S-Bölüm 64

789 46 2
                                    

Ege

Ada ile odaya geri döndüğümüzde Nisa'nın uyuduğunu, Selin'in ise odada olmadığını fark ettim. Ne yalan söyleyeyim Burak'ın yanına gitmiştir diye düşünüyordum. Her şey yerli yerinde ve yolundaymış gibi duruyordu. Kanepeye oturdum ayaklarımı ortadaki sehpaya uzattım. Yorgunluktan ölüyordum. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak... 

Ayağım orada duran tablete değince ekranı aydınlandı ve duvara yansıyan görüntülerde videoların oynatma listelerini gördüm. Beynim olanları algılamakta gecikse de nabzım hızlanmaya başlamıştı. Mağazadan çıkarken tableti Nisa'nın çantasına koymuş olmalıydım. Öyle apar topar çıkmıştık ki, tekrar oradan almayı unutmuş olmalıyım da tabletin yanına takılı kablolar gözüme çarptı. Nasıl yapılacağını ona anlattığım zamanı anımsadım. Düşündüğüm şeylerin hoşnutsuzluğu ile oturduğum yerde kıpırdandım. Onun dışında hiç kimse tableti bu şekilde televizyona bağlamazdı. Üstelik Selin de burada değildi. Bu odada yaşanması muhtemel olan senaryo aklıma gelince kan beynime sıçradı! Hemen telefonumu çıkarıp Burak'ı aradım. Belki dedim, belki Kuzey'i merak edip yanlarına gitmiştir. Ama 'hayır' cevabını alınca kendime hakim olamadım.

"Nisaaa!!! Çabuk çık dışarı!" Öyle bir bağırdım ki, elini yüzünü yıkamaya lavaboya giden Ada panikle yanıma koştu. Vücudumdaki kanın tamamı yüzüme çekiliyormuş gibi hissediyordum. Bunu yapmış olamazdı değil mi? Yapamazdı! Çocukluklarından beri beraberdiler. Selin'in defalarca Nisa'yı koruduğuna şahit olmuştum ve şimdi Nisa kalkıp ona bunu mu yapıyordu?!

"Ne, ne oluyor?" Ada yüzüme endişeli bakışlarla bakarak benden bir cevap bekliyordu ama ben gözlerimi, kapalı olan odanın kapısından ayırmıyordum. Hiç hareket olmadığını anlayınca iki adımda gidip kapıyı yumruklamaya başladım.

"Ne yaptığını biliyorum Nisa, çık dışarı!" Yumruklama devam ettim. "Bak son kez söylüyorum!" Tehdidim işe yaramış olacak ki içeride bir tıkırtı oldu. Kapıyı araladığında üzerinde pijamaları vardı. Gözlerini ovuşturuyordu.

"Uyuyordum..." Bu saçmalığı yapmış ve sonra da yatıp rahat rahat uyumuş muydu? Allah'ım!!! Onu parçalamamak için kendimi zor tutuyordum! Öyle umursamaz bir tavrı vardı ki, öne doğru atılıp kolundan sertçe çektiğimde Ada beni sakinleştirmeye çalıştı. Eskiden yaptığı gibi eli kalbimin üzerindeydi. Çocukken tesadüfen keşfettiği bu hareketin verdiği his yıllar boyunca öfkeme yenik düşmemi engellemişti. Ama bu gece, tüm bu olanlardan sonra bana yararı olmasına imkan yoktu.

"Ege lütfen..." Nisa gözlerini kısarak Ada'nın üzerine dikmişti. Hep aynı şeyi yapıyordu aslında değil mi? Dikkat ya da ilgi kendisinden başka bir kızın üzerine kaydığında huysuzlaşıp problem çıkarıyordu. Daha fazla bu şekilde davranmasına müsaade etmeyecektim.

"Neden Selin'e bunu yaptın? Neden ona 'o lanet videoları' gösterdin?" Sakince sorduğum sorulara karşılık Ada şaşkınlık içinde eliyle ağzını kapatırken Nisa yüzüme boş gözlerle bakıyordu. Tepkisiz kalışı beni iyice çileden çıkarmıştı.

"Ben seni anlayamıyorum. Siz beraber büyüdünüz! Selin senin en yakın arkadaşındı... O kıza böyle bir kötülüğü nasıl yaparsın? Onun ne hale geleceğini hiç düşünmedin mi?!" Nisa'ya bağırmaya devam ederken, göz ucuyla Ada'ya baktım. Kaskatı kesilmişti. Bembeyaz olan suratını görünce ağzımdan çıkanların onu nasıl yaraladığının farkına vardım. Benim iki yıl önce onları koruyabilmek için yapmak zorunda kaldığım şeyin, Nisa'nın Selin'e yaptığı şeyden ne farkı vardı? Kriz geçirmesinden korkuyordum ama ona bakakaldığım anda, kapadığı gözlerini açarak üzerime dikti. Onu daha önce hiç bu kadar güçlü, bu kadar sağlam görmemiştim!

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin