0•6

49.7K 2.9K 292
                                    

2012,Yaz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


2012,Yaz

Aslında hayat minik seçimlerle şekillenen bir düzen. Mesela şu an bu kapıdan içeri girmek benim minik seçimlerimden sadece biri. Sonuçları ise genellikle beni mutsuz ediyor.

Derin bir nefes alarak içeri girdim. Masasına oturmuş, bana inat yapar gibi otuz iki diş sırıtan danışman kadına ilerledim. "Buyurun, nasıl yardımcı olabilirim?" dediğinde sesi de oldukça güzel çıkıyordu. Kız doğuştan şanslı.

"Mehmet Tekin ile görüşmek istiyorum," dedim yavaşça. Kadın aynı tavrı ile devam etti. Neden fazla neşeli?! "Randevunuz var mıydı?"

Randevu mu alınıyor? "Hayır. Neva derseniz onay verecektir," dedim. Kadın başıyla onay verdi. "Lütfen oturun. Birazdan kendisine haber verilecek."

Bir şey demeden boş koltuklardan birine oturdum. Ve yanımdaki teyze bana dik dik bakmaya başladı. Sanki konuşmak için can atıp kendini zor durduruyor gibiydi. "Mehmet Bey'e mi geldin kızım?" dedi en sonunda. Başımla onay vererek gülmeye çalıştım. Teyzenin yüzü aydınlandı. Ve bu nedense beni mutlu etti. Yaşlıları seviyorum.

"Harika bir adam. Eşim öldüğünde beni yaşatan oydu," dediğinde burukluk her hücreme işledi. "Allah rahmet eylesin." Teyze buruşuk elleri ile yazmasını düzeltti.

"Gerçekten harika tavsiyeler verir. Dediklerini yap kızım," dediğinde Mehmet'in yerine ben gururlandım.

"Neva hanım, Mehmet bey sizi bekliyor," diyen danışman yüzünden teyzeye gülmek ile gitmek arasında kalan bir gülümseme yolladım. Yavaşça üst kata çıkarken kalbim biraz hızlanmıştı. Olacakları bilmemenin verdiği merak heyecan yaratıyordu.

Kapıyı tıklayarak içeri girdim ve Mehmet'in gülümseyen yüzünü gördüm. "Hoş geldin," derken ayağa kalkmıştı. "Hoş buldum," dedim hafifçe sarılırken. Sonra beyaz kanepelerden birine geçtim ve iç çektim. Buraya gelmek bile cesaret işiydi.

"Dostunu ziyarete mi geldin yoksa..." dedi Mehmet ve kuşkuyla baktı. "Terapi için geldim," dedim hemen. Aniden rahatlamış gibi kasları gevşedi.

"Buna karar verebilmen çok güzel Neva. O zaman vakit kaybetmeden bazı uyarılarda bulunayım," dedi ve iç çekerek sandalyesine oturdu. Sanki o doktordu ben de hasta. Ne uyarısı bu arada? "Bana her şeyi anlatman lazım. Sorunlarına yanıt bulmak için sorularıma cevap vermem gerekiyor. Ve... o zamanları hatırlamak canını yakacak. Bazen kendini aptal gibi hissedeceksin."

Zaten öyle değil miyim?

"Ama bundan çok daha fazlası da olacak. Ağlayacaksın, kızacaksın ama en sonunda yeniden kendini bulacaksın. Anlaştık mı?" diyerek sözlerini bitirirken biraz korkmuştum. İnsan geçmişinden korkmamalıydı oysa.

"Anlaştık."

Biraz bana bakarak oyalandı. "O zaman biraz rahatla ve bana ilk kavganızı anlat," dediğinde kalbim sıkıştı. Hayır. Bunu anlatabilir miyim? Bunu istemiyorum. Kararsız kaldığımı gören Mehmet telefonunu aldı ve iki kahve söyledi. "Lütfen rahatla ve bana güven."

Boşanma Sendromu Nasıl Atlatılır? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin