Ada
Beni uyandırmak için titreyen telefonumla gözlerimi açtım. Üzerimde bir ağırlık var sanki. 'Bu sabah da diğer tüm sabahlar gibi' diye düşünürken aklıma gelen şey ile yüz üstü yattığım kanepede doğrulup sol tarafıma baktım. Ah, evet işte orada! Uyurken oldukça masum gözüken bu koca bebek dün gece ortalığı yıkıyordu. Yavaşça kanepeden kalktım ve giysi dolabından giyeceklerimi alıp sessizce banyoya geçtim.
Yüzümü yıkayıp aynaya baktığımda gözlerimin altındaki morluklar biz buradayız der gibi varlıklarını belli ettiler. Ben aynada kendimi inceleyedurayım, 'içeride yatan gerizekalı yüzünden uykunu alamadın' dedi iç sesim. Aaahh!! İçimde yükselen öfkeyi bastırmam lazım. Doktor ne demişti? Derin bir nefes aldım ve ona kadar saydım. Peki bu işe yaradı mı? Hayır!
Sanırım kısa, ılık bir duşa ve sıcacık ballı süte ihtiyacım var. Hemen muslukları açtım ve kendimi akan suyun altına bıraktım. Ah... Bu hisse bayılıyorum. Suyun tenimden akıp gidişi ve bana hissettirdikleri...Rahatladığıma ikna olup duşumu sonlandırdığımda tekrar aynaya baktım. Pembeleşmiş yanaklarım ve parlayan gözlerim gülümsememi sağladı.
"İşte böyle bebeğim. Ne olursa olsun güne gülümseyerek başlayacaksın. İçeride bir ayı yatıyor olsa bile!" Hafif nemli saçlarımı ensemde topladım ve parmak uçlarımda çıktım banyodan. Hala aynı pozisyonda yatan Kuzey'e bakıp gülümsedim.
"Uyu bakalım koca bebek güzelce uyu. Yaptıracaklarım için enerji lazım sana." Ballı sütümü hazırlamak için mutfağa indim. Bugün pazartesi olduğundan rahattım. Arif ağabey öğleden önce gelmezdi ve kafeyi saat on ikiye kadar açtırmazdı. Bu da bana planlarımı uygulamam için zaman kazandırıyordu.
Tekrar merdivenlerden yukarı çıkarken Kuzey'in mırıltılarla karışık sesini duyar gibi oldum. Rüya görürken sayıklıyordu anlaşılan. Cidden karşımda koca bir bebek var. Aslında bundan eğlenceli malzemeler çıkabilir. Yanına yaklaşıp dinlemeye başladım.
"Sert, çok sert. Durma vur hadi." Durma vur mu? Ne diyor bu Allah aşkına?
"Böyle, işte böyle oğlum." Ne görüyor acaba rüyasında? Ay çok merak ettim. Buyrun bakalım, şimdide kendi kendine gülümsemeye başladı.
"Teşekkürler kızlar, çiçekler odama." Kızlar mı? Ne kızından bahsediyor bu? Daha iyi duyabilmek için biraz daha yaklaştım yanına.
"Kızlar, hep kızlar, her zaman kızlar." Pis! Fırsatçı sapık! Kızlarmış... Görürsün sen şimdi kızları!
Hızla kafamı sağa sola çevirip elverişli araç aradım. İşte tam da ihtiyacım olan şey... Dolu sürahiyi elime alıp bir hışımla Kuzey'in üzerine boca ettim. Suyla buluşur buluşmaz kanepeden fırladı ve benimle göz göze geldi."Ne oluyor be? Ne yapıyorsun kızım, manyak mısın?" O, var gücüyle bağırırken sakinliğimi korudum ve hiçbir şey yapmamışım gibi rahat bir tavırla konuştum.
"İnsanı insan yapan terbiyedir. Hani sende pek yok ya..." Ellerim belimde meydan okurcasına karşısında dikiliyordum.
"Ne saçmalıyorsun sen?" dedi yüzünü buruşturarak. Sanırım ıslak olmaktan pek hoşlanmamıştı ve ben tam ağzımı açıp cevap verecekken hızlı bir şekilde tshirtünü üzerinden çıkardı. Ağzım açık kaldı desem... Yok ben maşallah diyeyim bence! Ya da demeyeyim... Kafasını çevirip baktığımı fark edince sinirlendim. Hemen arkamı dönüp az önce bakan ben değilmişim gibi bağırmaya başladım.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun gerizekalı? Çabuk giy üstünü!"
"Niye? Az önce beni kesiyordun ne oldu? Aaa suçüstü mü yakalandın yoksa?" Abartılı bir hareketle elini ağzına kapattığında iyice köpürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019
أدب نسائي"Nereden bilebilirdim ki, zamanında çok da bilincinde olmadan yapacağım bir hatanın tüm hayatımı derinden etkileyeceğini..." Hayatını ailesi ve arkadaşları ile paylaşan Selin için her şey yolunda gibidir. Hazırlandığı üniversite sınavı, okuyarak dün...