0•8

47.1K 2.9K 423
                                    

2012, Sonbahar-Kasım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


2012, Sonbahar-Kasım

Yavaşça boğazıma dokundum ve ılık suyu içtim. Kışın soğuk ve kuru havası şimdiden hasta olmama neden olmuştu. "Kızım bir ıhlamur yapayım," dedi annem yavaşça.

"Olur anne. Akşam yemeğe Mehmet'e gideceğim," dedim ve arkama yaslandım. Boğazlı mavi kazağım beni sıcak tutuyordu. Yavaşça perdesi açılmış pencereden dışarı baktım. Kar yağıyordu. Ve ben karı çok seviyordum.

Cumartesi günü olması okulun olmaması demekti. Bu da hastalığımı atlatabileceğim gün sayısının azlığını gösteriyordu. Rapor mu alsaydım? Çalan telefonu sakince açtım.

"Neva? Akşam geliyorsun değil mi?"

Gülerek burnumu çektim. "Hasta bir öğretmeni kabul edersen evet."

O da diğer uçtan kıkırdadı. "Kuzenim de bize katılacak. Senin için sorun olur mu?"

"Hiçbir sorun yok," dedim ve saati ayarladıktan sonra kapattık. Mehmet. Kısa sürede en yakın dostlarımdan biri olan adam. Bana karşı tutumu hiç değişmedi. Hala kırılmamam için elinden geleni yapıyor ve eski koca sendromunu neredeyse atlatmış olmamda bir numaralı etken o.

2012, Yaz

"Hala aynı durmasına inanamıyorum," dedim, o eve adım attığım anda. Birlikte aldığımız ev. Aşk yuvamız. Güya!

"Temizlik başlasın mı?" dedi elleri beline sarılmış adam. Başımla onay vererek kapıyı kapattım ve çöp poşetlerini çantamdan çıkardım. İlk olarak salona gittim. Eşyalar aynı yerindeydi. En son tartıştığımızda olduğu gibi. Timur boşanma karşılığı olarak bu evi benim üzerime geçirmişti. Yıllar önceki yeni işe başlayacak zavallı doktor yoktu artık. Çok fazla kazanıyordu ve bunun çok daha iyisini alacaktı.

Yavaşça yastıklara dokundum. Renk renk, hepsinin üstünde ayrı bir desen. Birlikte seçmiştik hepsini. Zor da olsa birini alarak poşete attım ve içe çektim. Sonra bir diğeri, bir diğeri... Dökülen yapraklar gibi düştüler poşete.

Orta masanın üstünde duran tüm süsleri de aldım. Mehmet ayakta durmuş beni izliyordu. Bunu yapmadan başaramazsın demişti, onunla yaşamadığına inanman gerek artık.

"Yatak odası," dedim kararlılıkla. Mehmet bir ıslık çaldı ve beni takip etti. Krem süslü odaya girer girmez bir süre durdum. Hayır, burası diğerine göre farklıydı. Burası sadece bizimdi. Çok özel anlara şahit olan şeyler vardı burada. Lanet herif!

"Yapabilecek misin?" dedi arkadan. Başımla onay verdim ve minik adımlarla dolaba gittim. Tahmin ettiğim gibi eşyaları yoktu. Komidinlerin üstünde duran fotoğraflarımızı aldım. Hepsini çok iyi hatırlıyordum. Kim çekti, nerede çekildi, ne zaman çekildi.

"Bu o mu?" dedi Mehmet yanıma oturarak. Onu daha önce görmemişti. "Evet, o."

Bir çerçeveyi aldı ve uzun uzun baktı. Tenim biraz soluk çıkmıştı çünkü çok makyaj yapmıştım. Mezuniyetti. Harika bir geceydi. "Atabilecek misin?" dedi, kendi kendime sorduğum soruyu dillendirerek. "İstersen yarın-" demişti ama lafını kestim.

Boşanma Sendromu Nasıl Atlatılır? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin