2•1

41.3K 2.5K 108
                                    

2013, Kış-Ocak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2013, Kış-Ocak

Aynadaki yansımama baktım ve yan döndüm. Aslında kalçam çok büyük duruyor, nasıl görünmeyebilir diye düşünüyorum birkaç dakikadır. Güzel bir İspanyol paça kot ve beyaz gömlek giymiştim. Üstüme de mont, şapka ve atkı aldım. Makyajı sade tuttum ki arkadaşları beni süslü bir şey sanmasın.

Bonbon'un mamasına bir kaşık daha ekledim ve evden ayrıldım. Koray'a çıktığımı belirten bir mesaj atarak arabama bindim. Şimdi isimleri tekrar edelim. Neydi, Ahmet, Selim... Hakan... Diğerleri?!

Hafızamı zorlarken yola çıktım. Yusuf ve Cansel sonradan geldi aklıma. Buluşacağımız mekana doğru giderken, sorabilecekleri soruları aklımda tarttım ve cevapladım. Mesleğim kesin sorulurdu. Yaşım, nereli olduğum... Erkeklerin yaratıcı beyinlerinde başka nasıl sorular olabilirdi ki?

Düşünceler ile geçen yirmi dakikanın ardından arabayı park ettim. Gelmem gerekenden beş dakika önce gelmem bana bir artı kazandırmış olmalı. Derin bir nefes alarak çantamı aldım ve şapkamı dikiz aynasına bakarak düzelttim. Sanırım hazırım.

Arabadan indim ve içeri geçtim. Buraya daha önce iki kez gelmiştim. Yemekleri çok güzeldi ve tatlıları. İçeri girince nerede olduklarını anlamak için etrafa baktım. Yukarı kalkan ele baktığımda Koray'ı gördüm. Gülerek sağ tarafa doğru ilerledim. Koray yavaşça ayağa kalkarken arkadaşlarının başları da bana çevrilmeye başladı.

En sonunda yanına ulaştım ve durdum. Koray yarım sarıldı ve elini sırtıma koydu. "Beyler kız arkadaşım Neva," dediğinde gülümsedim. "Merhaba ben Ahmet," dedi bir adam. Evli olan. "Merhaba," diyerek elini sıktım.

"Ben Cansel," dedi yanındaki. Nişanlı olan. "Merhaba," dedim ve hepsiyle bu şekilde tanıştık. Bekar olanlar biraz soğuktu. Koray'ın yanına oturup montumu, şapkamı ve atkımı çıkardım.

"Koray senden çok bahsetti," dedi Hakan. Şu yaşlı kurt. "Hem de ne çok," dedi hemen karşımda oturan Yusuf. Biraz mahcup olarak Koray'a baktım.

"Tabi ki bahsedeceğim. Dediğim gibi çok güzel değil mi?" dediğinde boğazımı temizledim. Beni utandırmayı başarıyor.

"Merak ediyorum dediği gibi tutumlu musun? Kızlar ve tutumluluk hiç benzer şeyler değil," dedi Yusuf ve güldü.

"O zaman tutumlu olmayan kızlar ile karşılaşmışsın. Oldukça tutumlu kadınlar vardır. Genelleme yapmak çok yanlış," dedim ve dik dik baktım. "Öğretmen olduğu çok belli," dedi yandan biri. Koray kıkırdadı.

"Benim karım da böyle. Kimya öğretmeni kendisi," dedi Ahmet. Ona bir gülümseme atıp arkama yaslandım. "Ne yiyoruz?" dedi Selim ilk kez konuşarak. Gerçekten sıkılıyor gibiydi. Koray arkadaşlarını iyi tanıyor.

Önümde duran menüyü aldım ve İskender istedim. O varken ne yenir ki? Hakan bunu garipsemiş olacak ki bir süre bana baktı. "Koray'ın senin gibi birini seveceğini sanmazdım," dedi yaşlı kurt. Herkes sustu aniden ve ona baktı.

Boşanma Sendromu Nasıl Atlatılır? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin