BÖLÜM 8

6K 599 28
                                    

Üşüyordum hem de çok, titreyişimi engellemek için yorganıma biraz daha sarıldım ve uyumaya devam etmeye çalıştım ama kafamın arkasında hissettiğim şiddetli ağrı buna engel oluyordu. Gözlerimi hafifçe araladım ve acının kaynağını bulmak için elimi enseme doğru kaldırdım. Bu hareket bile bana acı veriyordu ama devam ettim ve enseme dokundum. Bu dokunuş canımı öyle bir yakmıştı ki anında tüm algılarım açıldı ve her şeyi hatırlamaya başladım.

Victor, anlaşma, David'in uyaran bakışları ve evdeki kan izleri. Aklıma gelenlerle birlikte ani bir hareketle yatakta doğruldum. Korkuyla etrafıma bakarken ellerimin ve vücudumun titremesine engel olamadım. Aklıma dolan gerçekler sert bir duvara toslamışçasına sersemletmişti beni. Canımın acısı o an için geçti, adrenalin vücudumu ele geçirirken hissettiğim tek şey korkuydu.

Biri bana vurmuştu!

Kalbim hızla atmaya başladı. Ellerimin arasında sıkı sıkı tuttuğum yorganıma baktım şaşkınca, kafama aldığım darbeden sonra neden kendi yatağımda uyanmıştım. Belki de bana vuran Betty'ydi ama o zaman yerdeki kanlar da neyin nesiydi? Hayır, o Betty olamazdı. Boğazımdaki yumrunun geçmesini umut ederek sertçe yutkundum ama geçmedi, aksine daha da arttı. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye ve ses çıkarmadan beklemeye çalıştım, amacım evden gelecek en ufak sesi dahi duymaktı. Bir kaç saniye sonra hafif bir tıkırtı sesi doldurdu kulaklarımı.

Bu, nefesimin kesilmesine ve daha da sessiz olmama neden oldu.

Bir süre daha dinledikten sonra seslerin kaynağına ulaşma arzusu sardı bedenimi. Korkumu bir kenara bırakıp yavaş hareketlerle kalktım yataktan ve odama göz gezdirip silah olarak kullanabileceğim bir şeyler bulmaya çalıştım. Sessiz olmak için parmak uçlarımda yürüdüm. Tam olarak nasıl bir şey aradığımı bilmediğim için birkaç saniye öylece kalakaldım. Bu kalakalışımın diğer nedeni delicesine korkmamdı.

Masamın önüne geldiğimde aynaya yapıştırılmış bir not kâğıdı buldum. Derin bir nefes alıp kâğıda uzandım ve okudum, notu Betty yazmıştı. Babaannesinin rahatsızlığı yüzünden bir haftalığına evine gittiği yazıyordu. Notta yazanları okurken bedenimin azda olsa rahatladığını hissettim. Burada olmaması onun için daha iyiydi, belki o dönene kadar Diana'yı bulurdum ve işleri halletmesini sağlardım. Rahatlık hissi geldiği gibi gitti.

O zaman içeriden gelen sesler kime aitti?

Not kâğıdını buruşturup çöp kovasına attım, ardından gözlerimi odamda dolaştırmaya devam ettim. Birkaç saniye sonra masamın kenarında duran boş bir vazo gözüme çarptı. Onu silah olarak kullanabilirdim, bu yüzden sessizce eğilip vazoyu elime aldım ve yavaş adımlarla kapıya doğru yürüyüp açtım. Kalbim kulaklarımda güm güm atıyor ve dışarıdan gelecek sesleri duymamı engelliyordu. Bu yüzden sakinleşmek adına derin derin nefesler alıp odamdan çıktım.

Koridora çıktığımda ses daha da arttı. Anladığım kadarıyla mutfaktan geliyordu bu sesler, kaşlarımı çattım. Mutfakta ne işi vardı bu adamın? Yemek yapacak hali yoktu ya! Sertçe yutkunup mutfağa doğru yürüdüm, her adımda vazoyu tutan elim daha da sıkılaşıyor, adımlarım daha da yavaşlıyordu. Birkaç adım kala cesaretim kırılmıştı, geri dönmek ve koşarak kaçmak istiyordum ama onun yerine bir adım daha atıp mutfak kapısına ulaştım.

Mutfağın kapısına geldiğimde tezgâhın önünde ayakta durmuş bir kadın gözüme ilişti. Kadın, kahve kupamı elinde tutuyordu, birkaç saniye sonra suyu açtı ve bardağı yıkayıp bulaşıp sepetinin içine koydu. Aynı şeyi hemen yanındaki tabağa da yaparken şaşkınca onu izledim, ne yürüyebiliyordum ne de hareket edebiliyordum. Öylece durup onu seyretmekten başka bir şey yapmak gelmiyordu aklıma. Tüm duygularım altüst olmuştu. Bu beklediğimden de farklı bir sahneydi. Ben daha çok uzun, sert görünümlü bir adam beklerken, yani tıpkı Victor gibi, karşıma bir kadın çıkması işleri değiştirmişti.

KUKLA: Y.E.M  ( -TAMAMLANDI- )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin