Gozlerimi devirip Selim'e baktım. "Yani,o orospuya gitmeden duramadınız he!" Dedim gözlerimle Alev'ı gösterirken. Selim bir elimden Özge bir elimden tutup sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Ama yok! Bu deli'nın burada ne işi var? Heleki bu saatte? Özge ve Selim geldikten bir iki saat sonra Alev hastaneye geldi. Gözlerimi gene devirip "Sen gitsene artık be!" Dedim. Alev ağzını geye geye "Sanane beğ. Sanağmı sorğcağm?" Yüzümü eksitip ayağa kalkmaya çalıştım. "O ağzını-" sözümü dışarı çıkan doktor böldü. "Araf Kutgün yakınları." Özge ve Selim ellerimi bıraktılar. Ayağa kalkıp doktorun yanına gittim. Alev'de gelince onu ittim. "O yakın degil" dedim. Doktor gülümsedi. Gülümsediğine göre kötü birşey yok. "Uyandı ve kalkmak için direniyor. Söz dinletemiyoruz. Çok kısa görebilirsiniz." Kulağıma eğilip "Hastanede kalması için onu uyarmalısın. Bence senin sözünü dinler." Gülümseyip yanımızdan uzaklaştı. Alev araya girdi "Bendeğ görceğm" ona nah işareti yaptım. "Aaaa terbiyeğsiz. Sanağne beğ!" Deyip odaya doğru gitti. Kolundan tutup saçından aşağı doğru çektim. Yüzüne yaklaşıp "Cakma sarı saçlarını yolarım !" Saçlarını elimden kurtarıp "Istersen canımı al. Ama ben Arafı gorucem!" Odaya girdi. Bende arkasından girdim. Araf cama diktiği gözlerini bize doğru çevirdi. Alevi görünce yüzü düştü. Buğra Alev'in kolundan tutup "Gördün şimdi çık!" Dedi. Alev'ı odadan çıkarttı. Ben'de yavaş adımlarla koltuğa gidip oturdum. Özge yanıma oturdu. "Korkuttun bizi be!" Dedi Selim. "Ben hiç korkmadım." Dedi Özge. Selim Özge'ye bakıp. "Doğru Alev'in evini bastığımızda Alev'in üzerine çıkıp 'Araf'a birşey olursa seni öldürürüm' diyen bendim" dedi. Özge kızardı. Gülümsedim. Oda korkmustu. Kısa bir bakışla Araf'a baktım. Bana bakıyordu. Hemen odanın kapısına baktım. "Çıkın" Dedi Araf . Tabi kimse birşey anlamadı. "Lan çıksanıza! " diye kükredi bu sefer. Ayağa kalktım ve yatağına doğru adımladım. "Geçmiş olsun." Deyip kapıya doğru gidicekken. "Sen gitmiyorsun!" Dedi. Selim ve Ozge odadan çıktı. Arkamı dönüp ellerimi göğsüme doğru çaprazladım. Onu affettim ama bana güvenmemek neymiş görecek. "Orda durma gel." Dedi. Yukarı tavana bakıp "Benle oynama. Ne soyligceksen söyle." Dedim. Araf yataktan destek alarak doğrulmaya çalıştı. Ama sadece ÇALIŞTI. Yanına gidip "Kalkma." Dedim. "Hııı,hemen'de endişelendi." Diyerek gülmeye başladı. "Ne söyliğceksin?" Kolumdan tutup yanına otutturdu. Ya bu hastayken bile niye bu kadar güçlü? Ellerini belimden birleştirdi. "Yanımda olmanı istemem için illa birşey'mi söylemem gerekir?" Dedi. Kafamı salladım. "Hem,ben koltukta otururum." Deyip kalktım. Tabi gene otutturuldum. "Olsun,burası iyi." Dedi. Hıh, ne güzel. Gülümsedi, ama sen gülümseme zalım'ın oğlu. "Anlat bakalım." Neyi der gibi baktım. "Yağız-" kaşlarımı çattım. Bak ya hala Yağız diyor. "Sakın Araf! Sakın bir daha beni aldatmayla suçlama! Hem sen demiştin. Hani bana güveniyordun!" Ellerimi tutup "Kızım fotoğraf gösterince kan beynime sıçradı. Sizi öyle görünce....-"
"Bizi öyle görünce benim seni aldattığımı,onunla öpüştüğümü düşündün dimi?" Bakışlarını yere dikti. "Özür diledim ya." Ellerimi çektim. "Sen ne zaman uyandın ?" Bakışlarını gene bana dikip "Işte bir yarım saat önce falan herhalde neden?" Derin bir oh çektim. "Oh be." Gülümseyip "Birşey saklıyorsun . Hadi söyle ne?" Dedi. Kaşlarımı gene çatıp "Bana güvenmeyen bir kişiye neden özelimi anlatayım? Hem hic birşey saklamıyorum!" Kafasını salladı. "Seni tanıyorum artık Yağmur. Birşey saklıyorsun belli." Ayağa kalkıp "Tanısaydın suçlamazdın! Üzmezdin! Ağlatmazdın!" Onun konuşmasına izin vermeden. "Hastane'den doktor çık diyene kadar çıkmıyorsun!" Deyip odadan çıktım. Herkez gözlerini bana dikti. "Noldu?" "Barıştınızmı?" "Ne dedi?" Bekleme koltuğuna oturup "Birşey olmadı. Barışmadık. Yağızı sordu!" Özge "E yuh ama!" Diye sitem etti. Bencede e yuh ama! Selim. "Bence barışın. Git konuş. Bağır kız ama böyle yapma." Ayağa kalkıp "Ben barışıcaktım ama onun aklı Yağızda hala yapmış olduğumu düşünüyor! Ben kantindeyim!" Kantine doğru merdivenlere indim. Özge Araf'ın iyileştiğini duyunca evden buraya gelmişti. Bağırışmalar kulağımda çınlıyordu. Çığlık atmam, araba freni sesi,korna sesi. Araf'ın özür dilemesi. Bir yaş döküldü gözümden. Araf'ın durumu iyiydi ama neden ağlıyordum? "Mankafa işte! Nolcak!" Sinirle su aldım ve içtim. Yukarı kata çıkarken Özge ve Buğra'nın kavgalarını duydum. "Ya ben gitmigcem." Dedi Özge. "Lan durumu iyi işte,hem sen niye bu kadar merak ediyorsun?" Dedi Buğra. Oha şimdi dananın kuyruğu koptu. "Sen bana ne demek istiyorsun! Ben Yağmur için burdayım! Götür lan! Al götür beni!" Deyip ellerini uzattı Özge. Buğra ona sarıldı. Birseyler dediler birbirlerine. "Ben şimdiden söyleyeyim. Ben burdayım siz gidiyorsunuz!" Hepsi bana baktı. "Derhal!" Hepsi oflaya puflaya kabul etti ve gitti. Koltuğa oturdum. Doktor geldi yanıma. "Konuştun'mu?" Kafamı salladım. "Bu gece burda kalsın. Yarın bu saatlerde çıkmış olur." Tekrar kafamı salladım. "Arkadaşların gitti galiba." "Evet,gittiler." Doktor Araf'ın odasına doğru baktı. "Sen'mi kalıcaksın?" Kafamı sallayarak "Evet. "Dedim. "Peki,oda orada." Deyip benle birlikte odaya girdi. Araf gözlerini devirip "Nihayet." Dedi, "Nihayet çıkıcam ." Doktor "Bu gece buradasın delikanlı." Araf birşey söyleyecekken. "Bu hanım kızım kalıcakmış yanında. Birşey olursa hemşire buralarda olacak kızım." Dedi. Kafamı sallayıp teşekkür ettim. Doktor gidince sinirle "Ne gülüyorsun be?!" Dedim. Az önceden beri pişmiş kelle gibi! "Hiç. Bu hanım kız kalıcak ya yanımda ondan." Dedi dalgaya vurarak. Gözlerimi devirip "Sakın ses çıkartma gece,kafana patlatırım!" Dedim koltuğa yayılırken. Bana doğru dönüp arsızca sırıttı." Orası rahat değilse gelebilirsin" dedi yatağa hafifçe iki kere vururken. Kaşlarını çatıp "Yok sağol ben almayayım." Dedim. Gülümsedi. "Peki,ama ne zaman istersen yastığın burada." Deyip kendini gösterdi. Gülümsedim. Ne yaptım? Gülümsedim'mi? Allah beni alsın! "Birdaha gülsene." Dedi. Kaşlarımı çatıp "Konuşma uyuyacağım!" Deyip ona kıçımı döndüm. Acaba napiyor? Tavana doğru döndüm. Ellerimi karnımın üzerinde birleştirdim. "Kay." Kaşlarımı kaldırıp Araf'a döndüm." Sakın Araf kalkma yatağından!" Diye uyardım. "O zaman sen gel." Dedi. Omuz silktim."sen orda ben burda yatıcam ." Arafda omuz silkti. "Yer aç geliyorum." Oflayrak. "Hayır dediysem hayır söz dinle be!" Diye sitem ettim,gözüme saat takıldı. "Araf gecenin biri bağırma hastalar var." Dedim parmağımı dudaklarıma götürürken. Araf kaşlarını çatıp "Sen sakın hemşire olma" dedi. "Neden?" Dedim. "Çok güzel sus işareti yapıyorsun. Kıskandım" gözlerimi devirip koltukta oturur pozisyona geçtim. "Geliyor'musun geliyim'mi?" Oflayarak yanına gittim. "Kuduruk'musun oğlum sen?! Yerinde durmuyorsun bir saniye." Gene sırıttı. "Kudurugu hangi anlamında kullandin?" Ağzına hafifçe vurdum. "Aptal ya!" Yanında yer açınca oturdum. "Hayır yat." Dedi. Nah işareti yapardımda neyse. "Hayır uyu bakayım. Kapa gözlerini hadi" kollarını çaprazladı ve oda oturdu. "Yatarsan yatarım." Gözlerimi devirdim. Tam konuşucakken "He bide senden güzel anne olurmuş bunu anladim" karnına geçirdim. Acıyla inledi. "Ay iyi'misin?" Acıyla "Acımadı güzelim. "Dedi. Kollarını belime sarıp yanına çekti ve saçlarıma öpücük bıraktı. "Özür dilerim." Dedi. Bu kaçıncı be?! "Bırak. " dedim sessizce. Benden ayrılıp "Yapma şöyle canımı yakıyorsun." Yarasınamı dokundum'mu diye baktım. "Kalbim acıyor." Dedi kalbini göstererek. "Salak." Deyip ayağa kalktım. "Ya uyursun,yada şimdi orda yatıcam." Dedim koltuğu gösterek.
"Senden iyi anne olur demişmiydim?"Sabah.....
Gözlerimi açıp sol tarafa döndüm. Bu koltuk bu kadar küçük'müydü? Gözlerimi açtığımda şoka girdim. *yazar da bime * lan! Ben gece Araf uyuduktan sonra yanından kalkıp koltuğa yatmıştım. Manda gelip yanıma yatmış. Gözlerini açıp gülümsedi. "Senden iyi anne olur ama,çabuk kandırılırsın sen." Deyip göz kırptı. Onu ellerimle koltuktan aşağı ittim. "Manda! Heryeri kaplamışsın." Araf yarasını tutup "Yardın be güzelim " dedi. Alt dudağımı dişleyip. "Pardon" dedim. Ayağa kalkıp "Sorun değil mavişim." Dedi, ilk defa bana mavişim demişti. "Bugün çıkıcam." Dedi. "Akşama doğru çıkmış olurmuşsun'da. Sen neden benden habersiz gelip yanıma yatıyorsun?" Gülüp "Izin almam'mi gerekiyordu?" Dedi dibime otururken. Sen bana bu kadar yakın oturma be. "Evet!" Dedim küçük olan koltukta kaçacak yer ararken. "Ne değişti'ki?" Ne değişti'ki? Ne oldu'da böyle oldu? Neden boyleyiz? "Çok şey." Deyip yanından kalkıcakken,kolumdan tutup kucağına otutturdu. Yuh! "Hemen açıklama bekliyorum. Cok sey?" "Bırak be!" Diye çırpınarak kalktım. Ama gene otutturuldum. Bu sefer daha sıkı sarmıştı kolları beni. Kaçmam imkansız. Susup doktorun gelmesini'mi beklesem acaba? "Seni dinliyorum?" Kafamı camdan yana çevirdim. Durduk yere gözlerimin dolması'da ayrı bir teori. Bir elini belimden çekip yüzümü yüzüne çevirdi. "Neden agliyorsun?" Derin bir nefes aldım. "Yedi. Yedi gündür senin yüzünden ağlıyorum, ölüyordum sana birşey olucak diye! Hep kendimi sucladim sana çarpan araba hakkında. Hep keşke orda affetseydim,gitmeseydim ordan dedim! Uyanmanı dört gözle bekledim. Odana girebilmek için doktor'a yalvardım ağladım. Odana girdim,sana fikirlerimi söyledim. Uyandığında sana sarılıp barıştık demeyi bekliyordum ben. Ama sen uymadığın gibi Yağız dedin! Kucuk de olsa bir ihtimal hala öyle birşey yaptığımı düşünüyorsun dimi? Işte bu Araf! Bu beni sarsıyor! Bu beni yıkıyor! Suçlanmak! Boş yere güvensizlik hissetmek! Ölüyorum! Anlıyor'musun?!" Kafamı kalbinin üstüne yatırdı. "Anlıyorum. En iyi ben anlıyorum seni. Ben ne yapayım? Seni korkutup kaçırmak'tan hergün içim içimi yiğiyor! Birgün gelip bana beni istemediğini söylemenle içimi yiğiyorum! Korkuyorum,içimdeki küçük çocuğun ölmesinden! Kıskanıyorum ama çok dile getirmiyorum! Sende gördüğümü başkası görecek diye seni herkezden saklamaya çalışıyorum. Elimde olsa seni küçük kavonaza koyup ömrüm boyu herkezden saklarım. Ama olmuyor işte be olmuyor. Onun icin bu korku. Ondan bu endişe. Bana karşı kötü his besleyen piçlerin sana zarar vermesinden korkuyorum. Napiyim be küçüğüm he napiyim?" Kafamı kaldırıp Araf'a baktım. Tamam o bir psikopat olabilir ama Onun da kalbi var. Kimse gormesede duymasada ben görüyorum hissediyorum. Bana atıyor o kalp. Boynuna sarıldım. "Ağlamayı kes." Burnumu cekip "Hayvansın! " dedim. Gülümseyip boynumdan öptü. Bende kulağına eğilip "Sen uyurken sana neler dedim bir bilsen" deyip onu düşünceleri ile baş başa bıraktım......
The End.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun Bozan Hayat (DÜZENLENİYOR)
Teen FictionHayat'mı kötü? İnsanlar'mı acımasız? Ben bu iki sorunun cevabını hayatımın değişmesi ile buldum. Hayat;Hani bir çocuğun eline şeker verirsinde birisi gelip alır ya. İste tam olarak hayat'ın anlatım şeklidir. Birgün çok mutlu olursun dersinki kend...