatamıyorum. Kapattım diye kendimi kandırsam da kafamdaki sesleri susturamıyorum.
Yazın o iki ayda neler oldu, hatırlayamıyorum.
Bunu öğrenebilmenin bir yolu olmalı...

Sabaha kadar yatakta döndüm durdum. Uyuyamadığım yetmezmiş gibi yataktan kalkarken kendimi dayak yemiş gibi hissediyorum.
Çalar saatin alarmıyla kalkıp formamı giydim. Yine... Bu hafta neredeyse her günüm aynı kabusla ve uykusuzlukla geçti. Nereye kadar böyle gidecek bilmiyorum!

Babam ve annem  Allah'tan bu hafta yoğunlar ve benden önce evden çıkıyorlar. Bu yüzden gönül rahatlığı ile kahvaltıyı atlayabilirim. Zaten sabahları canım bir şey yemek de istemiyor. Saat erken olmasına rağmen evden çıkıyorum, yürüyüş yaparak okula gideyim bakalım. Belki açılırım.

Okul bahçesinde beni bekleyen sabırsız bir Nisa vardı. Bir haftadır Kuzey ile araları limoniydi. Bugün bu işi hepimizin iyiliği için tatlıya bağlamalıydım.

"Günaydın süslüm." Yüzü beni görünce aydınlanır gibi olmuştu ama beklediği kişinin ben olmadığını biliyordum.

"Günaydın." Başını yere eğerken koluna girdim. Bence konuya da direk girmeliydim. Bu kadar uzamamalıydı.

"O surat malum sebepten mi asık acaba?" Beni duyunca omzunu silkti ama  gerçek cevabı yüzünden okunuyordu. Yine de kabul etmek istemedi.

"Ne alakası var canım ben gayet normalim." Bu söylediğine kendisi inamı mıydı acaba?

"Tabi canım, bende pamuk prenses." Yüzüme 'ne yaptığının farkındayım' ifadesini yerleştirdim. Bildiğimi biliyordu ama böylesi daha kolayına geliyordu.

"Aman Selin ya, uğraşma benimle. Hadi sınıfa gidelim." Düşün Selin düşün. Bu keçileri nasıl bir araya getirebilirsin acaba?

Buldum.

"Nisa ya, kahvaltı yapamadım sabah, ay mideme kramp giriyor! Hiç halim yok bana kantinden bir şeyler alır mısın?" Acıklı gözlerle Nisa'ya baktım. Kullandığım ilaçların mideme dokunduğunu biliyordu.  Hayatta beni böyle görmeye dayanamaz. Hele kazan sonra... Anaç arkadaşım benim.

"Kıyamam ya, tamam sen sınıfa geç ben hemen geliyorum." Başardım. Yüzüme zafer sırıtışımın yansımasını durdurdum ki canımın acıdığına inansın.

"Al bakayım şu çantamı." Çantasını bana emanet ettiğine göre hızla gidip gelecek. Çabuk olmam lazım! Nisa tamamdır. Şimdi sıra Kuzeyde.

Merdivenleri koşar adımlarla çıktım. Tam tahmin ettiğim gibi. Sırasında uyuklayan bir Kuzey. Hemen harekete geçmem lazım!

"Şşst, Kuzey uyan hadi sonra uyursun!" Sert bir şekilde onu dürtükledim. Hatta patakladım bile diyebilirim çünkü kış uykusuna yatmış bir ayı kadar derin uyuyabiliyor.

"Selin ne diyorsun ya?"Yarı ayılmış gözlerle bana baktığını görünce dayanamadım ve çantamdaki su şişesini çıkarıp bir kısmını Kuzey'in başından aşağı boca ettim.

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin