Tam bir saçmalık!
Ona uyup gecenin bir vakti buraya gelmekle hata yapmıştım.
Öncelikle beni köle gibi çalıştırıyor, resmen pestilimi çıkarıyordu. Hem, hiç acıması da yoktu. İsyan etmek ve odama saklanmak istiyordum, böylece belki beni rahat bırakırdı ama bir yanım, hani o güçlü olmaya bayılan yanım kalmam ve savaşmaya devam etmem gerektiğini söylüyordu. O yanım sayesinde altı haftadır Rex ile gecenin bir yarısı buluşup onun beni yere sermesine izin veriyordum. Başlarda çok iyiydi, elbette o zamanlar yine şikâyet ediyordum ama zaman ilerledikçe ve ne kadar da zalim biri olabileceğini gördükçe... İlk buluşmalarımızı özlüyordum. O zamanlar daha yumuşaktı. Şimdi ise tam anlamıyla acımasızdı. Ayrıca Cade'de gündüzleri beni mahvediyordu.
En kötü şey ise... Artık süngerler yoktu. Hem gündüz hem de gece eğitimlerinde.
Resmen çifte işkence görüyordum.
Rex'in keyfi yerindeydi. Her gece yemekhaneden aşırdığı yemekleri yiyor, yani burnumun ucuna kadar sokuyor ama bana bir parça bile vermiyordu. Sözde irademi kuvvetlendiriyordu. Dün üzümlü kekle birlikte gelmişti... En hassas noktalarımdan biriydi.
Neredeyse ağlayacaktım.
İnsafsız!
Ah, bir de beslenmeme karışıyordu. Neymiş fazlalıklarım varmış ve onlardan acilen kurtulmam gerekiyormuş. Güçlü bir beyin, güçlü bir bedenden geçermiş. Yağlı yiyecekler, ekmek, pilav ve diğer lezzetli şeyler yasaktı.
Hadi be oradan!
Tamam, bazı konularda haklıydı ama sabah, öğle ve akşam yemeklerimi yarı yarıya indirmesi beni can evimden vuruyordu. Güçlü olmak için önce midemi doldurmam gerekiyordu bence. Kendisi tabağını silip süpürüyorken ben neden yiyemiyordum? Sonra da gece gece karşıma sandviçler, kekler ve çikolatalarla geliyordu. Bu acımasızlıktı, yine de sabretmeye çalışıyordum.
Ne de olsa birkaç kilo vermiştim ve göbeğim biraz bayram ediyordu. Ayrıca haklıydı, kilo verdikçe hareketleri daha kolay bir şekilde yapabiliyordum.
Gücümü toplayıp kum torbasına bir yumruk daha attım. Bu gün Cade yüzünden tamamen tükenen vücut direncim şuanki eğitimi kaldırmakta zorlanıyordu, yani vuruşlarım çok zayıftı.
Alayla ''Hey, mükemmel bir vuruş,'' dedi Rex gülerek.
Gözlerimi devirip onu duymazlıktan geldim. Bana sataşmaya bayılıyordu. Karnım hafifçe guruldayınca yüzümü buruşturdum ve kum torbasına geri döndüm. İlk başlarda çok daha fazla gurulduyordu, o zamanlar utançtan yerin dibine giriyordum ama şimdi hiç umurumda değildi. Ekmeğimi elimden alıyorsa, karnımdan yükselen senfoniyi de dinlemek zorundaydı.
Birkaç yumruktan sonra daha fazla dayanamadım ve dizlerimin üzerine çöküp derin derin nefesler almaya başladım. Gerçekten çok yorulmuştum ve istediğim tek şey uyumaktı.
''Al iç,''
Rex'in uzattığı suyu aldım ve yavaş yavaş içmeye başladım. Her şeye rağmen ona minnettardım. Uykusundan feragat edip buraya geliyordu. Sonuçta beni eğitmek zorunda değildi. Ama bu ona sinir olmadığım anlamına gelmiyordu.
''Bu kadar yeter mi?'' diye sordum kafamı ona doğru çevirip. İçimden evet demesi için dualar ediyordum.
Hafifçe kafasını salladı ve '' Sanırım bugünlük yeter. İkimizde yorulduk,'' dedi.
Kaşlarımı kaldırıp, ona hadi canım bakışı attım. Yorulmuştu demek! O da haklıydı elbette, oturmak ve komut vermek fazlasıyla zor bir işti çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUKLA: Y.E.M ( -TAMAMLANDI- )
Action*Kukla serisinin ilk kitabıdır. *Kukla: Y.E.M (Yeraltı Eğitim Merkezi) *Kukla: Y.A.K (Yeraltı Konseyi) Yeryüzü herkes için aydınlıktır ama Yeraltında işler farklı yürüyordu. *** Andy Pierce sıradan...