S-Bölüm 31

1.7K 164 122
                                    

Selin

Ben sarılırken o gözlerini tek bir noktaya dikmiş öylece bakıyordu.

"Benim yüzümden..." Hiç tepki vermeden söylediğinde daha sıkı sarıldım. Bana ihtiyacı vardı.

"Ne olursun kendini suçlama Burak, lütfen. Dört yaşında küçücük bir çocukmuşsun. Neler olacağını bilemezdin ki..." Gözünden bir damla daha düştü. Elimle silip, sildiğim yere yavaşça bir öpücük bıraktım.

"Ben yanındayım Burak... Biliyorum tam olarak anlayamam hissettiklerini ama, paylaşabilirim."
Küçücük elimle kocaman ellerini avucumun içine aldım. Bir an donup kaldı sanki.

"Ne zaman canın yansa böyle tutarım ellerinden. O zaman acın ikimizin de acısı olur" dememle bana dönüp uzun uzun baktı gözlerime. Mimikleri yumuşadı. Ellerini avucumdan çekip yüzümü ellerinin arasına aldı. Gözlerimi kocaman açmış öylece ona bakıyordum. Kalp çarpıntım bana bu kadar yakınken nefes almayı unuttum sanki. Az önce konuşan olgun kız nereye gitti inanın bilemiyorum ama şuan titreyen kız aynı kişi olamaz!

"Selin ben sana..." Gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu.Cümlesini tamamlamasına izin vermeyen telefonunun sesi tüm odada yankılandı.

[Yaşar- Kumralım]

T melodi çalmaya devam ederken Burak sadece bana bakıyordu. İsteksizce ellerini yüzümden çekti. Düşünüyordum, bu şarkı...   Aaa!! Ben bu şarkıyı biliyorum... Yüzüme yayılan gülümsemeyle konuştum.

"Açmayacak mısın?" Kalkıp masanın üstündeki telefona baktı, açıp kulağına götürdü.

"Efendim Arif ağabey. Evdeyim... Anlıyorum... Ben, e-evet müsaitim ağabey... Peki..." Biraz keyfi kaçmış gibiydi.

"Kötü bir şey mi oldu?" diye sordum.

"Evet, yani hayır. Arif ağabey ile konuştum. Kafe kalabalıkmış yetişemiyorlarmış, gelip çalışabilir miyim diye sordu?" Biraz duraklayıp devam etti.

"Normalde bugün izin günüm ama işte yoğun olunca kıramam Arif ağabeyi... Bende emeği büyüktür." Şaşırmıştım, Burak Kafe Sempatikte de mi çalışıyordu yani..?

"Yanlış anlamazsan bir şey soracağım. Kitapçı, kafe, boks derken hem bu kadar şeyle uğraşıp hem nasıl sınava hazırlanıyorsun?" Gülümsedi bana. Ah birisi şu çocuğa gülüşünün hasarlara neden olduğunu söylese ve ben böyle şapşik vaziyette ona bakmasam...

"Bir, başka çarem yok ufaklık. İki, düzgün bir planlamayla her şey mümkün..." demesiyle tek kaşımı kaldırdım.

"Her şeyi planlar mısın?"

"Oğlak burcu olunca evet... Neredeyse her şeyi planlıyorum galiba. Tabii bazen hayatında olacakları tahmin edemiyorsun. Senin karşıma çıkman gibi mesela..." dedi ve yanağımdan makas aldı. Elinin değdiği yerin yandığını bilmem söylemeye gerek var mı? Dolaptan çıkardığı deri ceketi giyerken, ben öylece ona bakıyordum. Sahi, transa geçmek böyle bir şey mi acaba?

"Ufaklık, sanırım artık bunu okuyabilirsin" Bana uzattığı kitaba baktım. 'Senden Önce Ben' Kitabı elime aldığımda sayfaları karıştıracakken elimden tuttu.

"Eve gittiğinde mi okusan acaba?"Gözleri en koyu haliyle gözlerimdeydi. Ama bana öyle bakma ya...

"Oluur" diyebildim sadece. Allah'ım bu çocuğun yanında uzun cümle kurabilme yeteneğimi de kaybediyorum! Neler oluyor bana böyle? Üzerimde bu kadar etkisinin olması normal mi?
Beraber salona yürüdük. Şeker teyze masanın üzerine yaydığı yapbozla uğraşıyordu.

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin