"Daima anlamlı bir hedefiniz olmalı: dikenlerin yanında yürürken, amaç güle ulaşmaksa diken bile güzeldir."
***
Duygusuzun hırçın kızıma;
Kapat gözlerini, rahat bırak kendini. Korkma, düşmezsin boşluğa. Ben burdayım, arkanda. İçin acıyor mu seninde? Bak kalbim ellerinde. Hadi dik o'nu. Oyle bir dikki geri kesince kan akmasın yüzüne. İrenirsin.
Söylemek istediğin şey var mı bana? Söyle. Kalmasın içinde. Sıkıntı yapıp üzülürsün, kıyamam.
Benim söylemek istediğim çok şey var sana. Söyliyemediğim, söylemekten korktuğum...
Yasak bana, ölürüm. Belki de ölürsün...
Dudağımda mühürlenmiş onca cümle var. Çıkaramazsın mührü. Eğer çıkarmaya çalışırsan; kanar dudağım, yinede söylemez hiç bir şey.Üzülme hırçın kızım. Biz hep böyle kalalım. Bizim hikayemiz masum olsun. Böyle kalsın.
Vazgeçtim demiyorum sana, yanlış anlama beni.
Sadece seni kırmaktan deli gibi korkuyorum.
Söylemek istediğim onca şey varken susmak daha da derinden etkiliyor beni.Bırak kanasın, belki kan biter.
Kalp, çok ilginç değil mi sence de? Durduk yere hızlanıyor. Derin nefes alsan dahi durmuyor. Sende de oluyor mu?
Hiç tatmadığın duyguyu nasıl anlarsın sen?
Kimse kimsenin duygularını bilmez bence. Hepsi sadece senin psikolojin bozulmasın diye bir avutma derdine girerler.Içine açsan eğer her zaman aynı şeyleri tekrarlarlar; geçer, bende yaşadım, üzme...
Çok saçma değil mi sence de? Neden takılı kaset gibi aynı şeyleri tekrarlıyorlar ki? Geçmiyor ışte! Elim ayağım dolanıyor birbirine.
Dertsiz kimse yoktur hırçın, kimse.
Sen bana içini açarsın, ben korkarım. Çünkü; cesaretim yok. Evet, yok.
Sakın bana kızma sana anlatamıyorum diye. Günü gelince hepsini anlatırım sana. Kızma bana. Böyle kalalım sadece hep. Sonsuza kadar.
Senden tek istediğim şey; artık kendini kötü hissetmemen ve her seyin bir gün son bulacağını bilmen. Ver elini bana, benim sonum senle olsun.
Korkma. Dünya 'da sen tek değilsin. Dünya tek sana rest çekmiyor. Bana öyle şeyler yapıyor ki ayakta dursam bir dert, durmasam bir dert oluyor. Sakın kendine karşı küs kalma. Sakın...●●●
Ertuğrul'dan;
Yerimde gidip gelirken sinirle ellerimi saçlarıma daldırdım. Ne yapacağımı bilmiyordum.
"Haber yok mu?" Diye sordum sakin kalmaya çalışarak. Melih bacağına koyduğu bilgisayara çatık kaşlarla bakarken içim içimi yiyordu. Melih bana hoşnutsuz bir şekilde bakıp derin bir nefes aldı.
"Olcayların mekanına girdi." Kalbim deli gibi atarken rengim birden attı ve sakince elimi saçlarımdan çekip "ne?" diye fısıldadım korkuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına Öncesi Sessizlik
AdventureHayat iki yol; biri doğru, bir diğeri yanlış. Biri karanlık, bir diğeri aydınlık. Hayat; ince bir çizgi. Bu ince çizgiyi aşarsan kan her hücrene hücum eder. Sen diye bir şey kalmaz. Hayat; herkesten nefret eden, herkesin ölümünü sağlayan beş harf...