S-Bölüm 36

1.6K 123 147
                                    

Kuzey

Neymiş efendim, hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar çıkartacakmışım.
Ne saçma! Niye hala bu cadının dediklerini yapıyorsam?

"Aferin bak, kıvırdın sen bu işi." Ada ciddi ciddi söylediğinde ona döndüm.

"Sağ olun kurabiye cadısı hazretleri. Sizden bunu duymak büyük onur" dediğimde kıkırdadı.

"Eline sağlık Kuzey gerisini ben hallederim" dedi ve ayırdığım parçaların içine kestiği lokumları koymaya başladı. Böyle bakınca bir anlamsız duruyor ama... Neyse bu cadının yaptığı işten sual olunmaz. Cebimde titreyen telefonum beni gerçek dünyaya çevirdi. Ekrana baktığımda Burak'tan mesaj olduğunu gördüm.

Gönderen: Burak

Her ne yapıyorsan hemen evinize doğru yol al kardeşim. Nisa 5.3 şiddetiyle yaklaşıyor olabilir.
Ona ateşlendiğin için evde yattığını söyledim haberin olsun.

Nasıl yani?!
Şimdi Nisa bize mi geliyor?

"Benim hemen çıkmam lazım, acil durum!" dediğimde Ada bana anlamayan gözlerle baktı.

"Ne!?"

"Nisa hastayım sanıyormuş, bizim eve gidiyor şu an beni görmeye. Hadi ben kaçtım" dediğim gibi kendimi mutfaktan dışarı attım.

Kafeden çıkmadan önce Arif ağabeyi selamladım ve başladım tüm gücümle koşmaya. Koştukça terlemeye başladım, terledikçe başımda bir fazlalık olduğunu fark ettim. Elimi başıma atmamla kuru kafalı bandana elime geldi. Kızın bandanası bende kalmış iyi mi? Hemen bandanayı sağ bileğime doladım ve koşmaya devam ettim. Eve çıkan sokağa ulaştığımda önümde yürüyen Nisa'yı gördüm. Aklıma gelen fikirle evin arka tarafına koşmaya başladım.

Arka kapıdan gizlice eve girdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arka kapıdan gizlice eve girdim. Terden sırılsıklamdım, yanaklarım koşmaktan kıpkırmızı olmuştu ve vücut ısım sarfettiğim eforın etkisi ile yükselmişti. Şu an dış görünüşüm ateşi olan bir hastanınki gibi miydi? Kesinlikle evet. Kapı çalınca bekletmeden açtım. Karşımda, bana endişeyle bakan Nisa vardı. Bir anda boynuma atlamasıyla dengemi kaybettim.

"Tamam güzelim, sakin ol iyiyim ben." Elini önce alnıma sonra yanaklarıma dayadı.

"Nasıl iyisin ya? Şu haline bak! Ateşin var, terliyorsun, yanakların da kızarmış..." Elimi dudaklarına götürüp susturdum.

"Şşşt, dün zor bir gece geçirdim evet ama geçti güzelim. Gel hadi içeri. Mutfağa geçelim, hem acıktım ben." Beraber mutfağa yürürken dolapta yiyecek bir şeyler olmasını umdum. Açıp baktığımda elbette ki ısıtılabilecek bir şey yoktu. Olsa şaşardım zaten!

"Sevgilim, annen yemek hazırlayıp bırakmıyor mu senin için?" Nisa başını boş buzdolabına doğru uzatıp hayretle sormuştu. Hayır Nisa benim annem bana yemek hazırlamaz. Hatta bir anne olduğunun bile farkında değil o! Varsa yoksa giyinip süslenip gezsin. Ha, bir de durmadan babamla kavga etsinler. Ah!! Tabii ki bunların hiçbirini ona söyleyemezdim.

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin