S-Bölüm 34

1.6K 133 155
                                    

Burak

Yürüyorum kafamda sorularla... Selin'i eve bıraktım ama içim hiç rahat değil. Açık açık anlatmasa da biliyorum, hissediyorum canını yakan şeyleri. Ve şuan elimden bir şey gelmiyor.
Off! Hiçbir şey yapamamaktan nefret ediyorum! Anahtarı cebimden çıkarıp kapıyı açarken Şeker prensesimin sesi karşıladı beni.

"Oğlum sen mi geldin? Elini yıka da gel hemen. Tarhana yaptım mis gibi, seversin sen." Başımla onaylayıp lavaboya gittim. Tabii aklım hala Selinde. Ama anneanneme belli etmemem lazım. Ne yapar eder dahil eder kendini olayların içine. Sonra bir bakmışsınız başrolde Şeker hanım! Ellerimi kurulayıp mutfağa geçtim. Sandalyeyi çekerken gözleri üzerimdeydi. Muzurluğa vurdum bilerek.

"Bakıyorum formundasın anneanne, döktürmüşsün yine. Oh mis..." Çorbadan bir kaşık aldım ama anneannem hala ayaktaydı ve aynı şekilde bana bakmaya devam ediyordu. Söyleyeceği bir şey olduğu belliydi.

"Hadi ağzındaki baklayı çıkar anneanne." Anlamamış gibi yerinde kıpırdanıp sandalyeye oturdu. Hala söylemediğine göre bakla büyük. Hadi bakalım...

"Burak, oğlum sana bir şey diyeceğim ama..." Hala çekingen duruyordu. Kafamı kaldırıp cesaretlendirmek istedim. bir yandan da merak ediyordum. Çünkü benim anneannem kolay kolay çekinmez!

"Söyle anneannem." Tarhanadan içmeye devam ediyordum ama söylediğini duyduğumda kaşık elimde öylece kaldım.

"Bugün onunla telefonda konuştum..." Yine mi ya? Yetti artık! Arama sorma diyorum o kadar!!! Niye laftan anlamaz bir insan? Anneannem düşündüklerimden habersiz devam ediyordu.

"Halimi hatırımı sordu... Burnunda tütüyormuşum. Yavrum bu küslük yetmedi mi günah ama!" Elimi kaldırıp onu durdurdum.

"Sakın... Olanları biliyorsun anneanne, kalbini kırarım." Dememle çaresiz sustu. Bir süre sessizce yemek yedik. Ama bu haline de dayanamam ki... Gönlünü almazsam, bu gece yastığa başımı huzurla koyamam.

"Eline sağlık Şeker prensesim çok güzel olmuş." Ne tepki verecek diye ona bakıyordum. Onu kırmak şu dünyada en son isteyeceğim şey.

"Afiyet olsun evladım" dedi başını kaldırmadan. Ben sana kıyamam ki ya... Yerimden kalktım.
Arkadan sarılıp başörtüsünün üzerine öpücük bıraktım.

"Sen bana dayanamazsın" dedim ve eğilerek yanağından da öptüm. Yumuşayacağını biliyordum.

"Eşşek sıpası, nasıl da bilirmiş gönlümü almayı." Bir süre öyle sarılarak durduk.

"Burak, ben Selin kızımı pek bir sevdim" dedi Şeker Prensesim. İç çektim.

"Valla ben de sevdim anneanne. Hemde çok" dedim. Gerçekten onu ilk gördüğüm günden beri hissettiklerim durmadan büyüyordu içimde.

"Siz şimdi birbirinize yakınsınız değil mi oğlum? Yani özel şeylerinizi paylaşıyorsunuz." Yine anneannemden bir inci geleceği belliydi. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

"Evet anneanne de hayırdır?" Bakalım bu seferki mevzu neymiş?

"Selin'e anlattın mı oğlum?"demesiyle donup kaldım. Tabii ki hangi konudan bahsettiğini biliyordum ama bu benim kırmızı çizgimdi!

"Hayır!!!" dedim buz gibi sesimle. Bu konunun açılmasından hoşlanmıyordum.

"Benden izinsiz paylaşmazsan da çok sevinirim anneanne" derken telefonum çalmaya başladı. Ada arıyordu. Bu saatte! Bir şey mi oldu diye telaşlanıp hemen açtım.

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin