2.BÖLÜM: "A SINIFI"

3K 227 58
                                    

"Kalp dediğin atıyor zaten. Marifet, ritmi değiştiren kişide."

**

Bazı zamanlar olur, eskiyi özlersiniz. Hatta eski zamanlardaki kavga gürültüyü bile...
Çünkü o zamanların da geçeceğini bilirsiniz, geri mutlu günlere döneceğinizi, kavga ve gürültünün biteceğini...

Sonra öyle bir zaman gelir ki, hayatınızın tam ortasına oturur ve siz, o hayattan nefret edersiniz.

Yeni okuluma bakarken sıkıntıyla iç çektim. "Görüşmek üzere kızım." Babamın sesiyle arkamı dönüp bana endişe ile bakan babama baktım. Her ne kadar gitmesini istemesem de olumsuz yönde konuşma yapmadım.

"Kendine dikkat et baba." Babamın içini ferah tutmasını istediğim için hafif bir şekilde gülümseyip el salladım.

Babam göz kırpıp başını sallayarak beni onayladı ve açık bıraktığı pencereyi kapatıp işe gitmek için arabayı çalıştırdı.

Acaba bu bir rüya mı?

Derin nefes alıp başımı iki yana salladım. Fazla saçmalıyordum galiba. Babam gözden kaybolduktan sonra çantamın kemerlerine tutundum.

Dün, Ahsen ve Berra ile beraber okula gelmiştik fakat öğleden sonra okulu ekip en yakın kafeye gitmiştik.

Sıkıntıyla nefesimi dışarı verip destek almayı umarak çantamı daha sıkı kavradım ve yavaş adımlarla okula doğru ilerledim. Dün ikinci saat Berra okulun fotoğrafçısı seçilmişti. Okula ait her ay dergi çıkıyordu ve Berra her olayın çekimlerini yaptıktan sonra gazetede yayınlamak zorundaydı.
Merdivenlerden yukarı çıkarken etrafıma bakmayı da ihmal etmiyordum. Güzel ve fazla gösterişli bir okuldu.

"Özel Denizer Koleji," diye, mırıldandım kendi kendime, "umarım iyi geçiniriz."Sınıfa girip dün oturduğum yere çantamı koydum ve tüm miskinliğimle sıraya çöktüm. Sınıf yavaş yavaş dolarken gözüm tanıdık birilerini arıyordu, yardım edip kop kanat olacak birileri...
Kimsenin olmadığı gerçeği yüzüme vurduğunda sıkıntıyla pantolonumun cebinden telefonumu çıkartıp Ahsen'i aradım:
"Alo?"

"Ahsen, neredesin? Sıkıntıdan patladım." dedim oflarken. Ahsen ilk olarak verdiğim tepkiye şaşırsa da daha sonra kıkırdayıp cevap verdi:
"Geliyorum, bahçeye girdim." dediği an  kafamı kaldırıp bahçeye baktım. Ahsen benimle konuşurken hızlı hızlı okula doğru geliyordu.

"Tamam bekliyorum." dedim ve telefonu kapatıp Ahsen' e bakmaya devam ettim. O anda kumral, uzun saçlı biri Ahsen'e çapınca Ahsen sinirlenip ona baktı ve bir kaç şey söyledi. Karşı taraf konuştukça Ahsen daha da sinirleniyordu. En sonda çocuğa küçümser bir bakış atıp omuz atmayı ihmal etmeyerek okula doğru gelmeye başladı. Merakla yerimde kıpırdanırken Ahsen'i bekliyordum. En nihayetinde Ahsen sınıfa girince gülümseyerek ona baktım. Yanıma gelip sinirle çantasını sıraya atıp hızla oturdu.

"Ne oldu?" deyip kıkırdadım. "Biraz gördüm ama konuşmalarınızı duymadım." deyip alayla omuz silktim.

"Ne mi oldu?" deyip, sinirle dudak büktü ce az önceki çocuğun taklidi yaptı: "Gözlerin çok güzel, bakmayı bilmiyorsun." ağzını büküp taklit yaptığında tok bir kahkaha attı..

"Laz olduğun çok belli." dediğimde bana ters bir bakış attı. O anda mikrofon açılma sesi gelince ikimiz de o sese odaklandık. Konuşmayı yapan kişi müdürdü.

"Sevgili öğrenciler; herkesin iki nolu çok amaçlı salona gelmeleri önemle rica olunur." deyip bir kaç kez daha tekrarladı. Ahsen ile birbirimize bakıp ayağı kalktık.

Fırtına Öncesi SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin