1 Hafta Sonra......
Gözlerimi o lanet alarm ile açtım ve gerilerek yatağımdan kalktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra okul kyafetlerimi giyinip çantamıda alıp aşağıya indim. Kahvaltı yapmak gelmemişti içimden. Dışarı çıktım ve okula kadar yürüdüm. Ilk ders matematik olduğu için uyuyacaktım. Özge'in yanına oturacaktım fakat Buğra yanına oturmuş şirince gülümsüyordu ona. Siktir çektim içimden. Napıcam şimdi? O inandın yanına oturmam yani ben. Gülümseyerek Selim'in yanına gidip oturdum ve arkamda oturmuş olan şuan büyük ihtimal kaşları çatık bana bakan Araf'ı takmadım bile. Araf öne doğru geldi "Yanıma!" Dedi ve kollarını kafasında birleştirip geri yayıldı. Omuzlarımı silkip önüme döndüm. "Yağmur!" Kollarımı sıraya koydum ve sırayı önünden tutup kafamı sıraya koydum.Araf ofladı ve ayağa kalktı. Yani ayak seslerini duydum. Belimde bir hareketlilik hissedince gözlerimi açtım. Başka sıradaydı. Oflayarak "Gelmek istemiyordum." "Ama şimdi istiyorsun." Gözlerimi devirdim ve ayağa kalkacaktım fakat öğretmen içeri girdi. "Sınav olacaksınız!" Dedi ve elindeki kağıtları dağıtmaya başladı. Önümdeki kağıda 40 dakika boyunca öylece baktım. Adımı soyadımı yazıp yapabildiğim soruları yaptım. Hoca'nın "Son 5 dakika arkadaşlar!" Demesi ile Araf ellerini kafasın'ın arkasından çekip kağıdımı eline alıp birşeyler yazdı ve daha sonra kendi kağıdı ile ilgilendi. Hoca yanıma gelip kağıdı aldı ve "Zamanınız bitti arkadaşlar. " dedi. Ağzım beş karış açılırken sadece "Ama-" diyebildim. Sadece daha 2 soru yapalbilmiştim oflayarak ayağa kalktım. "Notlar öbür ders açıklanacak arkadaşlar. " dedi ve toplamaya devam etti. Özge'nın yanına gidip kolumu omuzuna attım,şirince gülümsedi. Buğra yanımıza gelip gözlerime baktı. Gözlerimi devirdim ve elimi omuzundan çektim. "Siz şimdi çıkıyor'musunuz?" Dedim şaşkınlıkla. Ikisinde aynı anda kafalarını salladılar ve gülümsediler. Oflayarak önden olarak kantine girdim ve bos bulduğum bir masa'ya yerleştim. Bizimkiler'de arkadan geldi. Selim'ı yanıma oturması için çekiştirdim ve oturdu. "Derin'le neler oluyor bakalım?" Dedim tek kaşımı kaldırırken. Selim'in yüzü düştü. "Hiç." Dedi ve yanımdan kalkıp bir öbür tarafıma oturdu. Araf kantine gelmemişti. Ondan dolayı rahattım. Aslında rahat değildim. Bir yanım acaba birsey'ı oldu? Diye içini yiğiyordu. Omuz silktim ve dudaklarımı kemirmeye başladım. Selim le aynı anda "Kesin artık!" Demiştik. Daha sonra aynı anda kahkaha attık. "Selim hadi koş gidelim!" Dedim ve ayağa kalktım. Selim'de ayağa kalktı. Ama o yarı yolda erkekler tuvaletine girdi. Sınıfa girdiğimde bir çocukla Araf kavga ediyordu. Aman ne güzel! Ama öyle yumruklu tekmeli kafalı değil. Söz sel. Yanlarına doğru gittim.Böyle birşey yapmaya'da bilirdim.
"Ooo Araf bulmuşsun Hatun'u." Araf kaşlarını çattı. "Kes sesini !" Yutkunup sırama yani Araf'ın sırasına oturdum. "Yağmur sen niye kantinde değilsin?!" Ağzımı açacakken o çocuk konuştu. "Aa çok ayıp belki beni görmeye geldi?" Kaşlarımı kaldırıp indirdim. "Sen kimsin'de görmeye gelicek seni!" Ayağa kalktım ve kapı'ya gitmek için niyet ettim. Araf kolumdan tutunca oturdum. Bileğimi havaya kaldırınca kalktım. Yeter gari! Karar ver ne ediyim! "Yürü gidiyoruz! Burda bitmedi!" Dedi önünde duran çocuğa ve sınıfın kapısına doğru ilerledi. Bense omuzum'un üstünden arkamızda kalan çocuğa bakıyordum. Bana göz kırptı ve gülümsedi. Birisi bana gülumseyince ister istemez gülümsediğim için hemen önüme dönüp kendi kendime güldüm. "Neye gülüyorsun?" Araf'a baktım ve kaşlarımı çatıp ellerimi geri çektim. "Kantin'in yolunu biliyorum!" Dedim ve hızlı adımlarla kantine doğru yürüdüm. Araf arkamdan hızlı bir şekilde gelip bana yetişti ve tekrar elimi tuttu. Ofladım ve yüzümü çevirdim Araf'a. "Araf illa'ki sözle'mi belirteyim. " dedim ve ellerimi'zi gösterdim. Araf kafasını aşağı yukarı salladı. Oflaya puflaya "Elimi tutmanı istemiyorum." "Ama ben istiyorum." Kaşlarımı çattım. "Araf bak hep kendini düşünme! Her hareketin'de karşı tarafın'da düşüncelerini fikirlerini alman gerek. Ama sen bunu aklının bir köşesinden geçirmiyorsun bile. Ve ben elimi tutmanı istemiyorum." Deyip elimi çektim. Araf bileğimi tutup yüzüme doğru eğildi. "N'oluyor beyoğlu? " gülümsedim. Tek kaşımı kaldırdım. "Belli'ki Soyadımla hitap edeceğin birşey olmuş Araf hı?" Dedim ve bileğimi çekip çifte kumruların yanına gidip oturudm. Zil çalmıştı. Hep birlikte ayağa kalktık. Özge'nın yanına gidip kulağına "Hemen satıldık he?" Dedim. Özge alt dudağını büzdü. "Ya şey. " "Tamam tamam şaka." Dedim ve iç çekip Araf'ın sırasına oturdum....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun Bozan Hayat (DÜZENLENİYOR)
Novela JuvenilHayat'mı kötü? İnsanlar'mı acımasız? Ben bu iki sorunun cevabını hayatımın değişmesi ile buldum. Hayat;Hani bir çocuğun eline şeker verirsinde birisi gelip alır ya. İste tam olarak hayat'ın anlatım şeklidir. Birgün çok mutlu olursun dersinki kend...