S-Bölüm 8

2.8K 442 41
                                    

Kuzey

Selin gittiğinden beri yatağımda uzanıyorum. Bugünü düşünüyorum.
Ben o dövüşü nasıl kaybettim...

Ah Selin, ah!
Bir de Nisa'yı yanında getirmiş. Sanki gelmesini istesem Nisa'yı ben çağıramazmışım gibi...  Yalnız gelmediğini gördüğümde resmen dağıldım. Sağ olsun karşıdaki eleman da fiziken dağıttı beni. Yok yere yenildim o gerizekalıya.

Ama bir yandan da eğer yenilmemiş olsaydım Selin benimle bu kadar vakit geçirmeyecekti.

Eskiden daha yakındık diye düşündüm. Üçümüz hep beraberdik. Tabii ben çapkınlık turlarına çıkana kadar. Ben bir şeyler yaşarım, Selin ve Nisa hep aynı kalırlar sanıyordum.

Geçen yıl Selin biriyle çıkmayı kabul ettiğinde ne kadar saçma düşündüğümü anladım. Ve bizim neden birlikte olamayacağımızı da... Onunla olsam belki bir gün onu kaybetme riskim olacaktı. Bunu göze alamazdım. Sonra da daha çok kız, farklı ortamlar, boks... Hayatımı bunların üzerine kurdum. Böylece kendimi oyaladığımı sanıyordum.

Bu yaz Selin Alaçatı'ya giderken içime bir kurt düştü. Nisa ile daha yakındı, uzaklaşıyordu benden. Ben ise Nisa'nın bana olan ilgisinin hep farkındaydım. Hoş kızdı Nisa, temizdi, masumdu. İlk sevgilisi olmak istedim. Bencilce alınmış bir karardı ama bunu istedim. Onun ilki olma fikri güzeldi. Başkaları onu üzsün istemedim. Tabii bir de Selin'in yakınında olmak istedim. Hele ki kazadan sonra... Prensesle ilgili aldığım tüm kararlardan vazgeçmem an meselesiydi. Onu tamamen kaybettiğimi sanmak beni derinden sarstı.

Ama bir yanda da Nisa vardı. Öyle masum ki... Onu kendimden koruyabilir miyim bilmiyorum. Bu hislerle başa çıkmam lazım, kontrolümü kaybetmemem lazım.

Yine de şu kelimelerin dudaklarımdan dökülmesine engel olamıyorum:

"Keşke hep yenilsem prenses. Hep yenilsem ve sen hep benimle olsan. Bana dokunsan..."

Selin

Sevgi annenin dükkanının önünde durmuş çaktırmadan içeriye bakmaya çalışıyorum. Eğer o gıcık içerideyse girmeyeceğim. Ortalıkta görünmüyor ama bir yerlerden çıkarsa da şaşırmam.

"Selin, öyle ne yapıyorsun canım?"Tam kendimi cama yapıştırmış, o var mı diye bakıyordum Sevgi annenin sesini duyduğumda. Resmen suçüstü yakalanmıştım.

"Aa Sevgi anne!! Ben, ben dalmışım öyle." Ne yaptığıma bir anlam verebildi mi bilmiyorum ama koluma girip gülümsediğinde biraz içim rahatladı.

"Hadi gel, aşağı sokaktaki fırından taze poğaça aldım, çay da demlemiştim yeriz beraber." Bir eliyle tuttuğu kolumdan beni çekiştiriyordu bir eliyle de kapıya uzanmıştı. Ya 'o' içerideyse?

"Şey bilmem ki..." Tereddütlü duruşum beni içeri çekmesine engel olmamıştı. Kapıyı açıp peşinden beni sürüklerken söylediği sözlerle rahatladım.

"Gel hadi yalnızım bende, çay yalnız içilmez." Oh yokmuş o gıcık rahatladım. Sevgi anneyle bir bardak çay içip sıcacık poğaçalardan yedim. Karbonhidratın kesinlikle mutluluk hormonu ile bir bağlantısı vardı. Sonra arka bahçeye geçip 'Vadideki Zambak'ı okumaya devam ettim.

Sayfalar arasında ilerlerken küçük bir kağıt buldum. Belli ki okuyanlardan birine aitti. Belki özel bir şeydi ama yine de okudum. İnsan bazen merakına yenik düşer değil mi?

'Hayat, herkese adil misin gerçekten? Benim gibi kaç kişinin omuzlarına yükler bıraktın?'
                                           

Üzülmüş ve yorulmuş biri diye düşündüm. Kağıdı aynı yere bırakacakken birden içimden geldi ve yazmaya başladım.

'Hayat bilinmez bir yolculuk ve malesef bu yolculukta zorluklarla da karşılaşıyoruz. Ama başımıza ne gelirse gelsin umut etmeyi nasıl bırakabiliriz ki...'
                                          

Yazan kişi yazdıklarımı okur mu bilmem ama hayattan vazgeçsin istemedim. Kağıdı kitabın içine yerleştirip geri raftaki yerine koydum. Çantamı alıp toparlandım. Sevgi anneye çay ve poğaçalar için teşekkür edip vedalaşarak yola koyuldum. Eve yürürken okuduklarımı düşünüyordum. Telefonumun titredi, Nisa mesaj atmış.

Gönderen: Süslüm

Kuzey nasıl oldu Selin?
Ne olur iyi de. Aklım onda ama aramaya cesaret edemiyorum.


Cevap yazmadan önce elimde olmadan durakladım. Ben, Kuzey ve Nisa... Biz iyiydik değil mi? Bugün hissettiklerim geçmişti ve tekrarlanmayacaktı. Kendimden emin olunca derin bir nefes aldım ve yazmaya başladım.

Gönderilen: Süslüm

Yanından ayrıldığımda iyiydi fıstığım. Muhtemelen dinleniyordur. Üzme kendini, her şey yoluna girer.


Anında mesajıma cevap geldi. Işık hızının da aşkla bağlantısı var diye düşündüm gülümseyerek.

Gönderen: Süslüm

İnşallah dediğin gibi olur canım. İyi ki varsın ;)

Ah deli kız sende iyi ki varsın. Biliyorum Kuzey'e çok değer veriyorsun. Ben de sana çok değer veriyorum. Üzülmene izin veremem. Ben de Selinsem sizin aranızı düzelteceğim...

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar. Şimdiden teşekkür ederim ;)

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin