S-Bölüm 28

1.9K 167 69
                                    

Selin

Öğlen Nisa ile okuldan apar topar çıkmak zorunda kaldık. Esma teyze hızla eve gelmesini istemiş çünkü. Peki ben neden mi Nisayla çıktım? Off! Neden olacak Buraktan kaçıyorum. Tabii tam anlamıyla neden kaçtığımı bilmeden... 

Bodrum katındayım. Kafamı meşgul etmek için saatlerdir soru çözüyorum. Gerçi son yirmi dakikadır aynı paragrafla bakışıyor olmam bu konuda pek başarılı olduğumu göstermiyor ama... Dikkatimi tam olarak bir türlü veremedim ki.

Çalan telefonun sesiyle bakışlarımı kitaptan ayırdım. Telefona bakmamla yüreğim yine ağzıma geldi? Burak arıyor! Açsam mı? Yok, yok olmaz konuşmaya hiç hazır değilim. Meşgule atsam?
Yok artık daha neler! Hem ayıp olur öyle. Derken telefon sustu. Süper! Harikasın Selin, sen karar verene kadar vazgeçti çocuk. Yani şu an kendime okkalı bir tokat atsam yeridir valla. Şapşirik misin kızım niye telefona bön bön bakıyorsun sanki? Bekle artık bir daha arasın diye!

Ben böyle kendimi yerken dışarıda bir tıkırtı oldu. Bodrumun camının tıklatılması ile yerimde sıçradım. Bir dakika ya! Gelmiş olamaz, yani gelmemiştir değil mi?
Ne yapacağım ben şimdi? Cam bir kez daha tıklatıldı. Tamam Selin, sakin kızım sakin! Sandalyeyi sessizce cam kenarına çektim. Üstüne çıkıp camı açtım.
İşte o güzel gülümsemesi ve gamzesiyle karşımda duran kalp çarpıntım.

"Selam ufaklık, bir ara hiç açmayacaksın sandım. Telefonun gibi..." dedi gülümsemeye devam ederek. Yanaklarım mı kızarıyor benim?

"Şey, ben görmemişim..." Allah'ım yalan söylemeyi de beceremiyorum.

"Hmm anladım. Okuldan da hemen çıktın. Benden kaçtığını mı düşünmeliyim?" diye sordu yarı ciddi bir ifadeyle. Beni yanlış anlamasından çok korkuyordum.

"Ben... Hayır yani..." Konuşmaya devam edemedim çünkü parmağını dudağıma bastırarak beni durdurdu.

"Şşt tamam ufaklık, bazı şeyler için zamana ihtiyaç vardır. Anlayabiliyorum" dedi ve bana 'Senden Önce Ben'i uzattı.

"Dün bende kalmış." Kitabı göstererek devam etti.

"Sanırım böyle daha iyi anlaşıyoruz." dedi ve göz kırparak gitti. Bir süre arkasından bakakaldım. Bahçedeki kedi ile göz göze gelince kendime geldim, artık ne kadar süre öyle durduysam... Sandalyeden inip yerime oturdum.
Merakla kitabın içini açacakken kitabın onun gibi koktuğunu farket tim. Allah'ım parfümü sinmiş. Gözlerimi kapatıp gülümseyerek kokuyu içime çektim.
Kitabı karıştırdığımda sayfaların arasında o güzel el yazısını buldum.

"Sana yazmayı seviyorum gizemli kızım, o yüzden kendimi bundan mahrum bırakmayacağım.
'Anladım ki bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş' diyordu Sabahattin Ali.
Bence bizim aramızdaki tam da bu.
Sence de bana bir şans vermen gerekmiyor mu?"

Bir şans vermek..? Bilmiyorum. Aslında bunu istiyorum ama bir yandan da korkuyorum işte. Üzülmekten, kırılmaktan korkuyorum. Sanırım en doğrusu dürüstçe hissettiklerimi paylaşmak olacak.

Notumu kitabın arasına koydum ve odama gitmek üzere bodrumdan çıktım. Yatağıma uzanıp bir süre kitap okudum. Gözlerimin ağırlaşmasıyla kitaba sarılıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

~~~~~

Burak

Sabah erkenden antrenman yapmaya başladım. Zaten gece de öyle rahat uyuduğum söylenemezdi. Biraz gergindim o yüzden. Bir de bugün okulda performans değerlendirmemiz var. Tabii ben bir süredir Selin hanımla uğraştığım için işim zor. Okuldaki antrenmanların dışında evde hiçbir şey yapmadım bu hafta.
Selin, Selin...

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin