12. BÖLÜM: "DÖRT HARF"

1.4K 149 14
                                    

"Hadi bana o 'seni seviyorum' lu hikayeni anlatta gülelim."

**

Elimdeki topu sektire sektire eve doğru ilerliyordum. Ahsen ve Berra gille evimiz çok uzak değildi. Hepimizin evi aynı sitenin içindeydi ama site de baya büyüktü yani.
Babam arayıp acilen eve gelmemi istemişti. Bende bir şey sormadan tamam demiştim.
Evimiz görüş açıma girince topu biraz daha yüksektip elimde tuttum ve koltuk altıma sıkıştırıp yürümeye devam ettim.

"Meva." Babamın sesi kulağımı doldurduğunda arkası dönüp babamı aramaya koyuldum. Babam elini bana doğru sallarken gülümsedim.
Babama doğru ilerlediğim sırada babamın yanında bir adam ve bir çocuk fark ettim.

ERTUĞRUL?

Evet, bu çocuk Ertuğrul' du ama ne işi vardı babamın yanında?

Kuşkuyla yanlarına vardığımda en az babam yaşında olan adam bana dönüp sıcak bir gülümseme ile "ne güzel sektiriyirsun." Dedi. Gülümseyip "teşekkür ederim." Diye cevap verdim.

Babam eliyle adamı işaret edip "Güney SOYKAN." diye tanıttı. Ertuğrul bana bakıp gülümserken kaşlarımı çattım. Niye gülüyor ki?!

"Memnun oldum." Deyip zoraki bir gülümseme ile Güney bey' in elini sıktım.

"Bu yakışıklı da oğlu, Ertuğrul." Yutkunup babama döndüm. "Biz arkadaşla tanışıyoruz." Dediğimde babam heyecanla kaslarını yukarı kaldırıp "öyle mi? Nereden?" Deyince Ertuğru" " aynı sınıftayız." Diye cevap verdi.

Ah baba ah, sen bir bilsen ben bu çocukla neler yaşadım neler?!

Hastane de sahte stajerlik dahi yaptık be! Hamile kadını, canlı canlı hala pıt pıt atan kalbi ile kürtaja alacaktık!

"Ne güzel, bu da kızım Meva. Daha yeni bahs etmiştim kendisinden." Deyince Güney bey bana döndü.

"Çok sevimli bir kızınız var. Bende böyle süslü biri sandım. Ne güzel doğallığına düşkün kız. Nerde görülmüş böyle kızlar. Allah bizimkilere de nasip etsin." Deyince kaşlarımı çattım.

Bey, bey! Ne deyyon leyn sen? Anlamadık mı sandın kro!?

"Benim büyük kız biraz süslü." Deyince içimden Biraz mı? Diye geçirdim.
Ablam Feyza, günün yirmidört saati ayna önünde kendini süsleyip elbise deneyen biriydi. Hiç bir yere gitmese bile oturup evde can sıkıntısından kendini boyuyan kişi. Az mı yani?

"Öyle mi? Kaç yasinda?" Diye sorunca babam " yirmi" diye cevap verdi.

" benim büyük oğlan Kuzey' de yirmi bir yaşında." Diye cevap verince içimden göz devirip "istersen evlendirelim?" Dedim. Tabii içimden...

"Ne güzel." Dedi babam.

"Ben eve gideyim o zaman." Dediğimde Ertuğrul bana baktı. 'Ne var?' Dercesine göz kırptığımda güldü.

"Aksam saat sekize kadar hazırlan. İş yemegine gideceğiz Güney bey ve arkaşın Ertuğrul ile birlikte." Deyince içimden reklamlardaki gibi"Oneooo!" Diye bağırdım.

El mahkûmu başımı sallayıp arkası döndüğümde sırada babam tekrar seslendi.

"Ablanı ara. Pantolon gömlekle gelmeni istemem."

^^^^^^^^^^

Basımı sinirle iki yana sallayıp görüntülü bir şekilde aradığım ablama baktım.

"Bu benim anca kıçımı kapatır, farkında mısın?" Ablam ukala bir gülüş atıp devam etti.

"Onu giyineceksin güzelim." Deyince sinirle telefona yaklaşıp ablama hareket çektim.

Fırtına Öncesi SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin