Uykumu aldığım bir gün bile yok!
Yine sabah, yine okul...
Bu geceler nasıl hemen bitiyor anlamıyorum ki...
Zaten rüyamda o gıcık çocuğu gördüm. Hatta kabustu o kabus.Off...
Bir de bugün okulda ders seçimleri var. Temel derslerin yanına ek olarak hangi dersleri seçeceğimize biz karar veriyoruz. Tabii ki babamlara bunu söylemedim. Yoksa programları inceleyip tuttururdu uygulamalı matematik dersini seç diye.
Birkaç akşamdır hemen odama kaçıyorum da hukuk meselesini açamıyor neyse ki. Ama nereye kadar kaçabilirim bilmiyorum.İçimde garip bir his var bugün. Gördüğüm kabustan kaynaklanıyor olabilir. Hiç derdim tasam yokmuş gibi 'o çocuğu' rüyamda gördüğüme inanamıyorum. Neden şöyle güzel rüyalara sahip olmayı beceremiyorum ki? Ne yapayım, bugün kendimi yine kitaplara bırakayım bari. Aslında okuldan sonra Sevgi annenin dükkanına uğramak istiyorum. Hem okumaya devam etmeliyim hem de merak ediyorum notuma yanıt var mı diye.
Bugün bahçede bekleyenim yok. Oh tabii barışınca benim pabuçlar dama. Olsun, araları iyi olsun da ben yalnızları oynamaya razıyım. Tüm serzenişlerime rağmen sınıfın kapısından girince yüzümü kocaman bir gülümseme kapladı.
"Naber canlarım?" Nisa ve Kuzey gülerek bana doğru döndüler. Az önce Kuzey, süslümü güldürmek için taklitler yapıyordu.
"Günaydın prenses." Beni görünce kaşlarını çatar gibi yaptı ama numarası her halinden anlaşıldığından kahkahayı koyverdi.
"Günaydın Selin, Kuzey edebiyatçının taklidini yapıyordu. Nasıl güldüm anlatamam! Kuzey bir daha yapsana..." En sevdiğim derslerin başında edebiyat geldiği için kaşımı kaldırarak Kuzey'e baktım. Ellerini iki yana açıp başını 'hayır' anlamında salladı. Kızarım diye taklidi benim yanımda yapmayacağını adım gibi biliyordum.
"Allah muhabbetinizi artırsın ne diyeyim." Çantamı sıraya atıp oturdum. Kuzey ile yer değiştirdiğimiz için en arka sıradaydım. Ne yalan söyleyeyim burada oturmak bana kendimi daha rahat hissettiriyordu.
"Günaydın çocuklar!" İçeriye giren rehberlik öğretmeninin gür sesi sınıfı doldurunca düşüncelerimden sıyrıldım. Kafamı kaldırıp ona baktığımda yanında duran esmer çocuğu gördüm. Arkası bana dönüktü. İçimi sabah hissettiğim o garip his kapladı. Yüzünü dönerken sanki zaman yavaşladı ve gözlerimiz buluştu. Ah hayır!!! Olamaz, olmamalı...
"Nasıl ya?"O da hayret dolu bakışları ve gamzesini ortaya çıkaran çarpık gülüşü ile bana bakıyordu.
"Selin ne oldu?" Nisa bana döndüğünde dilim tutulmuş gibiydim. Öyle şaşkındım ki benden bir cevap gelmeyince Kuzey de arkasına dönmüştü. Sınıfta yükselen uğultuyu bastırmak istercesine öksürdü öğretmen.
"Çocuklar aramıza katılan yeni bir arkadaş var. Zaman kaybetmek istemiyorum hemen derse geçeceğim, o yüzden tanışma faslını teneffüste halledersiniz diye kabul ediyorum. Canım arkadaki sırada boş yer var, oraya geçebilirsin." Arkadaki sıra?! Hemen gözlerimle sınıfı taradım. Tek boş yer benim yanımdı ve o gıcık şey, emin adımlarla bana doğru yaklaşıyordu.
"Ufaklık, yana kaysana." Öylece yüzüne bakıyordum. Tabii Nisa ile Kuzey de bana bakıyordu. Bu gerçek olamaz değil mi? Hala rüya görüyor olabilirim. Gözlerimi hızlıca kapatıp açtım ama ne yazık ki değişen bir şey olmadı.
"Hazır cevap bir şeydin sen ufaklık, ne o dilini mi yuttun?" Ben çaresiz cam kenarına kayarken yavaşça yanıma yerleşti. Yüz ifadesine baklılırsa eğlendiği her halinden belliydi. Peki ben eğleniyor muydum? Hayır!
"Senin burada ne işin var?" Gözlerimi kısarak ona baktım. Beni takip etme ihtimali yüzde kaçtı?
"Hayat işte, ne yaparsın..." Gözüm beliren gamzesine takıldı. Baktığımı fark ettiğinde gülümsemesi bütün yüzüne yayılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019
ChickLit"Nereden bilebilirdim ki, zamanında çok da bilincinde olmadan yapacağım bir hatanın tüm hayatımı derinden etkileyeceğini..." Hayatını ailesi ve arkadaşları ile paylaşan Selin için her şey yolunda gibidir. Hazırlandığı üniversite sınavı, okuyarak dün...