S-Bölüm 21

1.9K 228 41
                                    

Selin

Okula yürürken dünün etkilerini üzerimden atmaya çalışıyordum. Dün neler mi olmuştu?

1. Akşama kadar babamla bodrumu bir çalışma odası ya da bana göre bir işkence alanı haline getirdik.

2. Bütün gün babamın hukuk fakültesi anılarını dinledim. Bilmem kaçıncı kez!

3. Tüm bunlar yetmezmiş gibi gece on ikiye kadar ders çalıştım.

4. Burak'ın telefonu kapalıydı!

5. Yine aynı rüyayı gördüm...

Tamam dördüncüsü pek umrumda olmadı. Off... Kimi kandırıyorum ben?..
Neyse Nisa yine bahçede, demek ki Kuzey beyimiz henüz teşrif etmemişler. Hemen yanına gideyim de iki lafın belini kıralım. Dünden beri konuşabilmeyi çok özledim.

"Naber süslüm?" Yüzü yine endişeliydi. Ben konuşabilme hevesindeydim ya o benden daha hevesliymiş meğer! 

"Selin, ben yine Kuzey'e ulaşamıyorum. Off, bu çocuk çıldırtacak beni!" Hevesim kursağımda kaldı. Yine Kuzey, Kuzey,.Kuzey... Bugün gerçekten Nisa'yı onaracak enerjim yok. Hatta birilerinin beni onarmasına ihtiyacım var. Açık sözlü olmaya karar verdim.

"Nisa valla servis dışıyım. Gelince ona sor Allah aşkına bu sefer derdi neymiş?!" Sesim biraz dik çıkmıştı. Şaşırdı tepkime. İnsaf ama! Neredeyse her gün aralarında bir şey oluyor ve ben sürekli moral motivasyon çalışmasında buluyorum kendimi. Ben de insanım ama...

"Tamam kuzum sinirlenme. Bir şey demedim." Sessizleştik ikimiz de. Biz öylece dikilirken etrafta bir hareketlenme oldu. Bahçedeki herkes aynı yöne bakıyordu.

"Selin neye bakıyor bunlar?" Kafamı çevirdim ama...

"Bilmiyorum ki süslüm çok kalabalıklar. Bu boyla bir şey göremiyorum." Parmak uçlarımızda yükselip kalabalığın arkasına bakmaya çalışıyorduk. Sanırım Nisa ile aynı anda gördük onları. Hemen birbirimize baktık. Gözlerimiz şaşkınlıktan kocaman olmuştu.

"Kız Seliin, bunlar kavga mı etmiş?" Bize doğru yaklaşan Kuzey ve Burak'ı işaret ediyordu başıyla. Hayretler içinde bakıyordum.

"Öyle görünüyor fıstığım." Bütün okul aynı anda onlara bakıyoruz desem yalan olmaz!

"Ay sonunda birbirlerine girmişler şu hallerine bak!"

Gerçekten de ikisinin de yüzü berbat bir haldeydi. Mor ve bordo arası göz çevresi, patlamış birer adet dudak ve kaş... Ama madem birbirleriyle kavga ettiler niye yan yana yürüyor bunlar?

"Günaydın kızlar" dedi Burak. Hala şaşkınca onlara bakıyorduk. 

"Siz, siz kavga mı ettiniz?" Nisa korkarak ikimizin de merak ettiği soruyu sormuştu.

"Evet ettik sevgilim" dedi Kuzey böbürlenerek. Dayanamadım.

"Demek birbirinizi bu hale getirdiniz. Süpermiş... Rahatladınız mı bari barbarlar!!!" O kadar kızmıştım ki, ikisini de parçalayabilirdim.

"Ne diyorsun kızım be!?" Kuzey sinirlenmişti. Vücut dilinden birazdan bana dikleneceğini sezmiştim. Burak, omzuna elini koyup sıktığında gözlerim daha da büyüdü.

"Arızaya bağladın yine ufaklık. Biraz sakin olur musun?" Derin bir nefes aldı Burak. Kuzeyden onay istedi ve sakince açıklamaya başladı.

"Bak cidden kafanda kurduğun gibi bir şey değil. Dün kavga ettik evet, ama birbirimizle değil...
Başkalarıyla kavga ettik. Birbirimizi kollayarak." Son cümlesini söylerken Kuzey ile birbirlerine gülümsüyorlardı. Kesinlikle dünyanın sonu geliyor. Kuzey ve Burak birlikte kavgaya girdiler ha? Valla pes.

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin