1•3

44.6K 2.8K 278
                                    

2012, Kış-Aralık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


2012, Kış-Aralık

"Biraz düşmüş gibi," dedi Mehmet bana bakarak. Öyle hızlı gelmiştim ki ben bile şaşırmıştım. Birinin benim kaprislerim yüzünden hasta olduğunu düşünmek endişe veriyor.

"Kuzenin gördüğüm en inatçı insan," dedim sakince. Mehmet buna her zamanki gülümsemesini yolladı. "Evet. Amcamlar diş hekimi olmasını hiç istemedi ama inadına diş hekimi oldu. Keçi gibidir."

Katılıyorum. Test edildi, onaylandı.

Yavaşça salona geçtik. Salondaki rahat koltuklara yan yana oturunca derin bir nefes verdim. Benden açıklama beklediğini biliyorum. "Benden hoşlandığını söylüyor. Randevuya çıkmak istiyor. Bu yüzden saatlerce dışarıda bekledi." Sonra gözlerimi kapatıp sakinleştim.

"Bu kadar ısrar ettiyse gerçekten hoşlanıyor demektir Neva. Onunla çoğu derdimi paylaşırım," dedi Mehmet biraz kıpırdandı. "Senden de bahsettim. Ne kadar güzel kalpli olduğunu falan. İlgisini o zamanlarda çektiğine eminim. Güçlü biri olmana hayrandı," diye devam etti.

Bu yüzden güzel Neva deyip duruyor demek ki. Güzel kalpli.

"O daha hiç evlenmedi değil mi?" dedim yavaşça. Dostum başıyla onay verirken parfümü burnuma kadar ulaştı. "Ama ben evlendim ve boşandım. İki kişinin kendini sevmesi ile bitmiyor bu iş emin ol. Aileler çok önemli."

Sonra ona bakarak çarpık bir gülümseme taktım yüzüme. "Ve kimsenin bekar oğluna boşanmış bir kadın isteyeceğini sanmıyorum."

Mehmet kıkırdayarak beni şaşırttı. Sonra ciddileşti. "Aslında Koray'ın ailesi yok. Yani amcam ve yengem öleli beş yıl oluyor," dedi sonra ekledi. "Mekanları cennet olsun, çok iyi insanlardı."

Şaşkınlığı atlatınca, "Amin," dedim. Tüm yollar bu adama çıkıyordu demek. Ya yollardan biri bozuksa?

"Ben bir ona bakayım," dedim ve yerimden kalkarak, Mehmet'in odasında yatan Koray'ın yanına gittim.  Kahverengi saçları terden ıslanmıştı. Beyaz yanakları biraz kırmızıydı. Elim titreyerekte olsa alnına giderek ateşi kontrol etti.

"Neva?" diyen ses ile hemen elimi çektim ve hasta adama baktım. "Ne zaman geldin?" derken sesi kuruydu.

"Oldu biraz. Tüm gün hasta olduğunu nasıl saklarsın Koray?" dedim biraz kızarak. Önce öksürdü, bu beni mahcup etti. "Zar zor aldığım randevu boşuna iptal olamazdı."

"Boşuna mı? Ateşin kaç haberin var mı?" dedim biraz daha kızarak. Ama Koray pek takmadı. Gözlerini biraz daha açtı. Kahveleri soluktu. "Bilirsin bazı insanlar ölmeye değer."

"Artık saçmalama lütfen! Kim ölmeye değer ki?! Hasta olduğun buradan belli," dedim ve şifonyerin üstündeki su dolu bardağı alıp ona uzattım. Yavaşça doğrulup suyu içti ve bana bakmaya devam etti.

Boşanma Sendromu Nasıl Atlatılır? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin