Sol elime aldığım çatalımı önümdeki lezzetli ete batırıp diğer elimdeki bıçakla küçük bir parça kestim ve kestiğim parçayı yavaşça ağzıma götürdüm. Sadece yemeğe odaklanıp diğer hiçbir şeyle ilgilenmediğim sürece sakin kalmayı başarıyordum. Yine de arada sırada kafamı kaldırıp göz ucuyla karşımda oturan konsey üyelerine bakıyordum. Neyseki Simon tam karşımda oturmuyordu.
Tam bir parça daha alacakken gözüme Tamara takıldı. Kafasını kaldırmış, yemeğini büyük bir zevkle çiğnerken tam karşısında oturan konsey üyelerine dik dik bakıyordu. Ah, söylemedim mi? Onunla yan yana oturuyorduk. Aslında kimse bizi bir sıraya koymamıştı ama selam verirken karşımızda hangi sandalye varsa ona kurulmuştuk ve oturana kadar Tamara'nın yanımda olduğunu dahi bilmiyordum. Onun yanında Isabella, benim yanımda ise Rex vardı. Hiç değilse diğer yanım sağlamdı.
Kendime hakim olamayıp kafamı kaldırdım ve Tamara'nın baktığı yere doğru çevirdim gözlerimi. Odak noktasında Simon vardı ve ne tesadüf ki Simon'da ona bakıyordu. Suratında tehlikeli ve çapkın bir gülümseyiş vardı. Ah! Tamara adamı etkisi altına alıyordu. Victor onu etkilememi istememiş miydi? Peki, ben neden korkak tavuk gibi kafamı tabağıma gömmüştüm? Bu şekilde Victor'un istediğini yerine getiremezdim.
Gözlerimi yeniden Simon'a çevirdim. Yakışıklıydı, siyah saçları ve gözleri vardı. Yüzü tamamen tıraşlıydı ve elmacık kemikleri kendini fazlasıyla belli ediyordu. Bana verilen kâğıtlarda yazılanlara göre otuz sekiz yaşındaydı ama daha da genç duruyordu. Karısı veya çocukları yoktu. On ikinci bölgenin de sahibiydi. Onun hakkındaki bildiklerimi düşünürken konsey üyelerinden biri konuşmaya başladı. Dikkatimi konuşan konseye verdim hemen.
''Öncelikle evimize hepiniz hoş geldiniz.'' Konuşan adam aralarında en yaşlı olanıydı. Saçları beyaz olsa da bakışlarından geçlik akıyordu.
'' Hepinizi YEM'e girdiğinizden beri izliyorduk ve deneyimlerimize göre sizin kazanacağınızı biliyorduk, tabii arada sürprizlerde oldu. Yine de yarışı izledik ve her birinizin başarılı olduğunu gördük,'' dedi. Bunu söylerken bakışları bana kaymıştı.
Ah, tabi ben sürprizdim.
Surat ifademi korumaya devam ederken konsey üyesiyle bakışmaya devam ettim. Gözlerimi kaçırmamak için büyük çaba sarf ediyordum ama korkak olmadığımı ona göstermek zorundaydım.
''Bayan Stone, sizden bahsettiğimizi anlamışsınızdır,'' dedi yavaşça.
Yumruk yemiş gibi hissettim o anda. Tüm gözler üzerime çevrilmiş, cevabımı bekleyen herkes dudaklarıma odaklanmıştı. Beynimde çalan alarm zillerini görmezden gelmeye çalışıyordum ama gittikçe sesi yükseliyordu. Sakinleşmek için bir iki saniye bekledim, alt tarafı bir soru sormuştu.
Andy! Sakin ol!
Zaman kazanmak için önümdeki peçeteyi alıp yavaşça ağzımın kenarını sildim, ardından bana soru soran konsey üyesine çevirdim gözlerimi. Özgüvenli görünmeliydim, ayrıca saygılı da davranmalıydım.
'' Biliyorum efendim. YEM'e ilk geldiğim günlere bakacak olursak eğitimler beni çok zorluyordu, şuan bile zorluyor çünkü eğitmenimiz Cade canımızı fena okuyor ama ben fazla inatçıyım, istediğim şeye ulaşmak için gücümün son damlasına kadar çok çalışırım ve onu başarana kadar da asla durmam. Final yarışını izlediğinizi söylediniz, sadece altı haftalık bir YEM eğitimi sayesinde benden çok daha iyi olan iki adayı eleyip bu yarışı kazandım. Eğitimleri tamamladığımda ki bunu başaracağım, tam da YAK'a laik biri olacağım çünkü buranın bir parçası olmayı çok istiyorum,'' dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUKLA: Y.E.M ( -TAMAMLANDI- )
Aksi*Kukla serisinin ilk kitabıdır. *Kukla: Y.E.M (Yeraltı Eğitim Merkezi) *Kukla: Y.A.K (Yeraltı Konseyi) Yeryüzü herkes için aydınlıktır ama Yeraltında işler farklı yürüyordu. *** Andy Pierce sıradan...