2015, SonbaharOlmuyor. Deniyoruz ama bir bebeğimiz olmuyor. Doktorlar hastalığımın oldukça iyileştiğini söyledi ancak az da olsa çocuk sahibi olmama ihtimali varmış. Bunu duyunca o kadar yıkılmış hissettim ki. Koray'ın yüzüne bakamadım. Onu hak etmediğime inandım. Ancak Koray onun için bir sorun olmadığını, beni hep çok seveceğini söyledi.
"Neva diyorum. İki saattir sana sesleniyorum kızım!" diyen Demet ile daldığım noktadan çektim bakışlarımı. Elimdeki çay bardağını daha sıkı kavradım. "Dalmışım. Gel otur." Demet öğretmenlerin arasından geçip yanıma oturdu.
"Hala çocuk olayını mı düşünüyorsun Neva? Seni üzgün görmek istemiyorum. "
"Ben sadece... Geleceği düşündüm. Koray'ı o kadar çok seviyorum ki, Timur gibi yaparsa dayanır mıyım bilmiyorum. Beni bırakacak diye çok korkuyorum Demet," dedim ve neredeyse akacak olan yaşlarımı sildim hemen. Öğretmenler odasında ağlayamam. Demet baştaki elimi avuçladı ve biraz durduktan sonra öptü. "Benim güzel kalpli dostum. Siz mutlu olacaksınız. Koray şerefsiz biri değil. Ayrıca sizin bebeğiniz olacak. İnanmazsan zaten olmaz."
"Tamam." Burnumu çektim ve çayımdan bir yudum aldım. Demet bana hep moral vermeye çalışırdı bu yüzden o bambaşka biriydi bana. Ama bu konuda ne kadar gerçekçi konuştu bilmiyorum. "Ben eve gideceğim. Saat altı olmuş zaten," dedim yavaşça.
"Ben de geleyim mi?"
"Yok. Yemek yiyip uyuyacağım," dedim kibarca reddederek. Demet tabi ki kabul etti. Sakin adımlarla ceketimi giydim ve odadan çıktım.
Eve gitmem ve ruhsuzca anahtarı kaseye atmam bir saati buldu. Demet'e dediğim gibi bir şeyler yemek için mutfağa gittim. O sırada telefonum çaldı ve yarı yolda geri dönüp çantamdan telefonumu çıkardım. "Aşkım? Alınacak bir şey var mı?"
"Hayır. Her şey var evde sevgilim," dedim gülmeye çalışarak. Koray karşımda olsaydı kaşlarını çatardı. "On dakikaya geliyorum o zaman. Yemek yedin mi?"
"Hayır sandviç yiyecektim ama seni beklerim," dedim alnıma ağrı saplanınca elim alnımı ovmaya başladı. "Tamam bebeğim." Telefon kapanınca bir süre etrafa baktım. Sakin ol Neva. Koray seni seviyor, saçma sapan şeyler düşünme.
Mutfağa gidip ekmek aldım ve arasını malzemelerle doldurdum. Koray maydanozu çok severdi, bu yüzden onunkini maydanozlu yaptım. Sonra oturdum onu bekledim.
Balayımız çok güzel geçmişti. İlk günden sonra Koray'ın nazı dinmişti ve etrafı baya gezmiştik. Hediyeler almış, fotoğraflar çekinmiştik. Bundan sadece iki hafta sonra doktora gittik ve dedikleri çok acımasızcaydı. Kalbime hançer saplıyorlardı her gittiğimde.
"Sen bir şeye gerek yok dedin ama meyve suyu olmadığı geldi aklıma," sözleri ile yerimde sıçradım ve mutfak kapısına baktım. Koray beyaz gömleği, mavi kravatı ve elindeki poşetle durmuş bana bakıyordu. Ne zamandır oradaydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşanma Sendromu Nasıl Atlatılır?
General FictionNeva öğretmen olan genç bir kadındır. Aşık olarak evlendiği adamın kendini aldatması üzerine bir boşanma olayı yaşar. Üstelik kocasının Neva'dan ayrılmasına neden olan hayatlarını etkileyen bir hastalığı vardır. Bunca umutsuzluk içinde Neva bir daha...