Fısıltılar...
Beynimin en ücra köşelerinde yankılanan fısıltıları duyabilmek için pürdikkat dinlemeye başladım. Fısıltının nereden ve kimden geldiğini her ne kadar anlamasam da, duyduğum fakat anlamlandıramadığım sesler beni derinden etkiliyordu.
O garip fısıltıyı yeniden duydum ama bu seferki diğerlerine göre daha yüksekti. Kapalı tuttuğum gözlerimi yavaşça açmaya başladım. Her bir ışık parçası gözlerime vurup, acıtsa da etrafımı incelemeye çalıştım. Kalbim gördüklerim karşısında hızlandı. Yüksek bir gökdelenin tepesindeydim ve çevrem kalın ve bembeyaz bulutlarla çevrilmişti. Sanki gökyüzüne inşa edilmiş bir yerdeydim.
Kafamı hafifçe sola kaydırdığımda siyahlar içindeki bir kadın gökdelenin ucunda duruyor ve bana bakıyordu. Siyah elbisesinin etekleri tıpkı rüzgârlı bir havada olduğu gibi geriye doğru savruluyordu. Kim olduğunu anlayabilmek için bir süre onu inceledim. Sarının en koyu tonlarını andıran saçları tıpkı bir nehir misali önüne doğru akıyor ve rüzgârın esintisiyle saçları da hafifçe dalgalanıyordu.
Bulunduğum yerden kadının kim olduğu belli olmuyordu ama kalbim sıkışmaya başlamıştı. O kadında kötü olan bir şeyler vardı, bunu iliklerime kadar hissediyordum. Yeniden duymaya başladım o boğuk, anlaşılmaz fısıltıları. Bu beni öyle tedirgin etmişti ki kalbim hızla atmaya başladı. Yavaşça kadına doğru çekildiğimi hissettiğimde korkum artık beni ele geçirmişti. Fısıltıyı tekrardan duydum ve bu seferki daha belirgindi. Ne demek istediğini az da olsa anlayabilecek kadar hem de. Kadına daha da yaklaştım.
Yürümüyordum, sanki havada süzülüyor gibiydi.
''Katil!'' dedi fısıltılar. Kelimenin ağırlığı kalbime öyle bir baskı yaptı ki nefesim kesilmiş, kalbim acıyla kasılmıştı. Korkuyla kadına baktım.
O söylemişti, katil demişti bana!
Kadının derinden gelen sesi bir kez daha yankılandı kulaklarımda.
''Katil, sen bir katilsin Andy!''
Hayır, ben katil değilim!
Sesi duymamak için ellerimle kulaklarımı kapattım ama ses daha da yüksek çıkmaya başlamıştı. Sanki beynimin içine girmişti kadın.
''Saklanamazsın! KATİL! Asla kaçamazsın!''
Titremeye başladım, sanki sert bir el boynumu sıkıyor, beni nefessiz bırakıyormuş gibi göğsüm daralıyordu. Buna izin veremezdim, bana katil damgası vurmasına izin veremezdim!
''Hayır! İsteyerek yapmadım, mecburdum!'' dedim ağlamaklı bir sesle, boğazlarım bağırmaktan acıyordu. Kadın sesimi duyduğunda yavaşça kafasını kaldırdı. Gözleriyle gözlerim denk geldiğinde şaşkınca sendeledim.
Bu o kadındı, Victor'u öldürmeye çalışan kadın!
Hafifçe gülümseyip konuştu ''Katil.''
Daha fazla dayanamayıp çığlığı bastım ''Hayır! Yanılıyorsun,'' dedim.
Yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Delicesine ağlıyordum. Ben böyle olsun istememiştim. Olanların sorumlusu ben değildim, sadece mecburdum. Hayatımı kurtarmalıydım. İçimde kopan fırtınanın bir yansıması gibi hava da birden bozdu ve beyaz bulutlar yerini kara bulutlara bıraktı. O kadar sert bir rüzgâr esmeye başlamıştı ki yerimde artık sabit duramıyordum.
Ağlamam devam ederken kadına baktım. Kadın rüzgârdan etkilenmemişti, hatta daha da sevmiş gibi bana bakıp sadistçe gülümsüyordu. Nasıl olduğunu anlamamıştım ama kadın birden yanımda beliriverdi. Omuzlarımdan tutup kulağıma eğilip ''Katil!'' diye fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUKLA: Y.E.M ( -TAMAMLANDI- )
Action*Kukla serisinin ilk kitabıdır. *Kukla: Y.E.M (Yeraltı Eğitim Merkezi) *Kukla: Y.A.K (Yeraltı Konseyi) Yeryüzü herkes için aydınlıktır ama Yeraltında işler farklı yürüyordu. *** Andy Pierce sıradan...