0•9

47K 2.9K 468
                                    

2012, Sonbahar-Kasım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2012, Sonbahar-Kasım

"Gidiyor musun Neva hocam?" dedi Demet hemen benim dolabımın yaninda duran dolabını açarak. "Gidiyorum Demet hocam," dedim ve güldüm.

Dolabı kilitleyip sıkıca giyinirken Demet kitaplarını değiştiriyordu. "Dolgun nasıl düşer ya? Kaç yıldır sağlam o," dedi isyan ederek. Valla dolguya soralım istersen.

"Filiz hanıma gidiyorum yine. Aynısını yapar o," dedim ve göz kırptım. Kısa bir vedadan sonra hem öğretmenler odasından hem okuldan ayrıldım. Küçük arabamı her gördüğümde mutlu olmam normal bence. Yoğun trafiğe kalmayacak olmam da ayrı bir avantaj. "Efendim Açelya," dedim telefonu açarak.

"Eve giderken uğra. Yeni tarif yaptım."

"Tamam canım. Şimdi araba sürüyorum. Sonra görüşürüz," dedim ve kapattım. On beş dakikalık yolculuğun ardından beyaz binanın önünde durdum. Özel hastane. İlk yaptırdığımda Timur ile evliydim yani para çok basit bulunuyordu. Şimdi ise doktora güvenimden yine aynı yer beni buldu.

Yavaşça çantamı alarak girişe ilerledim. Dilim sürekli dolgunun düştüğü boşluğa gidiyordu ve bu sinir bozucuydu. İkinci kata çıkarak danışmana sorunumu söyledim. Ücret almayacaklarını belirttiler. "Filiz Hanım şu an yok. Yerine kendisi kadar tecrübeli bir hekimimiz baksa sizin için uygun olur mu?" dedi saçları toplu kadın.

Tabi ki kararsız kaldım. O kadın için gelmiştim sonuçta. Her neyse. Hemen olsun ve pastaneye gideyim. Belki akşam yemeğini de ben yaparım. "Sorun yok," dedim. "Sağdan üçüncü oda," dedi kadın ve eliyle de gösterdi.

Başımla onay vererek dediği odaya girdim ve boş olduğunu gördüm. Doktorun yeni geleceğini düşünerek hasta koltuğuna oturdum ve bekledim. Gerçekten çok sessizdi. Tam karşımda sonuna kadar perdesi açık olan pencere, güzel bir manzara sunuyordu.

"Geciktiğim için kusura bakmayın," dedi kapı açılır açılmaz duyduğum ses. Hızla gözlerim onu buldu. "Yok artık!" dedim aniden. Ağzımdan kaçıvermişti.

"Böyle bir tepki oluşturmak çok güzel," dedi Koray ve gülerek yanda duran beyaz eldivenleri taktı. "Sen burada çalışıyor olamazsın! En azından bir kez görürdüm," dedim kendi kendime konuşur gibi. Sanki çok geldim buraya da.

"Onu dert etme. Henüz buraya yabancıyım. Geçen hafta geldim," dedi ve gülmeye devam etti. Sonra oldukça ani bir şekilde koltuğumu aşağı indirip beyaz göz alan ışığı yaktı. Korkmaya başladım. "Nasıl?"

"Devlette çalışıyordum. Ancak burası güzel bir teklifte bulundu. Geçen hafta bunu kutluyorduk," dedi ve maskesini geçirdi. Demek o yüzden o gün Mehmetteydi. Ben de çok meraklı biri gibi her şeyi sordum. Yavaşça boynuma kâğıttan bir önlük bağladı.

"Şikayetin ne?" dedi maskenin ardından gelen boğuk sesi. Önce şaşırmamı üstümden atıp, "Dolgum düştü," dedim normal bir şeymiş gibi.

Boşanma Sendromu Nasıl Atlatılır? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin