S-Bölüm 15

2.1K 367 37
                                    

Ben şu an ne yapıyorum?

Gerçekten, özel işi olduğunu söyleyen bir adet Burak ile yan yana olmamın mantığı ne? Tamam, ben bugün yalnız kalmak istememiş olabilirim ama Burak'ın kız arkadaşıyla tanışmak istediğime de emin değilim. Yani bana ne o kızdan!

"Yine sessizleştin ufaklık." Aklımdan geçenleri bir bilse ne yapardı acaba? Vakit kazanmak için anlamamış gibi yapacağım.

"Efendim?" Gözlerini gözlerime kilitleyip sordu.

"Telepatiyle mi anlaşalım?" Dalga mı geçiyor benimle bu çocuk? Yok efendim yok! Ben sinirlenmeden günün geri kalanını geçirmemizin imkanı yok!

"Ne telepatisi ya?
Hem nereye gittiğimiz bile belli değil!" Kız arkadaşı ile buluşacağımızı bilsem de bir ümit sanşımı denemek istemiştim. Belki nereye gittiğimizi söylerdi.

"Sakin ol ufaklık. Biraz sabır. Güzel bir yere gidiyoruz inan bana." Demek güzel bir yere gidiyoruz. Aman elin kızını kötü bir yere çağırma zaten! Yok yok ben dilime hakim olamayacağım.

"Gittiğimiz yerdeki de güzel mi?" Önce duraksadı. Neyi ima ettiğimi anlamıştı. Gözlerinde muzip ışıklar yanıp sönerken kulağıma eğildi.

"Hepsi güzeller bence" dedi gülerek. Hepsi mi? Yuh!!! Adam harem kurmuş resmen! Özgüven patlaması ne olacak.

"İşte geldik ufaklık." Elimde olmadan çevreye göz gezdirdim. Kafam karışmıştı. Gördüğüm manzara aklımda kurduğumdan çok farklıydı.

"Geldik mi!!??" Başını 'evet' anlamında sallamakla yetindi. Kocaman bahçesi olan bir yere girmiştik. Sağ tarafta kocaman bir park ve oyun alanı vardı.

Nasıl yani? Kafam iyice karıştı. Kafamı kaldırıp asılı olan tabelaya baktım:

'Minik Kalpler Çocuk Yetiştirme Yurdu'


"Burak, burası..." Hala şaşkınlıkla etrafa bakıyordum. Benim aksime onun duruşu kendinden çok emindi.

"Evet. Çok mu şaşırttım seni ufaklık?" Şaşırmak, şu an hissettiğim şeyleri anlatmada yetrli olamazdı.

"Ne diyeceğimi bilemiyorum. Ben, ben bunu beklemiyordum. Şey sandım." Dikkatle yüzüme bakıyordu. Ne diyecektim? Beni kız arkadaşının yanına götürdüğünü sandım mı? Kesinlikle çok şapşalım...

"Ne sandın?"Sakın söyleme Selin, geçiştir.

"Susma joker hakkımı kullansam." Şirin görünürsem yırtabilirim bence.

"Hiç şansın yok ufaklık, dökül." Kollarını birleştirmişti ve dikkatle benim vereceğim cevabı bekliyordu. Sonuna kadar kaçmalıyım diye düşündüm. Ben susmaya devam ederken tek kaşı havaya kalktı. Kurtuluşum yoktu. Off!!! Söylesem ne olacak ki...

"Özel bir işim var deyince, bir kızla buluşacağımızı sandım." Yüzünün aydınlandığını ve saniyesinde tekrar ciddiyetine geri döndüğünü gördüm.

"Kızlarla ilgilenmiyorum ufaklık." Çok net bir şekilde söylemişti. Bir dakika ya! İlgilenmiyorum derken...  Ay yoksa bu Burak şey mi? Off... Yok canım, değildir herhalde... Ay, ya öyleyse... Dudaklarımdan dökülenleri ancak duyunca anladım.

"Kendi türünden hoşlanan bir canlısın yani?" Bunu sesli söylemiş olamam değil mi?

"O ne demek Selin? Anlayacağım dilden konuş." Hadi bakalım Selin, ne diyeceksin şimdi.? Aman ya! Ne diye çekinip duruyorsam! Ondan korkan onun gibi olsun.

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin