S-Bölüm 32

1.7K 164 167
                                    

Selin

Bir yandan elimdeki kağıda bakıyor bir yandan da otobüs durağını bulmaya çalışıyordum. Adresi kime gösterdiysem, yönlendirildiğim yer bu duraklar oldu. Durağa geldiğimde otobüsün yaklaştığını gördüm. İçimi nedensiz bir mutluluk kapladı.

Otobüste cam kenarına oturup dışarıyı seyretmeye başladım. Normalde ilk defa gideceğim bir yer söz konusu olduğunda tedirgin olurum ama son durakta ineceğimden olsa gerek bugün üstümde bir rahatlık vardı. Rahatlığım zamanla meraka bıraktı yerini. Yol ilerledikçe manzara değişmeye başladı. Dik yokuşlar, gece kondu evler... Ben ilk defa böyle yerler görüyor olmanın şaşkınlığıyla gözlerimi kocaman açıp etrafa bakadurayım, otobüs şoförü de 'geldik artık in bakalım' der gibi otobüsün motorunu kapatmıştı. Ben hala hareketsiz bir vaziyette koltukta oturuyordum.

Bir dakika ya, cidden geldik mi biz şimdi?
Yani Burak'ın gelmemi istediği yer burası mı?

"Son durak hanımefendi". Şoför'ün sesiyle kendime gelip indim. Yolda karşıma çıkanlara adresi sorup tarifleri üzerine yürüyordum. Yürüdüğüm yerler beni hayret içinde bırakıyordu. Birbirine bitişik o kadar çok gecekondu vardı ki, biri nerede başlayıp diğeri nerede bitiyor anlamıyordunuz. Daracık sokaklar her yaştan çocukla doluydu. Havanın soğukluğuna rağmen üzerlerinde mont olmayan çocuklar... Hadi montu geçtim, çoğunun ayağında ayakkabı yoktu... Ama işin ilginç yanı, tüm o yokluklara rağmen buradaki tüm çocuklar güle oynaya oyun oynuyorlardı. Adres kağıdıma bakarken Burak'ın yazdığı cümle tekrar gözüme çarptı.

"Oraya gitmeni ve hayatın başka anlamlarını görmeni istiyorum."

Hayatın başka anlamları... Doğru, hayat sadece benim yaşadığım halinden ibaret olamaz ki...
Bakalım bu adres bana ne gösterecek?
Çamurlu, daracık yollardan geçtim. En sonunda köşebaşında aradığım evi buldum.
Kağıda son kez bakıp emin olmak istedim. Geldiğimden emin olunca da ahşap kapıya vurdum.
İçeriden hiç ses gelmedi. Daha sert bir şekilde tekrar vurdum ve beklemeye başladım.

"Kapı açık Burak oğlum, sürgüyü çekip gir." Burak'ın adını duymamla biraz heyecanlandığımı itiraf edebilirim. Demek ki yine onun dünyasında yer alan bir yere geldim.
Yaşlı adamın dediği gibi sürgüyü çekip kendimi içeri attım. Küçücük bir bahçe ve tek katlı evin duvarına sırtı yaslı şekilde oturan kasketli bir amca karşıladı beni. Meraklı meraklı bana bakarken bir açıklama yapmam gerektiğini anlamam uzun sürmedi.

"İyi günler efendim, ben Burak'ın arkadaşıyım. Adım Selin..." Yaşlı adam hiç konuşmamışım gibi bana bakmaya devam ediyordu. Alnımı kırıştırdım. İçeriden ellerini havluyla kurulayan tombul, yaşlı bir teyze çıktı.

"Buyur kızım..." Ellerini kurularken bir yandan da beni inceliyordu. Kibar ol Selin.

"Ben Burak'ın bir arkadaşıyım teyzecim. Adım Selin." İsmimi duyar duymaz teyzenin yüzünde güller açtı. Amca, teyzeye bakarak konuştu.

"Ne diyor bu kız?" Teyze gülerek amcaya yaklaştı.

"Aşk olsun Hasan Bey, yine mi kıstın ayarını?" Ben ne olduğunu anlamazken teyze, amcanın kulağının arkasında bir yere dokundu.

"Kusura kalma kızım, Hasan amcan televizyon yerine işitme cihazını kısar... Bazen de ben konuşurken kısar... Anlaşılan unutmuş yine açmayı... Ağır iştir de biraz..." dedi gülerek.

"Meryem, kız kimmiş? Doğalgaz için mi gelmiş? Söyle ödedik biz onu." Adının Meryem olduğunu öğrendiğim teyze Hasan amcanın elini tutarak onu yanıtladı.

SELİN (Tamamlandı) #WATTYS2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin