2•4

38.8K 2.4K 248
                                    

2013, Kış-Şubat

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


2013, Kış-Şubat

"Tamam bebeğim," dedi Demet telefonu kapatırken. Bense o sırada kitaplarımı dolaba koyuyordum. Bir günün daha sonuna geldik. "Bugün için planın ne?" dedi arkadaşım heyecanla.

"Hım, eve gideceğim. Duş alıp televizyon izleyeceğim," dedim ve güldüm. Ama Demet'in gülen yüzü düşüverdi. "Kızım bugün sevgililer günü. Ne demek televizyon izleyeceğim? Sevgilin yok mu senin?"

İç çekerek çantamı aldım. "Var ama bu herkesin yaptığı o vıcık ve yapmacık şeyleri yapacağımız anlamına gelmiyor," derken atkımı giydim. Demet ağzı açık bir şekilde beni izledi. "Sen ciddisin."

Dolabımı kapattım. "Demet emin ol evlenip boşandıktan sonra bu şeylerin hepsi çok anlamsız ve saçma geliyor. Bir de gereksiz," derken kilitliyordum. Ama Demet yılmadı. "Peki Koray? O sevgilisiyle bugünü kutlamak istemez mi sence de?"

Bunun için de cevabım var tabi. "Koray seminere gitti, Kocaeline. Senin planların neler?" dedim ilgiyi üstümden atarak. Demet iç çekti ve sandalyeye oturdu. Bu sırada bir grup öğretmen gürültü yaparak odadan ayrıldı. "Ali ile gezeceğim tabi ki. Ama senin için üzülüyorum."

Demet çok patavatsız, ısrarcı, abartılı biri olabilirdi. Ama onu benim dostum yapan bunlardı. Aklımı hemen dağıtmamı sağlıyordu, beni düşünüyordu. Benim için endişelenmesi bile önemli bir şeydi. Onu seviyorum. Karakterlerimiz hiç uymasa bile güzel idare ediyoruz sanki?

"Evde kedimle vakit geçireceğim sadece. Ölecekmişim gibi bakma!" dedim ve tek kaşımı kaldırdım. Demet kıkırdadı ve yeniden ayağa kalktı. Sarıldıktan sonra onu eve bırakmayı teklif ettim ama Ali'nin geleceğini söyledi. Ben de okuldan tek başıma ayrılmış oldum.

Telefonda cevapsız çağrı ya da mesaj yoktu. Koray meşgul olmalıydı. Botlarım karda gıcırdarken arabaya bindim ve ısındım.

Eve gitmeden markete uğrayarak ekmek aldım. Belki tost yaparım, evde yiyecek çok şey yok. Ama bu sefer trafik öyle fazlaydı ki eve gitmem bir buçuk saati buldu. Arabadan inerek derin bir nefes aldım ve yukarı çıktım. Belki bugün annem bana gelir. Malum Tuğra sevgilisi için evden kovuyor bazen. Ağzına çakacağım bu çocuğun bir ara.

Evime girip kapıyı kilitledim ve ışıkları açtım. Bıraktığım gibi sessiz ve temizdi. Montumu ve diğer eşyalarımı askıya astıktan sonra banyoya geçtim. Bonbon uyuyordu ki ayağımda dolanmadı.

Duş almam yirmi dakika bile sürmedi.  Temiz pijamalara bürünürken telefonum çalınca salona koştum. Arayan Mehmetti. "İyi akşamlar canım arkadaşım Neva," diyerek giriş yapınca şaşırdım. Biraz fazla mutlu sanırım.

"Mehmet? İyi akşamlar," dedim ve saçımı havluya sardım. "Bugün planın yoksa yalnızlar olarak bira içmeye ne dersin?" dediğinde güldüm. "Kabul edildi."

O sırada kapı çaldı. "O zaman kapıyı açınız," dedi telefondan gelen ses. Yeniden güldüm ve kapıya ilerledim. Telefonu kapatırken kapıyı açtım ve karşımda kucağındaki bir koli bira ile duran Mehmet vardı. "Gel hadi."

Boşanma Sendromu Nasıl Atlatılır? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin