2016, İlkbaharElimdeki kağıtları Koray'a uzattım ve derin bir nefes aldım. Kocam kağıtları aldı ve yazanları sessizce okudu. İçimden dualar okurken buldum kendimi. Ciddi yüzü beni korkutmaya devam etti.
"Anladığım kadarıyla... başvurumuz kabul edilmiş," dediğinde rahatladım ve gülümsedim. Kendimi Koray'ın boynuna sıkıca sarılmış bir halde buldum. O da rahatlamış gibiydi. "Harika. Ne zaman hallolur? Bebeği ne zaman alabiliriz?" dedim heyecanla.
Koray sanırım heyecanıma gülümsedi. "Ben yurt müdürü ile konuşup en erken tarihi ayarlayacağım güzelim. Bir haftaya kalmaz bebeğimize kavuşuruz," dedi kendinden emin bir şekilde.
Altı ay olmuştu ve bir bebeğimiz olmuyordu. Koray ile evlat edinmeyi evlenmeden önce de düşünüyorduk. Sadece bu düşüncemizi yerine getirdik ve evlat edinmek için bir yetiştirme yurduna başvurduk. On gün sonra bir zarf ile cevap geldi. Başvurumuz kabul edildi.
Yurda henüz iki günlük bir bebek gelmiş başvuru yaptığımız zamanlarda. Bir kız bebek. Annesi onu o kadar istememiş ki, soğuk mart ayında sokağa bırakmış. Doğuştan savaşçı olan minik kız hayatta kalmayı başarmış. "İsmini ne koyacağız?" dedim sevinçle."Hım bir kız. Kızım için isim düşünmüştüm," dedi Koray ve yarım gülümseyerek ellerimi tuttu. "Armağan."
Gözlerim anında parladı. Bu isim o kadar hoşuma gitti ki neredeyse ağlayacaktım. "Çok güzel Koray. Evet, adı Armağan olsun," dedim elini sıkarak. Sevgili kocam dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı.
"O zaman ben kızımıza hemen kavuşmamız için müdürü arayayım. Belki yarın bile alabiliriz onu," dedi gülerek. Sonra ayağa kalktı ve telefonunu da alarak salondan çıktı. Bu kararı alırken anneme danışmıştık sadece. Annem doğuranın değil büyütenin anne olduğunu söyledi. Bebeğe sevgi veren annedir dedi, bebeği için aklı giden annedir.
Benim gibi çocuk sahibi olamayanlar ya da zor çocuğu olanlar bir bebek için her şeyini vermeye hazırken, aylarca karnında taşıdığı, aralarında çok özel bir bağ olan, ona muhtaç bir canı sokağa bırakabilen insanlar vardı. Sahi onlar insan mıydı? Onlarda kalp, vicdan denen şey var mıydı? Sokakta üşüyen bir köpek görünce bile içi giden ben, o şahıslarla aynı statüde miydim?
Heyecanla onay mektubunu birde ben okudum ve gülümsedim. Gerçekten yarın alabilir miydik Armağan'ı? Öyle mutluydum ki.
Koray sessizce salona girince mutluluğum biraz soldu. Neden odadan çıktığında olduğu gibi gülmüyordu? Bebeğe bir şey mi olmuştu? Yoksa başkası mı almıştı onu? Kocam yanıma oturur oturmaz, "Ne oldu?" diye sordum.
Koray iç çekti ve telefonu orta masaya bıraktı. Kahve gözleri benimle buluştu sonra. "İki gün sonra alabilirsiniz dedi. Kimlik işlemleri için nüfus müdürlüğüne başvuru gerekiyormuş," dedi ve kahkaha attı. Ben de hemen ona sarıldım ve onunla birlikte kahkaha attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşanma Sendromu Nasıl Atlatılır?
General FictionNeva öğretmen olan genç bir kadındır. Aşık olarak evlendiği adamın kendini aldatması üzerine bir boşanma olayı yaşar. Üstelik kocasının Neva'dan ayrılmasına neden olan hayatlarını etkileyen bir hastalığı vardır. Bunca umutsuzluk içinde Neva bir daha...