Saçlarımı topuz yaptım ve gözlüklerimi taktım. Sabah uyandığımda Araf yoktu ve aramama rağmen acmamıştı. Odadan çıkıp aşağı kata indim. Bu sefer Selim'ı aradım. Sinirle soluyup "Allah Allah! Nerde bunlar?!" Diye söylendim. Otopark'a doğru yürüdüm. Otel'den çıkıcakken birisi arkamdan seslendi. "Yağmur Hanım!" İsmim geçmişti,ama hanım? Omuz silkip yürümeye devam ettim. Biri kolumdan tuttu "Yağmur Hanim." Bana seslenmişti. Hayretle havaya kalkan kaşlarımla "Buyrun?" Dedim.Gömleğindeki sembol Otel'de çalıştığını belli ediyordu. "Araf bey,o gelene kadar otelden çıkmamanızı söyledi." Ne karıştırıyordu gene bu. Kolumu yavaştan çekip "Kendisi nerde?" Diye bir soru yönelttim. Yanakları kızaran 18,19 yaşlarındaki çocuk "Sabah çıktılar." Dedi. Neler oluyor? "Çıktılar?" Çocuk ağzını açıcağı sırada Selim otelin kapısının orada belirdi. "Neyse,sağolun. " deyip büyük adımlarla yanına gittim. Selim beni görünce şaşırdı yada bir kötü oldu. "Yağmur? " yanına varınca direk konuya dalıp "Araf nerde?" Dedim. Kollarını iki yana açıp "Bilmem." Deyip içeri kaçtı. Sinirle telefonu çıkartıp tekrar aradım. Çalıyor,Çalıyor,vede açılmıyor! Aklıma gelen kötü şeyler ile otele geri girdim. Odaya çıkıp kendimi yatağa attım. Yoksa gitmişmiydi? Kaprislerime dayanamayıp.....Yok canım,yani....Ayağa kalkıp ofladım. Tuvalete girip yüzümü yıkayıp odadan çıktım. Selim'in asansöre bindiğini görünce asansöre doğru koştum.
Sonuc:Yetişemedim!
Hızla merdivenlerden inmeye başladım. Ben aşağı inince Selim kapıdan çıkıyordu. Kosturmaya başladım,Selim otopark'a gidiyordu. Arabasına binince hemen önüne geçtim. Selim kemerini takınca göz göze geldik. "Ya Beni de götür yada Araf nerde söyle." Selim arabadan indi,bende yanına gittim. "Gelmek istediğine emin'misin?" Kafamı evet anlamında sallayınca piç smile atti. "Bak Son kez soruyorum-" "eminim!" Kafasını salladı,"Karı kıza bu kadar meraklı olduğunu bilseydim." Araf karı kızla'mıydı? "Araf karı kızın yanında'mı?" Kaşlarını çattı. "Araf nerde bilmiyorum,ben karı kıza gidiyorum." Bide açık açık söylüyor. Buğra dan beklerdim'de Selim'den beklemezdim. Omuzlarımı indirip "Gelmiyorum o zaman." Dedim ve arkamı döndüm. Otelin yemek bölümüne gidip birşeyler atıştırdım.
Telefonum çalınca hemen açtım.
"Alo!" Derin. "Efendim?" Aklım hala Araftay'dı. "Napıyorsun?" Gözlerimi devirip "Hiç,yemek yiyiyorum. " diyerek kısa kestim. "Hım..." diye sesler çıkarttı.
"Şey Derin'm ben seni müsait olduğum bir zaman arasam?"
Ya birşey olduysa?"He,şey peki tamam. Görüşürüz." Telefonu kapatıp bir kere daha aradım. Ama açmıyor. Sinirle sandalyeyi geri itip otele doğru yürüdüm. O çocuğu arıyordum,sabah otoparka gidicekken kolumdan tutup beni engelleyen görevli çocuk..
Tam da karışma çıkmıştı. Çocuğu durdurup önüne geçtim. "Hey,Araf nerede?" Çocuk bana bakıp "Araf bey nereye gittiğini bize tam olarak bildirmedi,ama emri var gelene kada-" çocuğun sözlerini bölüp kafamı salladım .
"Anladım biryere çıkamıyorum." Saat 5 olmuştu. Odanın kartını elimede iyice tutup odaya doğru adımladım. Kartı odanın kapısının ağzına sokup açılmasını bekledim, içeri geçip kapıyı kapattım. Yatağa sırt üstü yatıp düşündüm....
Aklıma gelenleri sıraladım...
1-Başına birşey geldi.
2-Icti içti bir yerde sızdı.
3-Telefonun sarji bitti ondan açmıyor.
4-Beni bırakıp gitti.
5- başka birisi ile.....Hepsi arasından anca 3. Sevmiştim. Oflayarak sağ tarafa dönüp gözlerimi kapattım ve gelmesini bekledim....
***
Gözlerimi yavaşça açıp kafamı kaldırdım. "Şşşş uyu güzelim." Araf'ın sesi,o gelmişti. Gozlerimi tekrar açıp "Ne uyuması ya." Diye sitem ettim uykulu sesimle. Yatakta dogrulmaya çalışırken beni omuzlarımdan tutup yatırmaya çalıştı. "Araf Bırak beni!" Sesim uykulu bir insana göre sinirli ve yüksek çıkmıştı. Bana hesap vermek zorunda! "Neredeydin? Ya öldüm meraktan! Sana birşey oldu diye,bırakıp gitme korkusu ile burun burunaydım! " Araf ne oluyor lan der gibi bakıp "Buradayım ve saglikliyim. Birşey olmadığına göre uyuyabilir'miyiz?" Kafamı sağa sola salladım."Uyuyamayız! Neredeydin dedim sana!" Oflayarak "Seni ilgilendiren konular değil Yağmur." Tek kaşım otomatik bir şekilde havaya kalkarken "Ne demek beni ilgilendirmeyen konular? Benim her dakikam, her saniyem, herşeyim seni ilgilendiriyor. Ama Araf beyin beni ilgilendirmeyen konuları boyundan uzun!" Gözlerinin kahveden siyaha döndüğünü görünce içimi korku kapladı,ama şuan konumuz o değil! "Ne diyorsun sen? Tabiki'de senin geçmişin geleceğin beni ilgilendirecek!"Kaşlarım çatılıken "Farklı konuşuyorsun Araf!" Dedim. "Sanki seninmişim gibi konuşuyorsun." Oda benim gibi kaşlarını çatınca "Sanki?......Benimsin!" Ben sıkıldım artık şu 'benimsin,seninim.' Mevzusundan. "Senin falan değilim! Kafana sok şunu!" Araf sözümü bitirir bitirmez üzerime çıkıp "Deneyelim." Dedi.
Içimde bir yerde sızan Yağmur kalktı. 'Gotun tutuştu dimiiii,yaa. Sıkıştır adamı! Zorla adamı! Al sana baban!' Diye dalga geçti. Sesindeki ne tehdit'di nede soru. Bir eli sağ omuzumun orada diğer eli de sol omuzumun oradaydı. Yutkunup "Saçmalama.....Hemen kalk üzerimden!" Piç sırıtışını ne zamandır gormuyorken şimdi gösterdi işte. "Sana kötü yanımı gostermeyeli gostermeyeli beni iyice ponçik belledin. Bana emir veremezsin bunu unuttun'mu?" Aklıma ilk tanıştığımız anlarda yaptıkları gelince gözlerim kizarmaya başladı. Yuzlerimiz birbirine yaklaşmaya başlayınca bende 'ne duruyorsun kızım! Kacsana! ' diye bana fikir sunan küçük yağmuru dinleyip yatakta gitmeye çalıştığım kadar geri gitmeye çalıştım. Boynum'un bir kısmı yatağın başlığına degince Araf'da kollarımdan tutup altına geri çekti. "Araf! Araf bıraksana!" Bir yandan sesimi ayarlamaya çalışıyordum. Duyanlar yanlış anlayacakti.
'Ne yanlısı kızım! Tam da anlamak istediğini anliğcak!'
Araf'ın bir eli tişörtüme değince atmadığını düşündüğüm kalp'im ağzımda atmaya başladı. Sesim artık çok cılız ve sessiz çıkmıştı. "Lütfen.." Araf gözlerini bedenim'den cekip yüzüme baktı. "Yapma.." Araf'ın karşısında ilk defa bu kadar çaresiz ve gucsuzdum. Okulda ilk gün kantinin orada sıkıştırıp ağlattığında bile durumum daha iyiydi,ama şimdi....
"Özür dilerim.."
Araf sanki beni duymamış gibi daha çok yaklaşınca telefonu çalmaya başladı. Birden gelen ses ile "Araf Telefonun!" Diye bağırdım. Korkuyordum...Hemde çok...Yanaklarımda islaklik hissedince Araf iyilik yapıp üzerimden kalktı ve telefonunu açtı.
"Evet///////Tamam nerde?/////Tamam geliyorum ." Telefonu kapatıp cebine koyunca gelmesinden korkup yatakta gidebildigm kadar geriye gittim. Araf sanki düşüncelerimi okuyabiliyormus gibi yanıma gelip beni kendine çekip sarıldı. Hıçkırıklarım odada yayılırken Araf'ın kalp'inin sesini'de duyabiliyordum. "Sakın birdaha bana kafa tutma güzelim. " alnıma öpücük kondurup tekrar sarıldı. "Bu konudada suphen olmasın,sana asla zarar vermem." Yani,az önce...Şaka'mıydı? Aklıma D-C oynarken Araf'a sorulan soru gelince irkildim.
Benim hakkımda sadist düşünceler kurmuştu. Ama geçip gittiğini söylemişti,"Araf." Diyebildim hıçkırıklarımın arasından. "Hıı..." kafamı kaldırıp "Benim hakkımda sadist düşünceler kurarken beni öldürüp kanımı içmeyi falan'mı dusunuyor dun?" Gülümsedi. Kafasını aşağı eğip dudakları dudaklarımı kapatınca birden alt dudağımı ısırdı, küçük bir inilti ile dudaklarımız ayrıldı. Ben hala anın şoku ileyken Araf "Sadits düşüncelerden biri." Dedi ve cebinden bir mendil çıkartıp dudağımı sildi. "Acıyor'mu?" Göstermesini istememiştim. Gözleri arkamdaki saate takılınca bir kez daha alnımdan öpüp "Uyu sen ben gelicem ." Dedi ve gitti. Arkasından öylece bakıp kaldım. Elim dudağıma gidince kanadigini fark ettim. Yatağa oturdum ve beynim kendine gelmeye başlayınca ayağa kalkıp "Nereye..." dedim,ama çoktan gitmişti. Oflayarak yatağa uzandım,ne olmuştu az önce? Gözlerimi kapattiigm her an gözlerimin önüne o an geliyordu. Biraz daha oyalandıktan sonra uykum geldi ve gözlerim otomatik bir şekilde kapandı....
Tadaaam! Evet! Immm. Bir bölüm sonu hehhhe
Biraz geç gelmiş olabilir ama tatildeyim ve bulunduğum yerden kendimi alı koyamıyorum,her neyse....Elimden geldiğince uzun ve hızlı yazmaya çalıştığım için yazım yanlısı falan çok affedin. ..
Öpüldünüz....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun Bozan Hayat (DÜZENLENİYOR)
JugendliteraturHayat'mı kötü? İnsanlar'mı acımasız? Ben bu iki sorunun cevabını hayatımın değişmesi ile buldum. Hayat;Hani bir çocuğun eline şeker verirsinde birisi gelip alır ya. İste tam olarak hayat'ın anlatım şeklidir. Birgün çok mutlu olursun dersinki kend...