''Evet, hiç vakit kaybetmeden yolumuza devam edelim, sizlere kısa ama verimli bir tur hazırladım,'' dedi Sonia.
Hala ayaktaydık ve bizi karşılayan kadının konuşmasını dinliyorduk. Victor gideli iki dakika bile olmamıştı. Derin bir nefes çekerken ciğerlerime kadın çevik bir hareketle arkasını dönüp beyazın işgal ettiği lobinin karşı duvarına doğru yürümeye başladı. Elinde tuttuğu siyah kaplı defteri açıp içinden bir kart çıkardı ve duvara doğru yaklaştırdı. Duvarda ufak bir yeşil ışık yanım söndü ve duvar yarılıp, kapı gibi açıldı. Bu sefer şaşkınlığa uğramadım. YEM ile ilgili her zaman yeni şeyler öğreniyordum ve artık şaşırmıyordum. Garibime giden tek şey bu kadar gizlenme isteği duymalarıydı. Düşmanları olmalıydı, yoksa neden onca güvenlik tedbirini almış olurlardı ki.
Duvar kapı gibi iki yana doğru açıldığında önümüze yine beyazlarla süslenmiş geniş bir koridor çıktı. İçeriye şöyle bir göz atınca karşılıklı hizalanmış birçok kapı olduğunu gördüm. Kapıdan geçip koridorda yürümeye başladık. Her kapının üzerinde numaralar yazıyordu. Birinci oda, ikinci oda, üçüncü oda diye devam ediyordu.
Beşinci oda yazılı kapıdan kumral, saçını arkadan topuz yapmış ve tıpkı karşımızdaki kadın gibi giyinmiş başka bir kadın çıkıp bize doğru yaklaştı. Önce Sonia denen kadına, daha sonra bizlere kafasıyla selam verdi. Kadın elinde tuttuğu küçük ahşap kutuyu Sonia'ya verip bizim geldiğimiz yere doğru yürüyüp uzaklaştı. Kutuya odaklandım ve ne olduğunu anlamaya çalıştım. İçimdeki tedirginlik denizi yavaş yavaş hareketlenmeye başlamıştı.
Nina bana doğru eğilip ''Bu kutu da ne böyle?'' diye sordu fısıltıyla.
Cevap vermedim, sadece bilmiyorum dercesine omzumu silkip David'e baktım. Sakince yerinde durup kadına bakıyordu ve içimden bir ses burada ne döndüğünü bildiğini söylüyordu.
Elbette bilirdi!
Sonia kutuyu sıkı sıkı tutarken her birimizin yüzünü inceledi, daha sonra ise ahşap kutunun kapağını açıp en öndeki çocuğa uzattı ve '' İçinden bir tane kart al,'' dedi.
Çocuk tereddüt dahi etmeden ahşap kutunun içine daldırdı elini ve içinden iskambil kâğıdı boyutunda siyah bir kart seçti. Daha sonra Sonia kutuyu herkesin önüne tutup içinden kart almalarını sakin gözlerle izledi. Sıra bana geldiğinde almadan önce kadına baktım. Gözlerime bakıyordu, yüzü sert, bakışları boştu. Sonra hafifçe gülümser gibi oldu ama hayal de görüyor olabilirdim, çünkü sadece bir anlıktı.
Sonia sonunda ''Al artık,'' dedi.
Kadının uyarıcı ses tonu sonucu hemen elimi kutuya soktum ve bir kart aldım. Sert plastikten yapılmış bir karttı bu. Üzerinde sadece -8- yazıyordu. Nina'ya baktım. Onunkinde de -6- yazıyordu.
Kafamı kaldırıp kapıların üzerindeki numaralara çevirdim gözlerimi. Bir'den on'a kadar numaralandırılmış odalar yan yana diziliydi ve sanırım elimizde tuttuğumuz plastik kartlar onların kilidiydi. Üzerlerinde kapı kulpu ya da anahtar girişi yoktu, Sadece mekanik bir panel yerleştirilmişti yanlarına.
'' Sizlere verilen her bir kart buradaki bir kapının anahtarı. Kartların üstünde hangi kapıyı açtıkları yazıyor. Sizden bu odalara girmenizi ve ben çıkabilirsiniz diyene kadar çıkmamanızı istiyorum. Her ne olursa olsun, kim ne derse desin asla çıkmayın,'' dedi ciddi bir ses tonuyla.
Ses tonundaki bir şey... Ürpermeme neden olurken sakin kalmaya çalıştım. Yavaşça ağırlığımı diğer ayağıma verip göz ucuyla diğer adaylara bakmaya başladım, hepsi şaşırmış gibi gözüküyordu ve böyle gözükmeleri gayette normaldi, çünkü ben de aynı durumdaydım. Yine de ses çıkarmadım, muhtemelen tesise girme zamanımız henüz gelmemişti, ya da evrak işleri falan vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUKLA: Y.E.M ( -TAMAMLANDI- )
Acción*Kukla serisinin ilk kitabıdır. *Kukla: Y.E.M (Yeraltı Eğitim Merkezi) *Kukla: Y.A.K (Yeraltı Konseyi) Yeryüzü herkes için aydınlıktır ama Yeraltında işler farklı yürüyordu. *** Andy Pierce sıradan...