34.Bölüm:Özür dilerim

64 9 0
                                    

"Ya,işte buda onu dinlemeden bitirmiş. " noluyor lan?! "Ya işte. Çok üzgün ya. Ama yok suç Araf'ta. Kızı zorla şey yaptırmaya çalışmış. Yani tövbe tövbe. Oğlum sende!" Gozlerimi açtım yavaş yavaş. "Neyse dur orada görüşürüz. " kaşlarım çatık yatakta dogruldum. "Hadi hazırlan!" Ayağa kalkıp "Kime anlattın lan?!" Diye cırladım. Özge oturduğu tekli koltuğumdan  kalkıp geri geri doğru yol aldı. "Ya,Buğra,Buğra." Totosuna vurup "Kız niye anlatıyorsun ona?! Gidip şimdi Araf'a söyleyecek,oda 'vay anam,yalancı. Bide üste çıkıyor ' falan diyecek. Allah seni ne etmesin!" Diye nefessiz kalana kadar saydım. Özge yavaş der gibi ellerini kaldırdı. "Senaryo kurdun be kızım. Hadi giyinde gidek." Kaşlarımı çatıp "Çık!" Deyip işaret parmağımı kapıya doğru tuttum. Kapıdan çıkıp gidince dolabımı açtım. Mavi dar kotumu giyip üstüne beyaz tişört'ümü giydim. Belime siyahlı kırmızılı gömleğimi bağlayıp saçlarımı açık bıraktım. Siyah sapkamida kafama Nasrettin hoca misali ters takıp küçük sırt çantama çalışacağım kitapları koydum. Aşağı indim. "Kalk!" Diye bağırdım. O şuan suçlu. Onun icin bağırıyorum. Beyaz convers'lerimi giyip binayı terk ettim. "Benim suçum yok ki." "Sus! Taksiyi maksiyi ara!" Telefonu çıkartıp aradı.

☆☆☆


"Ya,bırak gidicem." Özge kolumdan tutup tekrar cimenlere otutturdu. Oflayrak oturdum ve test kitaplarımı açıp ders çalışmaya çalıştım. Nerdeyse herkez yanındaki arkadaşı/sevgilisi ile uğraşıyordu. Gozlerimi devirip tekrar okudum paragrafı. Arkamdan dolanan eller ile irkildim. Kafamı sağa çevirip bana sarılan kişiye baktım. Araf! "Bırak beni!" Kollarını belimden çekip kafamı gene test kitaplarına gomdum. Yanıma oturup ellerini tekrar belime sardı. Kafasını boyun çıkıntıma koyup sessizce "Özür dilerim." Dedi. Araf! Araf Kutgun özür diledi! Hemde benden! Duyduk duymadık demeyin özür diledi! Ilk defa! Bende aynı ses tonunda "Pişman olucaksın demiştim. Kalbim çok kırgın
Kutgun." Kafasını kaldırdı. Saçlarım hep yüzüne dolaşmıştı. Gözleri çok garip bakıyordu. Pişmandı çok belli. "Ilk defa kırılmadı ya?"    "Alışkanlık haline getirme oldu seninki" Araf gülümsedi "Yani?" Hayır onu affetmiğcem! Benim onu aldattığımı düşünmüştü. Hemde daha doğru dürüst tanımadığım birisi ile. "Yani Kutgün! Bana yaklaşma bile." Dedim ve ayağa kalktım. "Neden söylemediniz bunun geliceğini?!" Herkez bana baktı. Kitabı çantaya koyup çantamı daha kapatmadan alıp koşar adım uzaklaştım oradan. Bitti'mi? Sonsuza dek? Birdaha yok yani? Hani daha yeni aldığınız bisikletten düşersiniz ve bacağınız kanar ama o mutluluktan acı'yı bile hissetmezsiniz ya. Araf oydu işte. Canımı yaksa bile beni mutlu etmesinden yada onun yanında mutlu olduğumdan bir bok hissetmezdim. Ama bu sefer çok kırıldım. Bu seferki can acısı değil kalp acısı oldu. Ama olayı şimdi anladım. Canım yandığında yanımda olup bana sarılıyor yada mutlu ediyordu,ondan hissetmiyordum yada affediyordum. Ama bu sefer kalp acısında yanlızdım. Yanlız bırakmayı tercih etti. Onun için bu yük,onun için bu acı,ondan bu affetmeme duygusu. Gözlerim yanınca, burnumda yanmaya başladı. Iki yanıma bakıp karşıya geçtim. Arkamdan bağırıyordu "Yağmur!" Burnumu elimin tersi ile silip kaldırıma adımımı attım. Kalp ritmim hızlandı birden. Içimde kötü bir his. Sonra işte o alışık olmadığım korna ve fren sesi. Tek bir kelime "Yağmur!" Arkamı dönüp manzaraya baktım. Sonra kendime gelemedim zaten. "Araf!" Dizlerim çöktü ve yerle buluştum. Bir hıçkırık koptu ağzımdan. Çantayı yere fırlatıp yolun ortasına koştum. "Araf!" Herkez toplanmıştı önüne. Nefes alış verişlerim hızlandı. Yanına siz çöktüm. "Araf uyan aç gözlerini Araf!" Araf'ın üstü sırılsıklam olmuştu göz yaşlarımdan. Herkez telaşla birbirine bakıyordu. "Ambulans. Ambulansı arayın!" Bir adam telefonu çıkartıp aradı. Dizlerimin üstünde yarı baygın şekilde yatıyordu. Benim yüzümden,ona birşey olursa benim yüzümden. Eğer orada öyle şeyler söylemeseydim,gitmeseydim olmayacaktı bunlar! "Araf kalk lütfen. Araf!" Ağzını açtı ve yutkundu. Son kelimeleri oldu "Özür  dilerim ." Kendimi aşmış bir şekilde ağlıyorum. Kulaklarımı siren sesi doldurunca yanıma beyaz kıyafetli iki adam geldi. Biri Araf'ı ayaklarından diğeri ise kollarından tutup sedye'ye yatırdı. Bir kadına kolumdan tutup bana birşeyler söylüyordu. "Araf,ya Araf kalksana! Olmadı sana birşey! Desene 'ben iyiyim. Yok birseyim'. Kızsana onlara! Ya seni hastaneye götürüyorlar 'sevmiyorum ben' desene. Sevmezsin sen Hastaneyi! Araf kalk!" Kadına doğru "Bende gidicem!" Diye bağırdım. Kadın beni arabaya bindirdi. Buğra beni arıyordu. Açıp. "Bb-Bb-Buğr-Buğra!" Dedim ağlamaktan. "Yağmur? Noluyor ya?  Araf? Araf yanında'mı?.... Alo? Alo Yağmur?!" Araf'a bakıp "Yanımda."  Dedim sakince. "Heh, iyi. Bak şimdi bizim burada kaza olmuş ben ondan sordum.... Yağmur? O siren sesi-" "Biz hastaneye gidiyoruz,en yakındakine. "

☆☆☆

Kafama bininci defa vurup "Benim yüzümden! Benim yüzümden!" Özge ellerimi cekip "Tamam yeter artık. Vurma kendine. Kendine zarar vemren onu geri getirmiyor." Kaşlarımı çatıp " Ne demek istiyorsun?! O gitmedi! Niye geri getirmiyor diyorsun!" Buğra kaşları çatık Ozge'ye bakıp sus işareti yaptı. Doktor kaç saattir çıkmıyordu. "Neden çıkamıyor? " dedim. "Ameliyatta." Dedi Buğra. Telefonum çalınca hemen açtım. "Anne?" Annem çok telaşlı konuşuyordu. "Annecim,ben bir kaç gün yurtdışında olmak zorundayım. Sen arkadaşında kalabilir'misin?" "Önemli birşey'mi var?" Arkadan birkaç ses geliyordu. "Kalabilir'miisn?" "Kalırım. " "Tamam,benim kapatmam gerekiyor tatlım " Kadir var onla kalırım. Doktor çıkınca kapıdan. "Doktor." Diyebildim. "Nasıl?"yanımıza gelip "Şuan için birşey söyleyemem" dedi. Koridoru gene benim hıçkırıklarım ve ağlama sesleirm kapladı . "Affetmem gerekiyordu! Onu affetmem gerekiyordu! Ne diye affetmediysem?!" Duvara yaslayıp sırtımı yere doğru kaydım. "Ne diye affetmediysem?"



Biliyorum çok kısa. Ama şöyle. Şimdi son sınavlar ve çok kritik yani. Onun için çalışmalardan biraz ara verdim. Anca bu kadar yapabildim.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~_________________________~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Vote atmayı unutmayın. Sevgilerle.....


Oyun Bozan Hayat (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin