-14-Sana annen baban terbiye ögretmedi'mi?

128 11 0
                                    

Bazen büyümek istemezsin,hep küçük kalmak,sadece düşüp bir yerini kanattığınında ağlamak istersin. Sebepsiz şeylere gülüp hep mutlu olmak istersin. 'Keşkeler olmaz hayatında,pişmanlık nedir Bilmek istemezsin,Sokaklar da koşuşturmak istersin.Üzgün olsan bile saklama ihtiyacı duymazsın. Yalancı dost nedir Bilmezsin.Ne olursa olsun yardım etmek istersin, çünkü bilirsin ki oda günü gelince sana yardım edecektir. Bir lolipop yada küçücük şeyle mutlu olmak ister,dert nedir bilmek istemezsin...

Üstümü değiştirdikten sonra yorganı üstüme çektim ve yatak'da hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Ama bu öyle bir hıçkırıktı ki,sessizliğin içinde boğuluyordum. Canım acıyordu hemde çok. Bir gün içinde tıka basa mutlu olmuştum ve şuan o mutluluğun bedelini ödüyordum.
Çünkü ben mutlu olamam! Benim öyle bir hakkım yok! Ben hep ağlamayı,hep mutsuz olmayı,her gün acı çekmeyi hak ediyordum!
Çünkü ben çok kötü biriydim! Kötü olmama rağmen hep 'iyiyim ben' diyordum. Belki de çevremdekiler çok iyiydi. Ben onları,bu hayatı hak etmiyorumdur. Bu günlük bu kadar acı,hüzün,bağrışma,çağrışma
mutluluk beni yormuştu,ve uykumun gelmesine sebep oldu. Son göz yaşımın yastığıma düşmesi ile gözlerimde kapandı aşağıdaki sesleri takmadım ve uykunun derin bir o kadar da rahatlatıcı kollarına bıraktım kendimi.

Araftan.......
Mete denen piç kurusunun Yağmur'a dokunması hatta bir metre yakınında olması sinir küpü olmam için çok büyük bir nedendi.  'Nasıl canını yaktım ?' Sorusunu kendime bininci soruşumda gene cevap alamayınca bu sefer evdeki vazoyu kırdım. "Nasıl ya nasıl!" Diye bininci defa bağırırken aklıma Yağmur'un uyumuş olabileceği geldi ve kendimi susturdum. Gözlerim sigara kutusuna kayarken içimden bininci defa sigaraya küfrettim ve bininci defa içime çektim o dumanı. Beni bir bu sigara bide Yağmur'un o kokusu,gülüşü,saçları sakinleştiriyordu. O an sinirliyken ona sarılmak yerine ona  zarar vermeyi seçmiştim. Sigara daha yarısına gelmeden camdan dışarı fırlattım. Üst kata çıktım ve Yağmur'un odasına girdim. Tahmin ettiğim gibi uyuyordu. Kapı'yı usulca kapattım. Yorganı yüzüne kadar çektiği için o güzel yüzünü göremiyordum. Yavaşça yanında ki o küçük yere oturdum. Saçlarını açtım ve saçlarıyla oynadım. Ona zarar vermiştim. Hemde ben! Ben ya ben!
Neden kaçmamıştı?
Niye uzaklaşmak yerine öylece durup zarar vermeme izin vermişti?
Niye böyle bir salaklığı yapmıştı?
Niye böyle bir salaklık yapmıştım?

Saçlarını okşadım ve ne kadar canının yandığını düşündüm. Beni affetmiğcekti,o affetse de ben kendimi affetmiğcektim! Ona dokunmamalıydım,ona zarar vermemeli,kendime zarar vermeliydim!
Mete piçini yakaladığım yerde kendi ellerimle geberticektim.Hatta onu öldürmeyecektim. O onu öldürmem için bana yalvaracatı.Nefes alışverişleri sakindi.
Ama gene de gözlerinden yaşlar geliyordu. Her seferinde de silsem de gene geliyordu yaşlar.

Yağmur dan.....
Gözlerimi açtığım da karşımda bir insan olduğunun farkına vardım.Ne oluyor yav? Diye söylenip kafamı kaldırmaya çalıştım fakat bir yaramın olduğu aklıma canım acıyınca geldi. Kafamı koca bir umutsuzlukla tekrar yastığa koydum. Kafamı kaldırıp bakamasam bile o kişinin Araf olduğunu biliyordum. Saçlarım açılmıştı,ama ben en son topladım diye hatırlıyordum. Büyük bir ihtimalle Araf heryeri yıkıp döküp sigara ile sakinleşmeyince gelip saçlarımla oynamıştı ve uyuya kalmıştı. Ellerimle Araf'ı ittirerek kendimi ondan uzaklaştırmaya çalıştım. Ama kendisi hayvan olduğu için kıpırdamamıştı bile. Bu hareketim ile sadece onu uyandıra bilmiştim. Araf dağınık saçları ve pişmanlık akan kahverengi gözleri ile bana bakınca uyandığımı fark etti
Kafamı kaldırdım ve Araf'ın yüzüne baktım. Şuan sadece ondan iğreniyordum. Ama nefret edemiyordum.
"Git şuradan" diyebildim sadece. Dün ağlamaktan  sesim kısılmış ve boğuk çıkmıştı. Kafasını iki yana salladı kendinden emin bir şekilde. 

Oyun Bozan Hayat (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin