S-Bölüm 11

2.5K 408 45
                                    

Medya; Sevgi annenin dükkanı

Özel bir işi varmışmış.
Sen şuna bir kızla buluşacağım desene. Gerçi hangi kız beğenir bunu!
Aman bana ne ya! Gıcık şey..

Ben bunları düşünürken hangi ara kitapçının önüne geldim ki? Allah Allah gerçekten dalmışım.
Kafa mı bırakıyorlar sanki... Neyse, bana özel saatler başlıyor şimdi. Saçma sapan şeyler düşünerek vaktimi boşa harcayamam. İçeri girip Sevgi anneye merhaba dedim ve 'Vadideki Zambak'ı raftan alarak arka bahçeye geçtim. Sonbaharda buraya bayılıyorum.

Merakımdan önce cevap var mı diye kitabın arasına baktım.
Evet yazmış.

'Ben sana yazıyor olmaktan çok memnunum gizemli kız. Nedenini bilmiyorum ama seni tanımak istiyorum. Yazdıklarının arkasında söylemek istediğin şeyler var sanki...
Ve ben bunları duymak istiyorum.

Not:Bu okumanda kitabı bitirme ihtimaline karşılık cevabını yazmanı istediğim bir kitap var.
Tabii yazmaya devam etmek istersen.. '

"En Son Yürekler Ölür"

Bana gizemli diyene bak, kendisi çok şeffaf çünkü. Neyse ben önce kitabımı okumayı bitireyim de sonra yazayım bari.

'Ben de nedenini bilmiyorum ama yazmak istiyorum sana. Belki okuduğum kitapların etkisinden, belki de hissettiklerimden... Düşünüyorum neden kadınlar aşktan geri dönülemez biçimde etkilenip acı çekiyorlar diye. Ve galiba bu yüzden aşık olmaktan korkuyorum...
Beni yönlendirdiğin kitabı okumak için de sabırsızlanıyorum.'

Notumu 'En Son Yürekler Ölür' kitabının arasına koydum ve evimin yolunu tuttum.

"Ben geldim." Kapıdan içeri her girişimde geldiğimi ilan etmek gibi bir alışkanlığım var. 

"Selin, gel kızım buraya!" Eyvah! Babamın ses tonu normalin bir perde üzerinde! Kaç akşamdır yırttığım konuşma gelmek üzere demektir.. Hadi bakalım hayırlısı...

"Buyur babacığım." Beni şirinliğimin kurtaracak olmasına güvenmek istiyorum. Hatta tamamen buna tutunuyorum.

"Bu hafta hazırlık çalışmanız nasıl gitti kızım Nisayla..." Nisa, ikili ilişkilerde antrenman yapıyor bende nezaketimi geliştiriyorum diyemeyeceğime göre idareten bir cevap vermem lazım. Hem süslümü hem beni kurtaracak cevaplar...

"Isınmaya çalışıyoruz babacığım, yavaş yavaş çalışma hızımızı artıracağız. Zaten sizlere söylemek istiyorduk, artık beraber daha çok vakit geçireceğiz. Bazen Nisa bizde, ben Nisalarda kalmak isteyeceğim babacığım. Tabi sizin ve Ahmet amcaların izni olursa..." Hızlı hızlı kurduğum cümlelerimde amacım babamın araya girmesini ve nasihat vermesini önlemekti. Yoksa taramalı tüfek gibi bir konuşma tarzı kesinlikle bana göre değildi.

"Çalışmanız için niye izin vermeyelim kızım? Siz şu çalışma planınızı bir oturtun da. Deneme sonuçların geldikçe konuşacağız zaten. Çok sallamayın ama hukuku kazanmak kolay değil!" Babam hamlesini yapmıştı. Bu beni şaşırttı mı? Hayır! Şimdi sıra benim hamlemde...

"Baba ben hukuk..." Annemin tiz sesi salonu doldurdu.

"Hadi gelin bakalım sofra hazır." Yine söylememe engel oldu of!!! Özellikle mi yapıyor anlamıyorum ki? Zaten bu konuda da destek olmuyor bana! Neymiş efendim, babam benim için en doğru olanı bilirmiş. Ben tam bir  hayalperestmişim. Daha neler neler... Psikolojiyi kazanayım da görürsünüz siz!

Pasif direnişimi sürdürdüğümden yemek yerken hiç konuşmadım. Bir an önce sofradan kalkmak istiyordum. Telefonum titreyince onlara çaktırmadan baktım masanın altından.

Gönderen: Süslüm

Selinim konuşmamız lazım. Fırsat bulur bulmaz ara. 

Haydaa!!! En son bu şekilde davrandığı konuyu düşününce bir panik oldum. Yine kavga falan etmiş olmasınlar? Valla uğraşacak durumda değilim! Hayır yani benim de sağlıklı kalması gereken bir psikolojim var değil mi? Hiç beni düşünen yok! Ama bir yandan da neler olduğunu çok merak ediyordum.

"Müsaadeniz ile ben odama gideyim." Masadan kalkmak için şansımı denemek istedim. 

"Git kızım." Babamın izni ile mutlu bir vaziyette masadan kalktım. Madem ilk denemede kurtulmuştum, kibar olmalıydım.

"Afiyet olsun." Sevinçle arkamı dönmüştüm ki, babam geceye imza atan bir cümle kurmadan duramadı.

"Selin, öyle gece yarılarına kadar oturma. Erkenden yat. Uyku düzeni bu süreçte çok önemli." Bence bu süreçte benim sağlam bir psikolojiye sahip olmam da çok önemli baba! Ah!!! Düşüncelerim böyle olsa da ben ne cevap verdim?

"Peki baba..."  Odama gidip kapıyı sıkıca kapadım. Bir karışılmadık uyku saatim kalmıştı. An itibariyle o da gitti. Bakalım daha nelerime karışılacak?

Telefonumu elime alıp kendimi yatağa attım. Nisa'yı arıyordum. Telefonu elinde beni bekliyor olsa gerek çünkü ilk çalışta açtı.
Hmm mevzu derin.

"Selin..." Panik olmuş sesine ve sana merhaba Nisa...

"Söyle süslüm." Bakalım bu sefer ne gelecek?

"Şu çalıma işini acilen çözmemiz lazım annem beni fena sıkıştırıyor!" Ne yalan söyleyeyim konu Kuzey ile ilgili değil diye rahat bir nefes aldım.

"Bu akşam ben de aynı şekilde babama maruz kaldım. Canım ben diyorum ki kendi aramızda anlaşıp birbirimiz ile olduğumuzu söyleyelim. Bazen beraber çalışırız bazen de senKuzey ile vakit geçirirsin, rahat edersiniz. Ben de gider kitap falan okurum. Yoksa çıldıracağım!" Nefes alış verişinden onun da rahatladığını anlamıştım. Bence en akıllıca yol bu olacaktı.

"Ağzından bal damlıyor valla kuzum. Zaten okul çalışmalarında da Kuzeyle olacağım. Malum yan yana oturuyoruz ya... Aaa Selin sen o esmer çocukla çalışacaksın. Kız bak doğruyu söyle nereden tanıyorsun çocuğu?" Vee gecenin sorusu beklemediğim yerden geldi! Ayrıca bu imalı ses tonundan hiç hoşlanmadım.

"Ay Nisa, ben seni biliyorum. Bak sakın kafanda senaryo falan yazma vallahi parçalarım!" Baştan süslünün ağzını sıkı tutmazsam olayın nerelere varabileceğini biliyordum çünkü. Onu böyle uyarmak boynumun borcuydu.

"Tamam yazmam, söyleyecek misin bana? Hem adı neydi?" Bir çırpıda anlatayım da kurtulayım. Yoksa bu süslü muhabbeti sabaha kadar uzatır.

"Adı Burak ve Sevgi annenin dükkanında çalışıyor. Orada atıştık biraz. Ukalanın önde gideni. Hatta benim için pek hoş bir başlangıç oldu diyemem. Ayrıca hiç ama hiç tipim değil. Yani süslü, kafanda canlanan şeylerden vazgeç!" Son cümlemin tehdit unsuru içermesini istedim. Malum benim başımı bağlamaya kalkmasın!

"Ama kuzum büyük aşklar nefretle başlarmış..." Allah'ım kime diyorum ben? Şimdiden bu mevzunun önünü aldım aldım yoksa çok uğraştırır beni bu kız. Hayır uğraştırmasını geçtim bir de o gıcık şeye yok yere rezil olurum.

"Benim canımı sıkma Nisa!!!" Sert bir şekilde söylediğimi duyunca bıkkınlıkla nefes aldı. Hoşuna gitmedi tabii...

"Aman tamam tamam sustum. Selin ama bence hoş çocuk, bak demedi deme." Bu kız söylediklerimi hiç ciddiye almıyor mu?

"Uykum var Nisa, valla 'hoş çocuk'  dediğini Kuzey'e söylerim görürsün gününü. Hadi kapat artık yarın görüşürüz." Yani benim sabrımın da bir sınırı var değil mi?

"Aa sinirlendin mi sen? Vallahi sende bir şeyler var!" Kendimi tutamayıp ona bağırdım.

"Nisaa!!!"Sonunda uyarı tonumu anladı.

"Ee ben kaçtım o zaman, öptüm kuzu." Bir şey diyemeden kapattı cadı. Ne işim olur benim o gıcıkla? Allah yazdıysa bozsun! Hadi uyu bakalım uyuyabilirsen şimdi bu sinirle... 

Of Nisa be, ne diye damarıma damarıma basarsın ki!

Yıldızımı boyayıp yorum yapmayı ihmal etmezseniz yüzüme bir gülümseme yayılacak...

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin