-57- "Yağmur?"

48 6 4
                                    

Saate baktığım'da 7'ye geliyordu. Annemi aradığım'da teyzemlere gelmemi istemişti. Ona evde kalmak istediğimi söylediğim'de kabul etmişti.

Araf'a gelirsek...Uyuyor.Uyandığın'da beni burada görse kim bilir ne olurdu.
Kızar mıydı?
Şaşırırdı o kesin.
Sevinir miydi?
Eskiden olsa mutlu olur derdim.

Derin bir nefes üfleyip ayağa kalktım. Masa'nın üzerinde duran telefonu elime aldım ve son kez daha düşündüm.
Planım Buğraya Araf'ın telefonundan mesaj atıp Araf'ı emin ellere bırakıp gitmekti.
Ama emin olamıyordum,ve bunu kendim'de bilemiyorum.
Onu bırakmak konusunda mı?
Mesaj atmak konusunda mı?
Başka bir yolum olmadığı için,telefonun kilidini açıp mesajlar kısmına girdim. Buğraya gelip aklımdakileri yazdım.
Zaten en son Buğra
"Nerdesin be!" Yazmış.

Konum atıp "Al! Buradayım!." Yazdım.
Umarım gelirlerdi. Telefonu kapatıp tekrar masa'ya koydum. Buraya gelmeleri 1 saat falan sürerdi.

Tekrar tekli koltuğa oturdum. İçimden bir yerler artık ona anlat, ondan başka sana yardım edebilecek kimse yok diyor bağırırken.
Diğer küçük bir taraf da "Anlatınca olacakları düşün..." diyordu. Ve o küçük taraf daha ağır basıyordu!
Araf'ın telefonu titreyince ayağa kalkıp telefonu elime aldım. Buğra yazmıştı.

"Bir yere gitme yoldayım." Telefonu kapatıp tekrar aynı yere koyup Araf'ın yanına gittim. 3 lü koltukta uzanmış uyuyordu. Koltuğun karşısına,yere oturup yüzüne baktım.

"Eğer buraya gelmeseydim,belki de eski ortamım'da eski evimde,eski arkadaşlarımla olacaktım. Belki'de orada'da sevdiğim birisi olacaktı. Hergün beni sevdiğini söyleyecekti,bende mutlu olacaktım. Her gece konuşacaktık belki'de. Bana sevgi içeren cümleler yazacaktı. Sonra,sonra her gün yaptığımız o sevgi içeren konuşma basitleşecekti, ortada bir yanlış anlaşılma olacaktı ayrılacaktık. 1,2 hafta ağlayacaktım,üzülecektim. Derin üzülmemem gerektiğini falan söyleyecekti. Seni tanıyamayacaktım. Gerçek sevgi'nin sadece sevgi içeren cümlelerden oluşmadığını anlayamayacaktım. Sevgi'nin basitleşmediğini anlayamayacaktım. Ortada bir yanlış anlaşılma olsa bile ayrılmak gerekmediğini öğrenemeyecektim. Sevgi nasıl korunur,bilemeyecektim.
Nasıl gerçekten sevilir bilemeyecektim.
Ama buradayım,şuan yanındayım. Hepsini öğrendim,sayende. Öğrendim,öğrendim ama,ama bak şuan nasılız?" Derin bir nefes aldım. "Bak nasılız..."
"Biliyorum,hepsi benim suçum. Üzülmen,bu halde olman,ayrı kalmamız. Hepsi,hepsi benim suçum. Kabulleniyorum. Ama,ama elimde yapacak birşey de yok Araf. Keşke,keşke seninde düşüncelerini alabilseydim. Keşke sana herşeyi anlatıp senin ne yapacağını öğrenip sonra herşeyi beyninden silebilseydim.
Sen ne yapardın Araf? Bir taraf da annen,baban olsaydı. Onların hayatı söz konusu olsaydı ne yapardın? "

"Vazgeçmezdi." Ne olursa olsun gene'de yılmazdı. Ayağa kalktım. Birazdan gelirdi Buğra. Beni burada görmesi pek de hoş olmazdı. O yüzden hızlı olmam gerekiyordu.
Çantamı sırtıma takıp Araf'ın yanağından öpüp çıktım evden.

~~~

3 saattir Özge'nin kendi yaşadığım olayları sanki bilmiyormuşum gibi anlatmasını dinliyordum. "Sonra mesaj attı gitti işte." Derin bir nefes üfledim. "Öyle yani...Aa,dur. " Dedi ve 2,3 saniye boyunca sessizlik kapladı. "Buğra mesaj atmış,Araf-"
Ne yapacağımı şaşırıp "Özge,Özge. " diye böldüm onu. Özge susunca,yalandan esnedim. "Valla çok uykum geldi,sonra konuşsak olur değil mi? Olur,olur.Haydi görüşürüz" Deyip kapattım telefonu. Kalbim,ne kadar hızlı atmıştı. Tek sözüyle,bir isimle...

Telefonu komidine koyup yorganımın içine girdim.
Acaba gene ne yapmıştı?
Neyi söyleyecekti Özge?
Ona birşey mi oldu?
Olmaz,güçlü o-
Aklıma bugün ki hali gelince bir önceki cümlemdeki "Güçlü. " kelimesi 10 katlı bir binadan aşağıya düştü.

Oyun Bozan Hayat (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin