2016, İlkbahar
"Ben bakarım," dedim yataktan kalkarken. Neva hafif kaldırdığı başını eski yerine koydu ve uyumaya devam etti. Onun da biraz uykuya ihtiyacı var, hep ben uyuyorum. Gözlerimi kaşıyarak gür ağlama sesinin geldiği odaya girdim. Kızım sanki varlığımı anlamış gibi içeri adımımı atar atmaz sustu ve onu kucağıma almamı bekledi. Ben de istediğini yaptım ve onu kucakladım.
"Armağan hanım çok seslisiniz. İnsanlar bu saatte uyurlar," diye mırıldandım gözlerim kapanırken. Saat üç civarı olmalıydı. Etraf zifiri karanlıktı. "Derdin ne bakalım senin?"
Önce bezini kokladım ve bir sorun bulamadım. Sonra karnının acıkmış olduğunu düşündüm ve birlikte mutfağa indik. Işığı açınca gözlerinin kocaman açık olduğunu gördüm. Geri uyuyacak gibi durmuyordu. Su ısıtmaya başladım. Salondaki puseti mutfağa getirdim ve masanın üstüne koydum. Kızımı da pusete yerleştirdim.
Öyle tatlı bir ifadeyle beni izliyordu ki onu izlerken uykum açıldı. Bende onu izledim sessizce. Su kaynayınca içimden küfrettim ve soğuk su ılıklaştırmaya çalıştım. Armağan biberonu görür görmez heyecanlandı. "Acıkmış mı benim kızım? Geceleri hep acıkacak mı benim kızım?"
Biberonu içirmeye başladım. İçerken gözleri uykuya direndi tabi, çok dirençli bir kızsın sen. Ama en sonunda ağzı açık uyuyakaldı. Başını omzuma koyarak gaz çıkarması için sırtını ovmaya başladım. Bir yandan da mutfaktan çıktım. Bebek odasına girmek üzereyken Armağan geğirdi ve bu rahatlamama neden oldu. Güzel bir uyku bizi bekliyor sanırım.
Beşiğine yatırdığımda çok huzurlu görünüyordu. Minik ellerini ve yüzünü okşadıktan sonra üzerini örttüm ve yatak odasına geçtim. Yastığa başımı koymadan önce, "Uyudu mu?" diye mırıldandı Neva.
"Hem de nasıl."
Bu kadının sesini duymak bile bana yetiyordu. Huzur bulmam için. Çok güzeldi her şeyiyle. Bana çok uyuyordu ve ben en çok bunu seviyordum.
Karıma iyice yanaştım ve beline sarılarak kendimi uykunun kollarına bıraktım. İş saatine dört saat vardı. Bu bana yeterdi. Derin bir nefes aldım ve... Yeniden Armağan'ın sesleri odamızda yankılandı. Yine ilk Neva kalkmaya çalıştı ama ben engelledim. "Uyu aşkım."
Pekala çok yorgun sayılmam, bir saat uyusam da yeter bana. Armağan odaya girince yine sustu ve yine onu kucakladım. "Uyurken çok melek gibisin seni cadı."
Odadaki koltuğa oturdum ve kucağımda kızımla hangimiz bu gece uyumayacak yarışı yaptık. Neredeyse Armağan kazanacaktı, küçük canavar.
° ° ° ° ° °
"Bilmiyorum Demet. Eve gitmem gerek. Koray gece hiç uyuyamadı, işten gelince uyusun istiyorum," dedim ve Demet'in asık suratını izledim. Pekala birazdan volkan gibi patlayacak. "Düşünceli biri olmadığımı biliyorsun. Ama Koray'a bende acıdım şimdi. Hadi git bari. Yarın birlikte gezeceğiz ama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşanma Sendromu Nasıl Atlatılır?
General FictionNeva öğretmen olan genç bir kadındır. Aşık olarak evlendiği adamın kendini aldatması üzerine bir boşanma olayı yaşar. Üstelik kocasının Neva'dan ayrılmasına neden olan hayatlarını etkileyen bir hastalığı vardır. Bunca umutsuzluk içinde Neva bir daha...