"Sensin" Dedi.
Kahkaha attım. Mert kafasını kaldırdı ve acayip bir şekilde bana baktı. "Tamam hadi söyle bakalım kimmiş bu kız? " Mert ofladı. "İnanması güç dimi? Sana aşık olabilecek en son kişi benim dimi aklında? Kaç kere,ah bir bilsen kaç kere denedim sana olan aşkıma son vermeyi. Ama olmuyor! Yapamıyorum!" Dedi ve ayaklarını yere vurdu. Yutkundum. "Biliyorum beni sevmiyorsun,sevmiğceksin'de. Beni abin gibi görüyorsun dimi? Ama ben seni hep sevdim. Küçüklüğümden beri. Hani Yusuf hep sana birşeyler söylemek istiyordu ya. Işte buydu. Ben hep ona anlattım herşeyi. Ilk başta küçüklük aşkı gelip geçicidir dedi. Ama öyle olmadı." Mert sustu ve etraf sessiz oldu.
Yavaş yavaş sallıyordu . Son sorusundan sonra bir daha hiç konuşmadık. "Tabi ben aramızın bozulmasını istemem. " Evet sayın seyirciler bunu ben söyledim. "Aramızın açılacağını'mı düşündün? " Ayaklarımla salıncağı durdurdum ve Mert önüme geçti. "Ben-"
"Aramız bozulmayacak.15 senelik bu arkadaşlık bitmeyecek."
Gülümsedim. "Bitmeyecek.""Ya hayır yaa" diye isyan ettim. Derin'de yüzünü düşürdü. "Mert bir kaç gün daha" Dedi Derin. "Okul N'olacak?" Derin kaşlarını çattı. "Bunun için'mi gidicez diye tutturdun? " Mert kafasını aşağı yukarı salladı. Derin,Mert'e bir tane geçirdi. "Salak jojuk izin aldık yaa bir kaç gün. " Muzipçe sırıttım. Özge'de yazık yavrum öylece bakıyor. Özge'nin yanına oturdum ve sarıldım. "Sende bizde kal." Özge bir 'oh' çekti. "N'oldu kız? " Gülümsedi. "Sonra anlatırım. " Kafamla onayladım. Mert "Iyi tamam kalırız Ayşe teyze izin verirse." Deyince telefonumu elime aldım ve annemi aradım. Annem üçüncü çalışta açtı. "Anne Mertler bizde kalıyor çok sağ ol." Deyip kapattım. Derin kahkaha attı. Saate baktım ve aklıma birden Araf geldi. Anaaa ben Arafı odada unuttum. Garibim sıkılmıştır o şimdi."Evet bebişler bizde kalıyorsunuz." Deyip merdivenlerden çıktım.
Odamın kilidini açtığımda Araf hala uyuyordu. Gozlerimi devirdim. Yanına gittim ve omuzlarından dürttüm. "Araf!" Ses vermedi. "Hadi kalk sabah oldu." Kıkırdadım. Araf'ın fotoğrafını çektim. Daha sonra karnına bastırdım. Yada kas yığınınamı demeliydim? Önünde uzamış olan saçlarından çektim. "Ya kalksana! " Araf mırıltılar çıkarttı ama kalkmadı."Araf hadi kalk!" Aklıma gelen fikir ile muzipçe sırıttım. "Mertler bizde kalacakmış ." Araf tek gözünü açtı. Gülümsememi görebiliyordu. "Şaka'mı bu?" Uykulu sesi boğuk çıkmıştı. Kafamı iki yana salladım. Araf kaşlarını çattı. "Yağmur sinir etme beni güzelim doğru düzgün anlat şunu. " Alt dudağımı kemirmeyi bırakıp konuşmaya başladım. "Ya işte bir kaç gün bizde kalacaklar sonra geri gidecekler. Mert ve Derin" 'Derin' kısmını üstüne basa basa söyledim. Araf ofladı. "O tipik'ten uzak duracaksın." Durdum durdum. "Tipik?" Diye sordum.
Kaşlarını iyice çattı. "Tamam tamam Mert."
Araf'a telefon geldiği için aceleyle çıktı. Giderken'de Selim'i bizimle bıraktı. Selim'e nereye gittiler diyorum söylemiyor. Kapı çaldı. "Anniştir." Dedim ve Selim'e bakış attım. Kapı'da Nur ve Çağları görünce bir garip oldum nedense. Ama gülümsemem gerekiyordu. Ayıp yani. Gülümsedim. "Otur,otur." Dedi Nur. "Biz geliriz." Nur'a sarıldım ve yanıma oturması için kolundan çekiştirdim. Nur gülümsedi ve kulağıma eğilerek "Banyo nerede?" Dedi. "Üst katta koridor'un başından 2. Kapı. " dedim ve gitti. Ardından Çağlar tereddüt etsede sarıldı bana. Bende ona karşılık verdim. Çağlar hemen yanımdaki koltuğa oturdu ve yanına Nur oturdu. Kısa bir gülüş attım. Ne ara çıktı bu kız? Belki'de ellerini yıkamıştır? Yani herkes benim gibi pislik değil ya. "Eee nasılsın? " gözlerimi devirdim. "Eğer bir kişi daha bu soruyu sorarsa intihar edicem. "
Nur gülümsedi ve "Peki" dedi. Çağlar ayakları ile ritim tutarken Derin telefonu ile ilgileniyordu. "Kuşum bana bir bardak su getirsene." Derin kafasını telefondan kaldırmayınca Mert gülümsedi ve mutfağın yolunu tuttu.
"Görüşürüz tekrar gelin" Dedim gülümsememi daha çok yaygınlaştırırken. Çağlar kulağıma eğildi. "Sevgilin?" Dedi soru sorarcasına. Çenesi ile Merti gösterdi. Kulağına . "Abim sayılır." Dedim Çağlar'ın yanakları tutuştu. Gülümsedim. Nur yanağımdan öptü. "Ya şu garibide bıraksanıza eve." Dedim Özge'ye sarılırken. Özge kaşlarını çattı. "Gerek yo-" Nur sözünü böldü. "Tabikide " dedi. Poker face sırıtışım ile Özge'yi öpücük manyağı yaptım ve uğurladım."Gülü,gülü gene gelin." Dedim ve el salladım.
######Bir kaç saat sonra#####
"Ay anniş ben yatıyorum. " Annem beni sulu sulu öptü ve gene o can alıcı soruyu sordu ."Ağrın varm-"
"Anne!" Gülümsedi. "Tamam tamam iyi geceler." Yukarı çıktım. Odama girdim ve yatağıma uzandım. Balkon'dan gelen sesler ile balkon'un perdesini hafif açtım. "Ee yuh ama!"
"Yüzünü şöyle yapma iğrenç oluyorsun. " kaşlarımı çattım."Sinir'misin ya sen? Hem niye geldin bu saatte?" Topu tekrar bana attı."Çok nedeni var." Ofladım. "Söyle işte ya. "Görmek istedim. Merak ettim." Gözlerimi devirdim ve topu tekrar ona attım. Şuan Arafla yatağımda karşılıklı oturmuş küçük lastik topu birbirimize atıyoruz. Araf'ın yanlışlıkla topu karnımdaki yaraya atması ile inledim. "Siktir! Iyi'misin?"
Kafamı aşağı yukarı salladım."Sorun değil acımadı. " Araf yanıma geldi sırtını yatağım'ın başlığına dayadı ve beni'de yanına çekti. "Bıraksana ben yerimden memnundum." Kolları ile sıkıca tuttu belimi. Bu gidemezsin demek oluyordu onun dilinde. Ofladım. Ayağımı salladım,şarkı mırıldandım, ellerimle oynadım, saçımdan bıyık yaptım. "Sor hadi sor." Tek kaşımı kaldırdım. "Neyi?" Ofladı."Of Yağmur sor hadi ne sormak istiyorsan." Boğazımı temizledim. "Peki" dedim sondaki 'i' yi uzatarak."Bugün sana telefon geldiğinde-" direk "Hayır" dedi. Ofladım. "Ya niye böylesin?" Araf afallamış olacakki bir kaç saniye sonra cevap verdi."Nasılım?" Dudaklarımı ıslattım."Gizli kutu gibi. Hiç bir zaman açılamayacak bir gizli kutu." Yutkundum ve cümleme devam ettim. "Sen benim herşeyimi bilirken ben senin hiç birşeyini bilmiyorum." Araf ağzını açacakken sözünü ağzına tıktım. "Niye bilmemi istemiyorsun? Niye seni tanımama izin vermiyorsun? " Araf sessiz duramadı ve konuştu. " Sen kimsenin bilmediği şeyi biliyorsun. Bilmen gerekeni biliyorsun." Kaşlarımı hafif çattım. "Ben'mi? Bak ben ne biliyorum. Ismin Araf Soyadın KUTGÜN Bu kadar." Araf gülümsedi. "En önemli şeyi unuttun."
"Annem'in olayını bilen ilk kızsın. Aynı annem gibisin. Annemi çok seviyorum."
Ağzım beş karış açıldı. "Annen'e benzettiğin için'mi benimle ilgileniyorsun?".
"Seninle ilgilenmiyorum."
Gözlerimi devirdim.
"Seni sevip sevmediğimi nerden biliyorsun?""Sana fikrini sormuyorum.O cevabı biliyorum zaten ." Yutkundum. Son sözünden sonra ağzımı bile açamadım. Dudaklarımı kemirdim. "Benim yanımda utanma."
Utanma? What dedin hacı? Dudaklarımı bilmem kaçıncı defa ıslattım ve sesim yerinde'mi diye kontrol etmek için bir kaç defa öksürdüm. "Utanmak'mı? Ya yok ya şey benim uykum geldi'de onun için sessiz kaldım ya ben." Araf'ın yüzünü şuan görmüyor olsam bile sırıttığını anlayabiliyorum. "Gülme! " Araf boğazını temizledi ve ciddi bir ses tonu ile,"Uyu" dedi. Evet gene bir emir gene bir sitem. "Uykum yok."
Bir dediğim bir dediğimi tutmuyordu.
"Uyu"
"Tamam git o zaman."
Araf 'Ya sabır.' Der gibi tavana baktı.
"Ne?." Kafasını salladı ve geldiği yerden bir güzel gitti. Odama dönüp yatağıma yattım. Gözlerimi kapattım ve uykuya daldım."Düzenleniyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun Bozan Hayat (DÜZENLENİYOR)
Teen FictionHayat'mı kötü? İnsanlar'mı acımasız? Ben bu iki sorunun cevabını hayatımın değişmesi ile buldum. Hayat;Hani bir çocuğun eline şeker verirsinde birisi gelip alır ya. İste tam olarak hayat'ın anlatım şeklidir. Birgün çok mutlu olursun dersinki kend...