S-Bölüm 42

1.2K 92 121
                                    

Selin

Sabah okula gitmek için hazırlanırken aklımda Ege'nin sözleri vardı. Neymiş efendim Ada ve Burak ile arasını düzeltmesine yardımcı olmak zorundaymışım yoksa babama her şeyi söylermiş. Burak'ın bursunu kaybetmesini de sağlarmış! Gerizekalı..! Kafam o kadar karışık ki ne yapacağımı bilemiyorum. Olanları anlatırsam Burak çok sinirlenecek ama anlatmazsam da... Off!

Kabanımı giyip sokağa adımımı attım. Aklımın bir kısmında da Nisa var. Ona karşı nasıl davranmam gerektiğini de bilmiyorum. Bir süre okula gelmeyecekmiş. Arayıp konuşamıyorum da, Sema teyze telefonunu elinden almış. Sadece Sare ablaya sorabiliyorum durumunu. Eh onunla ilişkimin nasıl olduğu da malum...

"Prenses..." Arkamdan gelen tanıdık sesle olduğum yerde durdum. Dönüp arkama bakamıyordum, ona hala o kadar öfkeliyim ki... Günaydın dediğinde gözlerimi ona çevirmek yerine yere indirdim.

"Biliyorum kızgınsın bana. Çok pişmanım Selin. Ne dersen kabulüm yeter ki bir şey söyle." Kafamı kaldırdığımda kızarmış gözlerini gördüm. Ağlamış olamazdı. Olsa olsa uykusuzdur diye düşündüm. Yorgun ve acı çekmiş bir ifade vardı yüzünde. Her zaman dik tuttuğu omuzları şimdi çökük duruyordu. Daha kötü olmalıydı değil mi? Yaptıklarının nelere yol açtığını hep beraber gördük. Süslüm bugün hayatta olmayabilirdi, paylaştığımız her şey yerle bir olurdu ve ben ömrümce Kuzey'i affetmezdim.

Boş gözlerle ona bakarken elini kaldırıp olduğum yere uzattığını görünce bir adım geri çekildim. Daha da çöktü sanki... Ve oradaki varlığına aldırmadan yürüdüm. Peşimden gelmiyordu. Hoş, gelse de konuşamazdım onunla. Şu bir günde yaşadıklarım resmen tüketti beni. Sanırım Kuzey'i affedebilmem için zamana ihtiyacım var. 

Ağır adımlarla sınıfa geçip sırama oturdum. Masalarda duran kitapları görmek yüzümü iyice ekşitmeme neden oldu. Zaten kendimi iyi hissetmiyorum, bir de bu yetmezmiş gibi güne matematik dersiyle başlayacağım. Şaka gibi... Boş boş tahtaya bakarken kapıdan içeri Burak ve Kuzey'in birlikte girdiklerini gördüm. Burak elini Kuzey'in omzuna koymuştu, güç vermek ister gibi... Hayır Burak, hiç boş yere kendini yorma. Gözlerindeki anlayış dolu ifade bile yumuşatamaz beni şu an. Yanıma doğru, ağır çekimdeymişiz gibi hissettiren gelişlerine aldırmadım. Başımı cama çevirip dışarıyı izliyormuşum havası vermeye çalıştım. Yavaşça yanıma oturan Burak, Kuzey'in çantasını sıraya bırakıp sınıftan çıkmasıyla bana döndü. Birazdan Kuzey konusunda beni ikna etmeye çalışacak. Peki ben buna izin verecek miyim? Hayır! Çabuk suratını as Selin.

"Günaydın sevgilim." Birden içimin yağları mı eridi? Ama böyle derse ben suratsız halimle duramam ki... Yok yok, vazgeçmek yok Selin. Mücadeleyi bırakma...

"Günaydın" diyebildim yavaşça. Tüm savunma mekanızmalarımın beni terkedişini hissediyor gibiydim. Bu çocuğun varlığı bile her şeyimi etkiliyordu. Off! Elini çenemin ucuna koyup başımı yukarı kaldırdı. Her ne kadar yüzüne bakmamaya çalışsam da başarılı olamadım. Gözlerimiz birbirini bulunca sıcacık gülümsemesiyle konuştu.

"Biliyorum çok kızgınsın Kuzey'e. Asla yapmış olduğu şeyleri savunmayacağım. Ben de kızgınım ona ama olanları değiştirme şansımız yok." Tam 'hadi canım' bakışımı gönderiyordum ki, saçımı okşamasıyla yine çekim alanına girdim. Evet Burak'a tüm karşı koyma çalışmalarımın başarısızlıkla yıkıldığı an, bu andı. O ise, benim içimdeki kargaşadan habersiz konuşmaya devam ediyordu.

"Kuzey'in yaptıkları baştan beri yanlıştı ama Nisa da bununla başa çıkabilecek güçte değilmiş ki bunlar yaşandı güzelim. Ben tek sorumlunun Kuzey olduğunu düşünmüyorum. Olanlarda Nisa'nın da payı var. Sakın aklından çıkarma, bir ilişkide her şey iki taraflıdır. Ortada bir problem varsa bundan iki kişi de sorumludur. O yüzden Kuzey'e bu kadar kızma tamam mı?" Söylediklerine hak vermeden edemedim. Anlamıyorum, nasıl oluyor da bu çocuk bu kadar çok yönlü düşünebiliyor ya da ben neden böyle düşünemiyorum? Aramızda sadece bir yaş var!

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin