Selin
Sabah sabah sinirlerimi zıplattın aferin sana Kuzey! Güne böyle mi başlanır? Ah be Selin sen niye dinliyorsun ki Kuzey'i? Belli yani bu çocuk saçmalayacak, ne diye kendini geriyorsun? Of ya! Bir, elimi yüzümü yıkayayım öyle geçeyim bari sınıfa.
Bir süre lavaboda oyalandım. Normale yakın bir görüntüye sahip olduğuma ikna olmak için. Son zilin çalmasını bekledim gitmek için. Kapıdan girince yüzü asılmış bir Nisa buldum.
"Süslüm ne oldu?" Gözleri dolu doluydu. Acaba Kuzey Nisa'yı da bana söyledikleri ile bunaltmış olabilir miydi?
"Kuzey bugün okula gelmeyecekmiş. Zaten dün geceden beri bir garip! Tüm gece boyunca aradım, mesaj da attım hiçbirine karşılık vermedi. Selin, Kuzey beni aldatıyor galiba?" Son cümlesini duraklayarak söyledi ve sonrasında bana sarılıp ağlamaya başladı.
"Hayda, süslüm nereden çıkarıyorsun böyle şeyleri? Bak bakayım bir yüzüme..." Gözlerini kocaman açıp umutla bana baktı. Kuzeyle sabah kavga ettik muhtemelen bana sinirinden gelmedi diyemedim. Zaten yanlış anlamaya yer arıyor Nisa. Ama kendi kendine düşünüp de aldatıldığından şüphelenmesi çok saçmaydı. Tamam dengesiz mengesizdir ama Kuzey'in böyle şeyler yapacağına ihtimal vermem. Yine moral yükseltme görevi ile karşı karşıya olduğumu anlamam fazla zamanımı almadı. Gerçi nereye kadar bunu yapabilirdim bilmiyorum...
"Güzelim benim, Kuzey biraz karmaşık bir şahsiyet biliyorsun. Şimdi sen onun her hareketinden bir anlam çıkaracaksan işimiz var. Biraz oluruna bıraksan." İkna olmuşa benzemiyordu. Artık yavaş yavaş yorulmaya başlamıştım.
"Selin ama bana daha seni seviyorum bile demedi!!!" Nisa'nın söylediklerini duyunca gözlerim fal taşı gibi açıldı. Beni ciddiye almamasına mı yanayım yoksa girdiği beklentiye mi bilemedim.
"Nisacım, oluruna bırak diyorum daha seni seviyorum bile demedi diyorsun!" Sabırla konuşmaya çalışıyordum. Gözleri uzaklara dalarak bir süre düşündü.
"Bekleyeyim mi yani?" Çocuksu ifadesi ile sorduğu soruya gülerek cevap verdim.
"E yani..." Süslümdeki duygu geçişleri hayret vericiydi. Yemin ediyorum bir buçuk ayda huyu suyu değişti.
_"Bitanesin sen ya.." diyerek yine boynuma atladı. Hayır sevinsin de beni aşağı doğru çekiştirmese daha iyi olacak.
"Yavaş Nisa, boğulmak istemiyorum. Daha on yedi yaşındayım." Beni yavaşça bıraktığında derin bir nefes aldım.
"Günaydın kızlar, özel bir anda mı geldim?" diye sordu Burak çantasını sıraya bırakırken.
"Günaydın Burak." Aynı anda demiştik. Bu arada gri el örgüsü hırkası ona çok yakışmıştı. Burak dikkatle Nisa'nın yüzüne baktı.
"Selin, bu güzellik ağladı mı?" Nisa kızardı. Başını öne eğince, ağladığı tescillenmiş gibi oldu.
"Malesef Burakçım. Kendisinin Kuzey gibi bir enteresan bir sevgilisi olunca haliyle havası bulutlu oluyor." Beni duyar duymaz çantasının ön gözüne uzandı.
"O zaman, bu size iyi gelir güzel hanımefendi" diyerek Nisa'ya fıstıklı çikolata uzattı Burak. Şaşırmıştım, hatta galiba biraz bozulmuştum da... Ne diye bozuluyorsam!
"Teşekkür ederim Burak, çok incesin. Selin gel beraber yiyelim." Tam ağzımı açıp istemem diyecektim ki...
"Olmaz Nisacım, Selin'in çikolatası da burada zaten!" Bana da bir adet fıstıklı çikolata uzattı. Etkilenmemişim gibi yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019
Chick-Lit"Nereden bilebilirdim ki, zamanında çok da bilincinde olmadan yapacağım bir hatanın tüm hayatımı derinden etkileyeceğini..." Hayatını ailesi ve arkadaşları ile paylaşan Selin için her şey yolunda gibidir. Hazırlandığı üniversite sınavı, okuyarak dün...